“Türkiye’de hükümeti eleştiren her gazeteciye ya PKK’li ya da Gülenci muamelesi yapılıyor. Bu saçmalığa inanmıyoruz tabii ki”
Birgün’den Özgür Çoban’a konuşan Dietmar Bartsch’ın cevapları şöyle:
“Türkiye’de şu anda tutuklanan Alman vatandaşı siviller ve gazeteciler var. Buna ilişkin değerlendirmeniz nedir?” sorusuna Bartsch, “Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik saldırılar kabul edilemez. Türkiye’de gazetecileri hapse atmak artık keyfi bir alışkanlık haline geldi” yanıtını verdi.
“Alman ya da Türk gazeteci diye ayrım yapmıyoruz”
“Çok sayıda Türk gazeteci ve yazar da hapiste şu anda” diyen Bartsch, şöyle devam etti:
“Buna karşı direnmek gerekiyor. Bu olabilecek bir şey değil. Alman ya da Türk gazeteci olarak ayrım yapmıyoruz asla. Türkiye’de ifade özgürlüğü gasp edilen tüm gazetecilerin yanındayız. Basın özgürlüğünün güvence altına alınması gerekiyor ki gazeteci özgürce yazabilsin. Biz ülkemizde basın özgürlüğünü böyle uyguluyoruz. Sadece yandaş medyadan oluşan bir basın kabul edilemez.” Bartsch, basın özgürlüğü için savaşmak gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye’de hapiste olan gazetecilerin özgürlüklerine kavuşması için mücadele etmemiz gerekiyor. Türkiye’de hükümeti eleştiren her gazeteciye ya PKK’li ya da Gülenci muamelesi yapılıyor. Bu saçmalığa inanmıyoruz tabii ki” diye konuştu.
“Erdoğan’a karşı daha sert olmalıyız”
“Partinizin seçim programında Türkiye’ye ilişkin hangi konulara değiniliyor?” sorusu üzerine Bartsch, “Tabii ki seçim bildirgemizde dış politika da var. Şu anda Türkiye ile sıkıntılı bir durumumuz var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli göçmenleri kullanarak bize baskı uygulamaya çalışıyor, ama bu bizim için bir şey ifade etmiyor. Bu onun için esasında geriye doğru bir hamle” diye konuştu.
“Alman hükümeti, Erdoğan’ın bu politikasına yanlış tepkiler veriyor” diyen Bartsch, şöyle devam etti:
“Türkiye’de dün yine iki vatandaşımız tutuklandı. Bizim Türkiye’deki muhalif sivil toplum kesimlerini daha fazla desteklememiz ve onların orada güçlenmesine yardımcı olmamız gerekiyor. Kürtlere yönelik daha fazla kullanılmaması için Türkiye’ye artık daha fazla silah göndermemeliyiz. Ayrıca, Türkiye’deki tüm askerlerimizi çekmemiz çok iyi olacak. Biz Almanya’nın Erdoğan’a karşı daha sert ve tutarlı olması gerektiğini düşünüyoruz.”
“Kapıları kapatmak istemiyoruz”
Bartsch, “Partiniz, Türkiye-AB ilişkilerini hangi bağlamda ele alıyor? Bu ilişkinin nasıl bir çizgide yürütülmesi gerektiğini düşünüyor?” sorusunu yanıtlarken, “Türkiye’nin AB üyesi olabilmesi için yıllar boyunca bazı adımlar atıldı. Biz kapıları kapatmak istemiyoruz, ancak Türkiye’de kötü gidişatı değiştirmek isteyen insanlara da cesaret vermek istiyoruz” dedi.
16 Nisan referandumuna da değinen Bartsch, referandumun neredeyse beraberlikle sonuçlandığını anımsatarak, şunları kaydetti: “Buradan yola çıkarak eminim Türkiye’deki politik süreç değiştirilebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı baskı yapılması gerekiyor, Türkiye’ye karşı değil. Çünkü Türkiye’de gidişattan memnun olmayan, bunu değiştirmek için mücadele eden milyonlarca insan var. Bizim bu insanları desteklememiz gerekiyor. Erdoğan’a baskı yapmak adına ülkeye yaptırım uygulamak işe yaramıyor, bu işte günahı olamayan vatandaşlar da zarar görüyor.”
birgün
“Türkiye’de hükümeti eleştiren her gazeteciye ya PKK’li ya da Gülenci muamelesi yapılıyor. Bu saçmalığa inanmıyoruz tabii ki”
Birgün’den Özgür Çoban’a konuşan Dietmar Bartsch’ın cevapları şöyle:
“Türkiye’de şu anda tutuklanan Alman vatandaşı siviller ve gazeteciler var. Buna ilişkin değerlendirmeniz nedir?” sorusuna Bartsch, “Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik saldırılar kabul edilemez. Türkiye’de gazetecileri hapse atmak artık keyfi bir alışkanlık haline geldi” yanıtını verdi.
“Alman ya da Türk gazeteci diye ayrım yapmıyoruz”
“Çok sayıda Türk gazeteci ve yazar da hapiste şu anda” diyen Bartsch, şöyle devam etti:
“Buna karşı direnmek gerekiyor. Bu olabilecek bir şey değil. Alman ya da Türk gazeteci olarak ayrım yapmıyoruz asla. Türkiye’de ifade özgürlüğü gasp edilen tüm gazetecilerin yanındayız. Basın özgürlüğünün güvence altına alınması gerekiyor ki gazeteci özgürce yazabilsin. Biz ülkemizde basın özgürlüğünü böyle uyguluyoruz. Sadece yandaş medyadan oluşan bir basın kabul edilemez.” Bartsch, basın özgürlüğü için savaşmak gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye’de hapiste olan gazetecilerin özgürlüklerine kavuşması için mücadele etmemiz gerekiyor. Türkiye’de hükümeti eleştiren her gazeteciye ya PKK’li ya da Gülenci muamelesi yapılıyor. Bu saçmalığa inanmıyoruz tabii ki” diye konuştu.
“Erdoğan’a karşı daha sert olmalıyız”
“Partinizin seçim programında Türkiye’ye ilişkin hangi konulara değiniliyor?” sorusu üzerine Bartsch, “Tabii ki seçim bildirgemizde dış politika da var. Şu anda Türkiye ile sıkıntılı bir durumumuz var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli göçmenleri kullanarak bize baskı uygulamaya çalışıyor, ama bu bizim için bir şey ifade etmiyor. Bu onun için esasında geriye doğru bir hamle” diye konuştu.
“Alman hükümeti, Erdoğan’ın bu politikasına yanlış tepkiler veriyor” diyen Bartsch, şöyle devam etti:
“Türkiye’de dün yine iki vatandaşımız tutuklandı. Bizim Türkiye’deki muhalif sivil toplum kesimlerini daha fazla desteklememiz ve onların orada güçlenmesine yardımcı olmamız gerekiyor. Kürtlere yönelik daha fazla kullanılmaması için Türkiye’ye artık daha fazla silah göndermemeliyiz. Ayrıca, Türkiye’deki tüm askerlerimizi çekmemiz çok iyi olacak. Biz Almanya’nın Erdoğan’a karşı daha sert ve tutarlı olması gerektiğini düşünüyoruz.”
“Kapıları kapatmak istemiyoruz”
Bartsch, “Partiniz, Türkiye-AB ilişkilerini hangi bağlamda ele alıyor? Bu ilişkinin nasıl bir çizgide yürütülmesi gerektiğini düşünüyor?” sorusunu yanıtlarken, “Türkiye’nin AB üyesi olabilmesi için yıllar boyunca bazı adımlar atıldı. Biz kapıları kapatmak istemiyoruz, ancak Türkiye’de kötü gidişatı değiştirmek isteyen insanlara da cesaret vermek istiyoruz” dedi.
16 Nisan referandumuna da değinen Bartsch, referandumun neredeyse beraberlikle sonuçlandığını anımsatarak, şunları kaydetti: “Buradan yola çıkarak eminim Türkiye’deki politik süreç değiştirilebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı baskı yapılması gerekiyor, Türkiye’ye karşı değil. Çünkü Türkiye’de gidişattan memnun olmayan, bunu değiştirmek için mücadele eden milyonlarca insan var. Bizim bu insanları desteklememiz gerekiyor. Erdoğan’a baskı yapmak adına ülkeye yaptırım uygulamak işe yaramıyor, bu işte günahı olamayan vatandaşlar da zarar görüyor.”
birgün