Avrupa Parlamentosu’ndaki grupların önde gelen isimleri, Avrupa Birliği üyesi ülkelere mektup yazarak Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyması için baskı yapılması istendi.
Avrupa Parlamentosu’nun önde gelen gruplarını temsil eden isimler, AB üyesi ülkelerin büyükelçilerine mektup göndererek, tüm hükumetlere Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına uyup Selahattin
Demirtaş’ın serbest bırakılması için tüm imkanlarını kullanmaları çağrısı yaptı.
Eski AP Türkiye raportörü Kati Piri, hazırlanan ortak metni sosyal medya hesabında yayınlayarak içeriğindeki mesajı yineledi.
With colleagues representing all big parties in @Europarl_EN, calling on EU governments to use all means to ensure Turkey’s compliance w/ ruling #ECtHR to immediately release Selahattin Demirtas. pic.twitter.com/bJBRjaAuWl
— Kati Piri (@KatiPiri) February 1, 2021
Mektupta, “Türkiye’nin Selahattin Demirtaş ile ilgili AİHM kararını hızlı şekilde uygulamasını sağlamak için gücünüz dahilindeki her şeyi yapmanız çağrısında bulunuyoruz. Bir sonraki bakanlar konseyinde de bu konunun ele alınmasını ve güçlü bir mesaj iletilmesini talep ediyoruz… Türkiye’nin kararı uygulaması hem uluslararası sorumluluklarının doğrudan bir ihlali hem de AİHM’in kredibilitesini zedeleyen bir durum oluşturuyor.” ifadeleri kullanıldı.
Metni eski AP Raportörü Kati Piri’nin yanı sıra AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, AB-Türkiye Karma Parlamento Komitesi Başkanı Yeşiller üyesi Sergey Legodinsky, Hristiyan Demokrat Grup Sözcüsü Michael Gahler, Renew Grup AP Dışilişkiler Komitesi üyesi Alman Hilde Vautmans ve Rum Kesimi sol grup üyesi Niyazi Kızılyürek imzaladı.
AVRUPA PARLAMENTOSU’NDAN ORTAK ÇAĞRI
Geçen hafta da Avrupa Parlamentosu’ndaki siyasi gruplar tarafından ortaklaşa hazırlanan, “Başta Selahattin Demirtaş ve düşüncelerinden ötürü hapiste olan diğer tutuklular olmak üzere, Türkiye’de insan haklarının durumu” başlıklı karar tasarısı genel kurulda yapılan oylamada oy çoğunluğuyla kabul edilmişti.
Kararda Selahattin Demirtaş hakkında AİHM Büyük Dairesi’nin 22 Aralık 2020 tarihinde açıkladığı nihai hüküm hatırlatılıp, bu hüküm gereği Demirtaş’ın “derhal ve koşulsuz serbest bırakılması” talep edildi.
AİHM’NİN DEMİRTAŞ KARARI
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi, Kasım 2016’dan beri tutuklu olan HDP’nin eski Eş Genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna ilişkin kararını 22 Aralık’ta açıklamıştı. Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5 maddesini ihlal ettiğini belirten AİHM, Selahattin Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerektiğine hükmetti.
Kararın ardından açıklama yapan Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman “AİHM Büyük Dairesi, olması gerektiği gibi, Sayın Demirtaş ile ilgili ağır ve tarihi bir karar ile derhal tahliye kararı vermiştir. Bu kararla, müvekkilimiz hakkındaki tüm suçlamalar boşa çıkmış, müvekkilin 4 yıldır siyasi sebeplere bağlı rehin tutulduğu gerçeği tescil edilmiştir.” ifadeleri kullanmıştı.
KOBANİ OLAYLARI İDDİANAMESİ
22 Aralık’taki AİHM kararından yaklaşık 2 hafta sonra 7 Ocak’ta Kobani olaylarına ilişkin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 108 kişi hakkında hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi.
6-8 Ekim 2014 tarihlerinde Türkiye genelinde yaşanan ‘Kobani olayları’yla ilgili olarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlarını Soruşturma Bürosu’nca hazırlanan iddianamede; 27’si tutuklu, 6’sı hakkında adli kontrol kararı, 75’i hakkında da yakalama kararı bulunan 108 kişi için 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Olayları organize edip yaymakla suçlanan 108 sanığın arasında eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş da yer aldı.
AİHM’DEN EK SAVUNMA TALEBİ: AYM, ETKİLİ BİR İÇ HUKUK YOLU MU?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, derhal salıverilmesi yönündeki kararına rağmen Demirtaş’ın salınmaması ve Kobani olayları nedeniyle 6 yıl sonra Selahattin Demirtaş’a dava açılması ve ikinci tutukluğuyla ilgili Türkiye’den geçtiğimiz günlerde ek savunma istedi.
AİHM, istediği ek savunmada, Anayasa Mahkemesi’nin Kasım 2019’dan beri Demirtaş’ın başvurusuyla ilgili karar vermemesi nedeniyle “tutuklulukla ilgili başvurularda süratle karar verme yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğini” ve “AYM’nin Demirtaş için tüketilmesi gereken etkili bir iç hukuk yolu olup olmadığını” da sordu.