Tel Aviv yönetimine yakın İsrailli düşünce kuruluşu, Erdoğan’ın kendi ordusunu kurduğunu, bunları Türkiye’nin üç noktasında eğittiğini, bu militanların Avrupa’daki terör saldırılarını düzenleyen hücrelerle de ilişkili olabileceğini bildirdi.
Kanat el Alem’de yayınlanan habere göre İsrail, 16 Nisan referandumunda yetkilerini artırmayı bekleyen Erdoğan’ın TSK’nın gücünü zayıflatmasının ardından kendi ordusunu kurduğunu açıkladı. Ordunun içinde “kendisine sadık” birimleri herhangi bir karışıklığa karşı hazır tuttuğu iddia edilen yazıda INSS adlı İsrail Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nün raporundan basına sızan bilgilere yer verildi.
Tel Aviv Üniversitesi’ne bağlı kuruluş, TSK’daki tasfiyeleri işaret ederek bunların yerine “Erdoğan’ın askerlerinin” konulduğunu öne sürdü. Teşkilat yapısı ve komuta kademesi zayıflatılan TSK yerine Erdoğan’ın hücrelerinin güçlendirildiğine dikkat çekti. Erdoğan’a bağlı militanların Türkiye’nin üç noktasında profesyonel askeri eğitim aldığını belirtti.
İsrail’in politikalarında belirleyici rol oynayan İsrail Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü, INSS’nin önümüzdeki günlerde tamamının yayınlanması beklenen raporunda şu çarpıcı iddialar ortaya atıldı:
“Türk ordusu yerini Erdoğan’ın askerlerine bırakıyor. Erdoğan, ordunun gücünü zayıflatmayı başardı ve darbe iddiasıyla üst düzey birçok komutanı tasfiye etti, anayasa referandumuyla da askerin gücünü en aza indirecek. Bu gelişmeler, hem TSK’nın harp gücünü, yapısını zayıflattı hem de Erdoğan’a kendi ordusunu kurmanın önünü açtı.”
“Erdoğan’ın militanları Tokat, Çorum ve Merzifon’da profesyonel askeri eğitim alıyor. Diğer yandan Erdoğan’ın radikal hücrelerinin Fransa ve İngiltere’deki terör saldırılarını düzenleyen terörist birimlerle ilişkileri olabilir.”
“Ankara’nın Suriye ve Irak’ta yaşadığı sıkıntılara bakarak anayasa referandumu kabul edilse bile Erdoğan her zamankinden daha zayıf noktada. ABD Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesi konusunda gönülsüz ve ilişkilerde zaman zaman tansiyon yükseliyor. Diğer yandan Avrupa ülkeleri ile de kriz yaşayan Türkiye bu krizlerin faturasını er ya da geç hissedecek.”
