MÖ 1’inci yüzyılda Roma dönemine ait gemi batığının kalıntıları, 1900’da sünger avcıları tarafından tesadüfen, Ege Denizi kıyısındaki bir Yunan adası olan Antikythera açıklarında keşfedildi.
Enkaz alanından bronz ve mermer heykeller, sikkeler ve diğer eşyalar dahil olmak üzere çok sayıda eser çıkarıldı. Ancak belki de enkazdan elde edilen en ilgi çekici buluntu, ‘Antikythera mekanizması’ olarak bilinen ve ‘dünyanın en eski analog bilgisayarı’ olarak kabul edilen, bir dizi karmaşık birbirine geçen dişliye sahip gizemli bir bronz cihazdı.
Ciddi şekilde aşınmış olan ve elle çalıştırılan cihazın, güneş ve ay gibi astronomik nesnelerin hareketini tahmin etmek, dini ritüeller ve tarımsal faaliyetler gibi önemli olayların planlanmasına yardımcı olmak için kullanıldığı düşünülüyor.
Woods Hole Oşinografi Enstitüsü’ne göre gemi enkazından çıkarılan cihaz ve diğer eserler, onu modern arkeolojinin en önemli keşiflerinden biri haline getiriyor.
Batıktan çıkarılan eserlerin önemine rağmen, bölge büyük ölçüde keşfedilmemiş durumda. Bunun bir nedeni de konumu ve deniz tabanının şeklinin araştırmayı zorlaştırması.
Bu yıl mayıs ve haziran ayları arasında enkaza yapılan bir keşif gezisiyse bazı ‘önemli’ bulgulara ulaştı.
Araştırmacılar antik geminin gövdesinin önemli bir bölümünü tespit etti. Gövdenin bu bölümü, hala mükemmel ve içinde orijinal bağlantı elemanlarını ile dış koruyucu kaplaması var. Bu buluntu, uzmanların ‘önce kabuk’ yöntemini içerdiğine inandıkları geminin inşasına ışık tuttu. Görünüşe göre inşaatçılar önce tahta levhalarla gövdeyi yapmış ve ardından kaburgaları içine yerleştirmişler.
Araştırma ekibi ayrıca alandaki çanak çömleği de belgeledi ve kazı hendekleri açtı, bunlar arasında 21 mermer parçası, gemi tepesinin birkaç yapısal elemanı ve 200’den fazla seramik parçası da dahil olmak üzere yaklaşık 300 nesne ortaya çıkardı. Ekibe göre mermer parçaları birkaç heykelin varlığını gösteriyor.