Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Demokratik Hareket’in (MoDem) lideri François Bayrou’yu başbakanlığa atadı.
François Bayrou, Michel Barnier hükümetinin 4 Aralık’ta düşmesinin ardından yeni başbakan olarak atandı. Bayrou, Macron’un göreve geldiği Nisan 2022’den bu yana atadığı dördüncü başbakan oldu.
Demokratik Hareket, Fransa Ulusal Meclis’inde 577 sandalyeden 36’sına sahip.
Yeni başbakanın ülkenin 2025 bütçesini meclisten geçirmek ve muhtemel bir gensorudan kaçınmak gibi zorlu bir görevi olacak.
Şu an için sağdan gelen tepkiler görece temkinliyken soldan gelen tepkilerse tamamıyla olumsuz.
Aşırı sağcı Ulusal Birlik’in (RN) Meclis Grup Başkan Vekili Marine Le Pen, X hesabından şunları söyledi:
“Uzun bocalamaların ardından cumhurbaşkanı, François Bayrou’yu Matignon’a (başbakanlık konutu) atamaya karar verdi. Kendisinden Fransız halkını koruma yükümlülüğünün bilincinde olmasını ve önceki başbakanın yapmak istemediği şeyi yapmasını istiyoruz: Makul ve detaylı bir bütçe hazırlamak için muhalefeti dinlemek. Sandıkta iki kez kaybetmiş Macronizm’in bir uzantısı olacak başka herhangi bir politika sadece çıkmaza yol açabilir.”
Öte yandan aşırı solcu Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partisinin Grup Başkan Vekili Mathilde Panot’ysa yeni başbakana yönelik bir gensoru önergesinin sinyalini verdi:
Panot, X hesabından şunları yazdı:
“Emmanuel Macron’u kurtarmak için bir aday daha. Ülkeye iki seçenek sunuluyor. Bayrou’nun talihsiz politikalarına devam ya da tamamıyla bir kopuş. Milletvekillerinin önünde de iki seçenek var: Macron’un kurtarılmasına destek ya da gensoru. Biz tercihimizi yaptık.”
Fransa’nın yeni başbakanı François Bayrou kimdir?
73 yaşındaki Bayrou, uzun yıllardır Fransız siyasetinde tanınmış bir figür. MoDem olarak bilinen merkezci Demokratik Hareket Partisi’nin kurucusu ve lideri olan siyasetçi, Fransız kamuoyunda en çok 1993-1997 yılları arasında muhafazakar bir hükümette eğitim bakanı olarak görev yapmasıyla tanınıyor.
Bayrou 2002, 2007 ve 2012 yıllarında olmak üzere üç kez cumhurbaşkanlığına aday oldu. En iyi sonuç 2007’deki seçimlerdeydi ve o dönem oyların yaklaşık yüzde 19’unu alarak sandıktan üçüncülükle ayrılmıştı.
2017’de Macron’un en büyük destekçilerinden biri olan siyasetçi, kendi cumhurbaşkanlığı adaylığını bir kenara bıraktı ve tüm gücünü o günlerde 39 yaşında olan genç isimden yana kullandı.
O dönemde kısa bir süreliğine Adalet Bakanı olarak atandı, ancak MoDem’in Avrupa Parlamentosu fonlarını zimmetine geçirdiği iddiasıyla ilgili devam eden bir soruşturma nedeniyle hükümetten istifa etti.
Nihayetinde bu yıl, partiden diğer sekiz yetkilinin suçlu bulunduğu ve para cezasının kesildiği Paris’teki bir mahkemede görülen davada aklandı.
Fransa’da hükümet nasıl düştü?
Fransa’da temmuzdaki erken genel seçimin galibi olan sol ve çevreci partilerin oluşturduğu Yeni Halk Cephesi (NFP) ittifakı, Macron tarafından göreve getirilen Barnier ve hükümetinin aşırı sağ ile işbirliği içinde olduğunu savunuyordu.
Ülkeyi üç aydır yöneten Barnier hükümeti, NFP tarafından özellikle sınır güvenliği ve göçle mücadele konularındaki açıklamalarıyla aşırı sağa yaklaşmakla itham ediliyordu.
Barnier hükümetinin elinde salt çoğunluk olmadığından mecliste yasama faaliyetlerine devam edebilmek için aşırı sağcı RN vekillerinin işbirliğine ihtiyaç duyuyordu.
Ancak solcu NFP tarafından sunulan gensoru önergesine, geçtiğimiz günlerde aşırı sağcı RN de lehte oy kullanmaya karar verdi.
Bunun nedeni, başbakanın, 2025 sağlık sigortası bütçesini mecliste oylama yapılmadan geçirmesini sağlayan Anayasa’nın 49’uncu maddesinin 3’üncü fıkrasını devreye sokmasıydı. Daha öncesinde RN’nin Grup Başkan Vekili Marine Le Pen, başbakanın bu hamleyi yapması halinde partisinin gensoru önergesini destekleyeceğini açıklamıştı.
Böylece oylamada 331 milletvekilinin gensoru önergesine destek vermesiyle gerekli sayı 288 aşılmış, hükümet düştü.