Selahattin Sevi’nin haber izlemine göre, Azizler Günü nedeniyle sakin bir tatil günü yaşayan Almanya’da, Solingen kentinin Untere Werner adlı sokağına gelenler çok özel bir uğurlamaya tanıklık etti. 1993’te ırkçılar tarafından kundaklanan evlerinde çıkan yangında ailesinin 5 ferdini yitiren Mevlüde Genç için vefatının ardından ailesi, yakınları, komşuları ve Avrupa Türkleri son vazifelerini yerine getirdi. Gerçekleşen törende Kuzey-Ren Vestfalya Eyalet Başbakanı (CDU) Hendrik Wüst, Solingen Belediye Başkanı Tim Kurzbach, Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç ve Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen de hazır bulundu.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in taziye mesajında, “Sevgi ve insanlığın nefret ve şiddetten daha güçlü olduğunu bize açıkça gösterdi.” sözleriyle andığı Mevlüde Genç, Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinin Solingen kentinde 29 Mayıs 1993’te beş ırkçı Alman genci tarafından kundaklanan evlerinde iki kızı, iki torunu ve bir yeğenini kaybettikten sonra nefret söylemleri yerine dostluk ve barış mesajları vermiş, büyük bir saygınlık kazanmıştı.
Üç hafta önce memleketi Amasya’dan Solingen’deki evine dönen Mevlüde Genç, önceki akşam rahatsızlanarak Solingen’de bir hastaneye kaldırılmıştı.
MEVLÜDE GENÇ KİMDİR?
5 Şubat 1943’te Amasya’nın Taşova ilçesine bağlı Mercimek köyünde dünyaya gelen Mevlüde Genç, 1970’te Almanya’ya işçi olarak gelen eşi Durmuş Genç’in yanına 1975’te göç etti.
Çift, Solingen’de bir ev satın alarak buraya yerleşti. 29 Mayıs 1993 gecesi ev Neonazi yapılanması içinde oldukları belirlenen Felix K., Christian R., Christian B. ve Markus Gartmann adlı ırkçılar tarafından benzin dökülerek kundaklandı. Yangında Mevlüde Genç’in kızları Gülsüm İnce (28), Hatice Genç (21), torunları Hülya Genç (11), Saima Genç (5) ve yeğeni Gülistan Öztürk (12) can verdi.
Saldırıyı gerçekleştiren failler kısa süre sonra yakalanarak yargılandı. DW Türkçe’nin aktardığına göre; Felik K, Christian R. ve Christian B. Gençlik Yasası uyarınca en yüksek ceza olan 10’ar yıl hapse mahkum oldular. Markus Gartmann’a ise 15 yıl hapis cezası verildi. 10’ar yıl hapis cezası alan sanıklar iyi halden erken tahliye edilirken, Markus Gartmann 2005’te serbest bırakıldı.
EN BÜYÜK IRKÇI SALDIRILARDAN BİRİ
Almanya’da İkinci Dünya Savaşı sonrası en büyük ırkçı saldırılardan biri olarak kabul edilen Solingen faciasından sonra topluma barış ve sevgi mesajları veren Mevlüde Genç, kendisiyle yapılan bir söyleşide, “Çocuklarım alevler arasında can verdi, Türk, Alman herkes acımı paylaştı. Hepsi sağolsun. Beş canımı verdim, kimseye kin gütmedim… Allah bana dağlar kadar sabır verdi. Herkesi evlat olarak gördüm” demişti.
Almanya’da yaşayan Türk ve Alman toplumu tarafından, “Bilge kadın Mevlüde Anne” olarak olarak kabul edilen Mevlüde Genç’in cenazesi, Hristiyanlıkta bilinen ve bilinmeyen tüm azizlerin, kutsal sayılan şahsiyetlerin ve şehitlerin anıldığı bir günde evinin önünde yapılan törenin ardından Türkiye götürülerek Mercimek Köyü’nde toprağa verilecek.
Törende Solingen Belediye Başkanı Tim Kurzbach, Kuzey-Ren Vestfalya Eyalet Başbakanı (CDU) Hendrik Wüst ve Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç da hazır bulundu ve Genç ailesinin acısını paylaştı.
‘DÜNYAMIZ YIKILDI, KARANLIK İÇİNDE YAŞIYORUZ’
Genç, 2017 yılında katliamın yıldönümünde yayımlanan bir söyleşide Perspektif portalından İlknur Küçük’e “İçimde taşıdığım acıyı Allah düşmanlarıma bile vermesin.” diyerek şunları söylemişti: “Çok acıklı; dünyamız yıkıldı. Işıksız bir dünyada, karanlık içinde yaşıyoruz. Evlatlarımı yitirmeden önce yaşadığımız zamanlar ile şimdiki günlerimiz arasında dağlar kadar fark var. 7 çocuğum vardı; 5 kız, 2 oğlan. İkisini kaybettim, 5’i dünyada. Geri kalan evlatlarımın hepsi evlendi, hayatlarına devam etmeye çalışıyorlar. Ölenlerin 2’si kızım, 2’si torunum, 1’i de yeğenimdi. Allah herkese, benim gibi acı çeken ailelere sabır versin. Kolay bir şey değil. O geceden sonra değişen şey; hayatımıza yeni giren kocaman bir acı oldu. Olaydan sonra değişmeyen şey ise burada birlikte yaşadığım insanlara karşı olan bakış açım. Sadece evimi yavrularıma mezar eden, evlatlarımı tabuta dizen 4 kişiye karşı nefretim var. Onları ne görmek, ne de isimlerini duymak istiyorum. Diğer insanlara karşı ise hiçbir nefretim yok. Olaydan bu zamana kadar 20 sene oldu, hâlâ Solingen’de, bu ülkede yaşıyorum. Kimseden kötülük görmedim, her zaman hâlimi hatırımı soruyorlar.”
NEDEN TÜRKİYE’YE DÖNMEDİ?
Yaşanan acı olaydan sonra neden Türkiye’ye dönmediğine ilişkin soruyu ise Mevlüde Genç, “Dönmeyi hiç düşünmedim. Çünkü benim tüm ailem, çocuklarım burada. Türkiye’de kimsem yok, annem babam vefat etti. Kardeşlerim köyümüzde değil. Her biri farklı yerlerde. Ben de yaşlandım zaten, bundan sonra Türkiye’ye gitsem yapayalnız kalırım. Evlatlarım neredeyse ben ordayım.” sözleriyle yanıtlamıştı.
‘ÖMRÜM BURADA GEÇTİ, ALMANYA İKİNCİ VATANIM’
1995 yılında, olaylardan 2 sene sonra Alman vatandaşı olan Genç, Solingen’den başka bir yere taşınmayı hiç düşünmediğini söyleyerek, “1973 yılından beri, 40 senedir Solingen’deyim. Burayı ikinci vatanım olarak görüyorum. Almanya’da başka bir şehre gitsem, orada da yabancılık çekeceğim. 28 yaşında buraya geldim, burayı sevdim. Şimdi 70 yaşındayım, bu şehirde kalmayı isterim. Ömrüm burada geçti, o yüzden burayı ikinci vatanım biliyorum.” demişti.
Mevlüde ve Durmus Genç, torunları Özlem ile anma töreninde.
‘ALMAN KOMŞULARIM DA BENİMLE GÖZYAŞI DÖKTÜ’
Kundaklandıktan sonra utanç anıtı olarak hafızalarda yer edinen eski evine yakın bir yerde oturan Mevlüde Genç, “Başka bir şehire giderken yolumuz düşüyor bazen, orayı ziyaret ediyoruz. Orada 13 sene kaldım. Komşularım çok iyi insanlardı. Sadece bir Türkiyeli komşum vardı, diğerleri Alman’dı. Olaylar olduğu esnada hepsi yardıma koştu. Kartonlara giyecek, zarflara harçlıklar koyup geçici olarak kaldığımız sığınma evine gelerek acımı paylaştılar; benimle gözyaşı döktüler. Olayların olduğu o gece ben çığlıklar atarken Alman komşum bana su içirdi; yalın ayak sokağa fırlamıştım, ayağıma terlik verdi, yardımcı olmaya çalıştı. Şimdi çoğu komşum taşınmış, pek tanıdığım kimse kalmamış. Orayı unutmam mümkün değil zaten.” şeklinde konuşmuştu.
‘ÇEKTİĞİM ACI HEPİMİZİN ACISI’
Perspektif’teki söyleşisinde Genç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz elhamdülillah Müslümanız. Bir avuç topraktan hasıl olduk, yine toprağa vasıl olacağız, doğduğumuz gibi bir gün öleceğimizin de farkındayız. Böyle geçici bir dünyada etrafımızı kötüleyerek, nefret besleyerek bir şey elde edemeyiz. Çocuklarımız bu ülkede büyüyor, yetişiyorlar; çocuklarımıza örnek olmamız, onlara iyiliği benimsemelerinde yardım etmemiz lazım. Çünkü iyilik iyi insan işidir. Nefretle bakmak hiçbir zaman insana iyilik getirmez. Nefreti kalbimizden silmemiz lazım. 20 sene önce yaşadığım acı, bana nefret dolu şeyler söyletmedi. Türkiye olsun, burası olsun hep 2 ülkenin de parçası olduğumuzu ifade ettim. Onlar da [Alman makamlar] davet ettiler; Cumhurbaşkanı seçimleri için delege olarak oyumuzu kullandık. Bu anlamda Avrupa’da başörtüsüyle meclise giren nadir insanlardan biriyim. Bir Müslüman, kimseyi kötülemedim, herkesi dostluğa kardeşliğe çağırdım. Benim tek arzum; birlik beraberlik içinde geçinelim. Birbirimize ihtiyacımız var, çocuklarımız işyerlerinde, okullarda, her yerde beraberler. Birbirlerine yanaşsınlar, dertlerinden anlasınlar; birbirlerinin ihtiyaçlarına koşsunlar istiyorum. Kötü niyetli değilim, kötü niyet taşıyanlar için de Allah’tan akıl-fikir istiyorum. Benim dileğim bu. Bu ülkede yaşıyoruz, birimize bir iğne ucu dokunsa, acısı hepimizi tutuyor. Benim çektiğim acı da, hepimizin acısı. İnsan olup birbirimizin değerini bilmemiz lazım.”
1993 yılında Solingende evi ırkçı saldırganlar tarafından kundaklanan ve çıkan yangında ailesinin beş üyesini kaybeden Mevlüde Genç
‘GURBETTEYİM, ALLAHIM SABIR VER’
Yargılama sürecinde sanıklarla karşı karşıya oturduğunda hep sabırla onlara baktığını söyleyen Genç, “Allah’a sığındım. “Allah’ım sabır ver. Gurbetteyim, senden başka yapışacak bir dalım yok.” dedim. Allah da bana dağlar kadar sabır verdi. İnancın olduğu zaman, O’na sığındığın zaman Allah da sana o kadar güzel dayanma gücü veriyor ki… Onlar suçlu hissettiklerini, üzüldüklerini belirten bir ifade kullanmadılar bana karşı. Öyle bir nefrete bulanmışlar ki, beyinleri dönmüş artık. Pişmanlık duyacak hâle gelseler, zaten böyle bir şey yapmazlardı.” ifadelerini kullanmıştı.
MEVLÜDE GENÇ BÜYÜK ÖDÜLLERE LAYIK GÖRÜLDÜ
Genç, aralarında, 1994’te Alman kamu televizyonu ARD tarafından Yılın Kadını, 1995’te Civis Medya Ödülü, yine 1995’te Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından Büyük Devlet Nişanı, 1996’da Almanya Cumhurbaşkanı Roman Herzog tarafından Federal Almanya Cumhuriyeti Liyakat Nişanı , 2003’te Friedrich Ebert Vakfı, 2015’te de Erasmus Kittler Ödülü ve Kuzey Ren Vestfalya Liyakat Nişanı gibi çok sayıda ödülün sahibi oldu.
