BBC’nin 1995’te bomba etkisi yaratan röportaj için Prenses Diana’yı kandırdığının kanıtlanmasının ertesinde Prens Harry zihinsel sağlıkla ilgili bir belgesele konuştu.
Britanya’daki bağımsız soruşturmada BBC gazetecisi Martin Bashir’in 1995’te bomba etkisi yaratan röportajı Prenses Diana’yı kandırarak gerçekleştirdiği sonucuna varılması üzerine kamusal yayın kuruluşunun özür açıklaması yapmasıyla eski defterler yeniden açıldı.
Prenses Diana ile Veliaht Prens Charles’ın iki oğlu soruşturma sonucu açıklanır açıklanmaz BBC’ye sert tepki gösterdi. Cambridge Dükü Willam, röportajın sayısız kişiyi incittiğini, annesi ile babası arasındaki ilişkiyi kötüleştirdiğini ve annesinde korkuya, paranoya ve yalnızlığa sebep olduğunu söyledi. Ayrı bir açıklama yapan Sussex Dükü Harry, istismar kültürü ve etikdışı eylemlerin yarattığı etkinin annesinin hayatına bedel olduğunu dile getirerek “Annemiz bu yüzden hayatını kaybetti ve hiçbir şey değişmedi” dedi.
Geçmişte fırtınalı hayatıyla tanınan ve ABD’li melez aktris Meghan Markle ile evlenince durulan Prens Harry, yeni yayımlanan açıklamasında, annesini kaybetmenin verdiği acıyı bastırmak için geçmişte kendisini içki ve uyuşturucuya vurduğunu söyledi.
ABD’li ünlü talk şovcu Oprah Winfrey’ye Apple TV+ kanalının zihinsel sağlıkla ilgili ‘Sizin Göremediğiniz Ben’ belgeseli için konuşan Prens Harry, 20’li ve 30’lu yaşlarında kraliyet yaşamının baskısıyla başa çıkmaya çalışırken çok fazla içtiğini, uyuşturucu kullandığını ve ağır anksiyete ile panik ataklar geçirdiğini anlattı.
Prenses Diana’nın Ağustos 1997’de paparazzilerden kaçmaya çalışırken otomobil kazasında ölümünün yarattığı travmayla mücadele ederken ‘bir haftada içilen alkol miktarını bir günde içtiğini, annesinin ölümünden 10 yıl sonra bile hissettiklerini daha az hissetmek için uyuşturucu kullanmayı canının çektiğini’ belirten Harry, kamusal görevleri yerine getirmesi gereken kraliyet ailesinin üst düzey üyesi olarak ‘ağır anksiyete ve panik ataklar geçirdiğini’ aktardı.
Bugün 36 yaşında olan Harry, 28-32yaş arasını ‘ağır anksiyete ve panik ataklar eşliğinde hayatımın kabus dönemi’ diye niteledi. “Zihinsel olarak darmaduman haldeydim. Ne zaman takım elbise giyip kravat takıp rolümü oynamak zorunda olsam, aynaya bakıp ‘Tamam, oyun yüzünü tak; hadi gidelim’ derdim. Daha evden çıkmadan ter içinde kalırdım. Savaş ya da kaç haleti ruhiyesine girerdim” diyerek ekledi:
“İçmeye istekliydim, uyuşturucu almaya istekliydim, kendimi daha az hissettiğim gibi hissettiren şeyleri denemeye ve yapmaya istekliydim.”
“Cuma veya cumartesi gecesi bir haftalık alkol içerdim; bundan zevk aldığım için değil, bir şeyi maskelemeye çalıştığım için.”
Prenses Diana’nın cenazesinde kardeşi, babası, amcası ve büyükbabasının yanında annesinin tabutunun arkasında yürüdüğü meşhur görüntüyle ilgili şunları söyledi:
“Benim en çok hatırladığım şey, (Buckingham Sarayı ile Trafalgar Meydanı arasındaki) The Mall caddesi boyunca yürüyen atların toynak sesiydi. Vücudumun dışında gibiydim ve sadece benden bekleneni yapıyordum. Herkesin gösterdiği duygunun onda birini göstererek; bu, benim annemdi – siz onunla hiç tanışmadınız bile.”
