Fransa’da 8 Eylül tarihinde güvenoyu oylaması yapılacak. Başbakan François Bayrou’nun azınlık hükümetinin oylama sonucunda düşmesine kesin gözüyle bakılıyor. Ana muhalefet partilerinin oylamada hükümete karşı oy kullanacaklarını duyurması, Bayrou kabinesinin düşmesinin neredeyse kesin olduğu anlamına geliyor.
Krizin arka planında, Bayrou’nun mâli planları yatıyor. Geçen yıl yüzde 5,8’e yükselen ve Avrupa Birliği’nin (AB) yüzde 3 sınırını neredeyse ikiye katlayan bütçe açığını azaltmak için 44 milyar euroluk kemer sıkma planı öneren Bayrou’nun planına göre, iki resmi tatil kaldırılacak ve kamu harcamalarının büyük bölümü dondurulacak.
Bayrou’nun 2026 bütçe planı için güven oylaması talep edeceğini açıklaması, siyasi krizi derinleştirdi. Bu karar, Paris borsasında ve Fransız devlet tahvillerinde sert satışlara yol açtı.
Başbakan Bayrou, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, bütçe planları konusunda hükümeti için güven oylaması isteyeceğini ancak bu oylamayı kaybetme ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti.
Macron’dan “sorumlu davranma” çağrısı
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, gelecek ay bölünmüş parlamentoda yapılması planlanan riskli güven oylaması öncesinde Bayrou’ya tam destek verdi.
Hükümet Sözcüsü Sophie Primas’ın aktardığına göre Macron, Bakanlar Kurulu toplantısında ayrıca ülkenin siyasi partilerine “sorumlu davranma” çağrısında bulundu.
Hükümet düştüğü takdirde Macron’un önünde iki seçenek bulunuyor: Yeni bir başbakan atamak ya da erken parlamento seçimlerine gitmek. Bazı muhalefet liderleri ise doğrudan Macron’un istifasını talep ediyor. Cumhurbaşkanı ise geçen hafta yaptığı açıklamada erken seçim istemediğini ve kesinlikle istifa etmeyeceğini belirtmişti.
Macron’un cumhurbaşkanlığı yaptığı süreçte geçen yıl da Başbakan Michel Barnier hükümeti çökmüştü. Barnier, 2024 sonunda bütçe nedeniyle yapılan güven oylamasında yalnızca üç ay görevde kalabilmişti.
“Biz sağlam ülkeyiz”
Macron, yaklaşan güven oylaması öncesinde bu hafta Fransız borsa ve tahvil piyasalarında yaşanan düşüşe atıfla, kabine üyelerine “Fransa sağlam bir ülke” mesajı verdi.
Macron’un sözlerini kamuoyu ile paylaşan hükümet sözcüsü Sophie Primas, “Fransa sağlam bir ülke, sağlam bir ekonomiye sahip. Ancak kaderimizin kontrolünü elimize almalıyız. Bu, finans piyasalarına Fransa’yı daha da sağlam bir ülke yapmak istediğimiz yönünde güçlü bir mesajdır” diye konuştu. Primas, Macron’un kabine toplantısında parlamentonun feshedilmesi seçeneğine değinmediğini de sözlerine ekledi.
Morgan Stanley analistleri tarafından yayımlanan bir analizde, “Yeni başbakan atanması ya da erken seçim fark etmeksizin Fransa’yı uzun süreli bir belirsizlik bekliyor” değerlendirmesine yer verildi.
Sol partiler ve sendikalardan protesto hazırlığı
Bayrou’nun güven oylamasından iki gün sonra, 10 Eylül’de yeni protestolar düzenlenecek. Sosyal medyada örgütlenen gösterilere sol partiler ve bazı sendikalar da destek veriyor.
2017’de siyaset dışından bir isim olarak seçilen Macron, sağ-sol ayrımını aşma ve Euro Bölgesi’nin ikinci büyük ekonomisini modernleştirme vaadiyle göreve gelmişti. Ancak protestolar, COVID-19 pandemisi ve hızla yükselen enflasyon sonrası kamu harcamalarını dizginleme çabalarında başarısız olduğu eleştirileriyle karşı karşıya.
Halk değişim istiyor
Kriz derinleşirken, yapılan kamuoyu yoklamaları, halkın büyük çoğunluğunun erken seçim ve Macron’un istifasını istediğini gösteriyor.
Üç farklı araştırma şirketinin anketlerine göre Fransızların yüzde 56 ila 69’u parlamentonun feshedilerek erken seçime gidilmesini talep ediyor. İki ankette katılımcıların yaklaşık üçte ikisi, Macron’un, Bayrou güven oylamasını kaybetmesi halinde istifa etmesi gerektiğini söyledi.
Bir diğer ankete göre ise, Fransızların yüzde 41’i aşırı sağcı Marine Le Pen’in liderliğindeki Ulusal Birlik (RN) partisinin hükümeti kurmasını istiyor. Bu oran herhangi bir parti için en yüksek destek olsa da parlamenter çoğunluğa ulaşması imkansız görünüyor. Ankete katılanların yüzde 59’u ise RN’li bir başbakana karşı çıkıyor. Katılımcıların yüzde 38’i başbakanın kariyer politikacı olmamasından yana.