15 Temmuz sonrası yaşanan hukuksuz süreçte mağdurlara hukuki destek veren Belçika’nın köklü hukuk bürolarından VS ADVOCATEN’in sahibi avukat Walter van Steenbrugge, Linkedin hesabından dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. “Bunca adaletsizliğe ve kör diktatörlüğe karşı direnmek ahlaki bir görevdir” diyen Avukat Steenbrugge mağdur ve mazlum Gülen Hareketi gönüllülerine hukuki destek vermeye devam edeceklerinin altını çizdi.
Türkiye tarihinin en karanlık günlerinden biri olan 15 Temmuz’un yıl dönümüne az bir süre kaldı. Yüzbinlerce insan iktidarın hukuksuz uygulamalarına maruz kaldı. İnsan haklarının ihlal edildiği süreçte mağdurlara hukuki destek veren önemli kuruluşlardan biri de Belçika’nın köklü hukuk bürolarından VS ADVOCATEN oldu.
15 Temmuz’un yıl dönümü yaklaşırken bu önemli hukuk bürosunun sahibi sahibi avukat Walter van Steenbrugge, Linkedin hesabından bir paylaşımda bulundu.
Yazısında iktidar tarafından 15 Temmuz 2016’dan Gülen Hareketi’nin sorumlu tutulduğunu ancak bunun asılsız olduğunun kısa sürede ortaya çıktığını vurgulayan avukat Steenbrugge, mağdur insanların yanında hukuk mücadelesi vermenin ahlaki bir görev olduğunu belirtti.
Siyasetçilerin Erdoğan iktidarının hukuksuzluklarına siyasi kaygılarla sessiz kaldığını vurgulayan Avukat Steenbrugge’nin yazısı şu şekilde:
“Sanki dün gibi ama yakında dokuz yıl olacak.
Temmuz 2016’da Bordeaux yakınlarındaki güzel bir sahil şeridi olan Arcachon sahilindeydim.
Daha sonra, Belçika’da Fehtullah Gülen’le irtibatlı Fedactio Derneği’nin Başkanı İbrahim Anaz’dan bir telefon aldım.
Benden, hapse atılma korkusuyla Türkiye’den çıkan yüzlerce üyeleri için acil hukuki yardım ve tavsiye istedi.
Gülen grubu, Erdoğan tarafından 15 Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişiminden sorumlu tutuldu ama daha sonra bunun asılsız olduğu ortaya çıkacaktı.
Bırakın adil yargılanmayı, hiçbir ciddi suçlama bile yapılmadan on binlerce insan özgürlüğünden mahrum bırakıldı ve işkence gördü. Mallarına el konuldu, aileleri parçalandı ve yerel avukatlar tutuklanma korkusuyla müdahale etmeye cesaret bile edemedi.
Birçok Flaman’ın her yıl plaj tatili rezervasyonu yaptığı bir ülkede artık korku hakimdi.
İbrahim’e, bizi yıllarca bağlayacak bir strateji geliştirme konusunda güvence verdim.
Ofisimizde, mallarını ve ailelerini geride bırakmış insanlarla alakalı uzun kuyruklar vardı. Sanayiciler, hakimler, savcılar, avukatlar, hepsi ofisimizden geçti.
VS Advocaten, Türkiye’de çok sayıda dava yürütmüştür. Anvers’teki Türk Büyükelçiliği’nde, genellikle acımasız bir atmosferde gerçekleşen sonuçları sunmak zorunda kaldık. Hukuki desteğimiz diğer ülkelerde de devam etti – Malezya gibi.
VS Advocaten, dünya çapında Gülen grubu adına mücadele etme göreviyle hareket etti.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi nezdinde çok sayıda başarı elde edilmiş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi aracılığıyla önemli bir karar alınmış ve Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı’na da çok kapsamlı ve değerli bir şikayette bulunulmuştur.
VS Advocaten, Cenevre’de çok sayıda uluslararası yargıç ve profesörün Türkiye’deki insan hakları ihlallerini karara bağladığı Türkiye Mahkemesi’ni (Turkey Tribunal’i) kurdu.
Uluslararası siyaset ise tüm bu olanlara sessiz kaldı. Erdoğan’a kibar davranmaları ve eğilmeleri öfke uyandırdı. Türkiye Cumhurbaşkanı, mülteci politikasını Avrupa’yı susturmak için bir pazarlık kozu olarak kullandı.
Johan Vande Lanotte ve yönetici ortağımız Johan Heymans, Türk mazlumları için elde edilen birçok olağanüstü sonucun arkasındaki itici güçlerdi. Tarih yazdılar ve yazıyorlar.
VS Advocaten, Arcachon sahilinde verdiği sözü yerine getirdi.
Çünkü bunca adaletsizliğe ve kör diktatörlüğe karşı direnmek ahlaki bir görevdir.
Çünkü bu tür açık sözlü protestolar ve mücadeleler, özellikle birçok değerin alt üst olduğu günümüz dünyasında çok önemlidir.”