ABD kasımda kongre ara seçimlerine giderken Başkan Donald Trump’ın koltuğu sallanmaya devam ediyor.
Beyaz Saray’da görevli üst düzey bir yetkili, New York Times gazetesi için kimliğini açıklamadan kaleme aldığı bir makalede ABD Başkanı Donald Trump’a karşı yönetim içinde oluşan ‘direnişi’ yazdı.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre yetkili, ‘Trump yönetimi içindeki direnişin parçasıyım’ başlıklı yorum makalesinde ‘Trump gidene veya görevden alınana kadar gündemini ve ülke için kötü sonuçlar doğurabilecek eğilimlerini sessizce engellemek için çalıştıklarını’ yazıyor.
Makaleyi yazan yetkilinin adı açıklanmasa da Cumhuriyetçilerden ve yönetim içindeki ‘direniş’ten olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:
“Biliyorum, çünkü ben de onlardan biriyim. Daha açık olmak gerekirse, bizimkisi soldan çıkan bir ‘direniş’ değil. Biz yönetimin başarılı olmasını istiyoruz. (…) Bir Cumhuriyetçi olarak seçilmiş olsa da Başkan, muhafazakârların benimsediği özgür akıl, serbest pazarlar ve özgür halk ideallerine yakınlık göstermiyor.”
Trump, New York Times gazetesinde yayımlanan makale için ‘korkakça’ derken yetkiliye sayfalarını açan New York Times’ı da topa tuttu. Trump, “Bu kişi gerçekse, Ulusal Güvenlik gerekçesiyle New York Times bu kişiyi ihbar etmeli” diye Twitter’dan yazdı.
Does the so-called “Senior Administration Official” really exist, or is it just the Failing New York Times with another phony source? If the GUTLESS anonymous person does indeed exist, the Times must, for National Security purposes, turn him/her over to government at once!
— Donald J. Trump (@realDonaldTrump) 5 Eylül 2018
Makale, kıdemli gazeteci Bob Woodward’ın Beyaz Saray’da Trump’ın kararlarının engellenmesi için çevrilen entrikaları anlattığı kitabın bölümlerinin Washington Post gazetesinde paylaşılmasından bir gün sonra yayımlandı.
New York Times’taki makalede yetkili, Trump’ı ‘ahlaksız, ticaret ve demokrasi karşıtı’ olarak tanımlıyor ve ABD Başkanı için ‘yeterince bilgi sahibi olmadan, olgunlaşmamış ve zaman zamanda da lakayt kararlar almaya meyilli’ diyor.
Makalede, Beyaz Saray’daki bir grup danışmanın, Trump’ın azledilmesi için ‘başkanın görevini yerine getirebilme ehliyeti olmadığı hükmünü’ içeren ABD anayasasının 25’inci ek maddesini gündeme getirmeyi düşündüğü ama sonunda vazgeçildiği de yazıyor:
“Ama hiç kimse bir anayasa krizine zemin hazırlamak istemedi. Yani, bu durum öyle veya böyle sona erene kadar, yönetimin dümenin doğru yöne çevrilmesi için elimizden geleni yapacağız.”
Yetkili, kendilerini Beyaz Saray’daki ‘kahramanlar’ olarak tanımlıyor ve Trump’ın bazı yardımcıları medyada ‘kötü adam’ ilan edilse de arka planda, her ne kadar bazen başarısız olsalar da Beyaz Saray’da alınabilecek kötü kararlara engel olmak için çalıştıklarını belirtiyor.
Yetkili Amerikalılara da şöyle sesleniyor:
“Bu kaotik zamanlarda yalnızca bir züğürt tesellisi olacak ama, Amerikalılar (Beyaz Saray’da) odada yetişkinlerin de olduğunu bilmeli. Neler yaşandığının tamamen farkındayız. Ve, Donald Trump yapmasa da, biz doğru olanı yapmaya çalışıyoruz. Sonuç, iki koldan ilerleyen başkanlık.”
Yetkili bu ‘iki kollu başkanlık’ anlayışına dış politikada Kuzey Kore ve Rusya’yla ilişkilerde alınan kararları örnek gösteriyor:
“Başkan Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un gibi otokratlar ve diktatörleri tercih ediyor gibi bir izlenim veriyor ve bizimle benzer görüşlere müttefik devletlerle kurulan bağları yeterince takdir etmiyor. Zeki gözlemciler ise, yönetimin geri kalanının farklı bir koldan ilerlediğinin farkında. Bu kol, Rusya gibi iç işlere müdahale ettikleri için ceza aldığı, dünya genelindeki müttefiklerin rakip değil, ortak hareket edilen ortaklar olarak görüldüğü bir kol.”
Gazete yetkilinin kimliğini kendilerinin bildiğini ifade etti.
New York Times, kimliği kamuyla paylaşılmayan yetkilinin makalenin yayımlanması için bizzat kendilerine başvurduğunu söyledi ve kimliksiz yayımlanması kararıyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Bu, kimliği açıklanmayan yetkili tarafından kaleme alınan makaleyi yayımlamanın, böylesi önemli bir bakış açısını okurlarımıza ulaştırmanın tek yolu olduğuna inandık.”