Berlin, Türkiye’nin istihbarat ve lobicilik faaliyetleriyle ilgili bir önergeye yanıtında ilk kez SETA’ya da yer verdi. SETA’nın bilim ve araştırma adı altında AKP’nin görüşlerini yaymak için kullanıldığı kaydedildi.
Alman hükümeti, AKP iktidarına yakın çevrelerin Almanya’da kamusal alanda etkinliğini artırma ve siyasi nüfuz oluşturma çabalarına ağırlık verdiği tespitinde bulundu.
Federal hükümetin, liberal Hür Demokrat Parti (FDP) meclis grubunun soru önergesine verdiği yanıtta AKP iktidarı ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) 15 Temmuz sonrasında Almanya’daki faaliyetlerini güçlendirdiğine işaret edilerek çeşitli sivil toplum kuruluşları yoluyla kamuoyu oluşturma çabalarının da yoğunlaştığı kaydedildi.
Buna paralel olarak eski adı Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) olan Uluslararası Demokratlar Birliği’nin (UID) AKP üst düzey yöneticilerinin kontrolünde olduğu ve kuruluşun Almanya’da siyasi kamuoyu oluşturma sürecini AKP çizgisinde etkilemeye çalıştığına yer verildi.
“BİLİM VE ARAŞTIRMA ADI ALTINDA…”
Alman hükümeti, 2017’de Berlin’de temsilcilik açan Ankara merkezli Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) adını da ilk kez bu bağlamda telaffuz etti.
SETA’nın mevcut Türk hükümetinin görüşlerini “bilim ve araştırma adı altında Almanca dilinde yaymak için kullanıldığını” belirten hükümet, SETA ile Türk hükümeti arasında da kişisel bağlantıların bulunduğuna işaret etti.
SETA’nın düzenlediği etkinlikler ve yayınlarla bu görüşleri Avrupa ülkelerindeki toplumsal tartışma ortamına sokmaya çalıştığı kaydedildi.
Alman hükümeti, SETA’nın 2019’da Türkçe yayımladığı iki raporun Türkiye’de muhaliflere baskı işlevi gördüğüne işaret etti.
SETA’nın 2019’da yayımladığı “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı raporda aralarında Deutsche Welle’nin de bulunduğu uluslararası yayın kuruluşlarının Türkçe yayınları ve çalışanlarının sosyal medya paylaşımları mercek altına alınmış, çalışanlarla ilgili bilgilere yer verilmişti.
Yayın kuruluşlarını AKP iktidarına karşı yanlı olmakla eleştiren rapor, meslek örgütlerince “gazetecilerin fişlenmesi” olarak eleştirilmiş ve yoğun tepkiye yol açmıştı.
SETA, HÜKÜMETE DAHA ÖNCE DE SORULMUŞTU
Alman hükümeti 2019 Kasım ayında Sol Part’nin SETA’nın faaliyetleri ve mali kaynakları konusunda verdiği soru önergesine yanıtında da SETA’yı hükümete yakın bir kuruluş olarak nitelemiş ve büyük ölçüde Albayrak ailesi tarafından finanse edildiğine işaret etmişti.
Federal hükümet, vakıf ile AKP arasındaki bağdan haberdar olduğunu kaydedip, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın daha önce SETA’da çalıştıklarına dikkat çekmişti.
Sol Parti’nin Alman hükümetine verdiği soru önergesinde SETA’nın Alman istihbaratı tarafından izlenip izlenmediği de sorulmuş, ancak hükümet bu soruya “hayır” demediği gibi, “devletin selameti” gerekçesiyle cevap veremeyeceği ibaresini düşmüştü.
THOMAE: TÜRKİYE’YE KARŞI SABRIN SONUNA GELİNİYOR
FDP Meclis Grup Başkanvekili Stephan Thomae, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada Alman hükümetinin Türkiye’nin lobicilik ve nüfuz kurma faaliyetleri konusunda geçmişte daha diplomatik ve temkinli davrandığını belirterek, son soru önergesine verilen yanıtta kullanılan dilin örneğin 2019 yılındaki önergelere verilen yanıtlara göre dikkat çekici ölçüde daha açık ve net olduğunu kaydetti. Thomae, bunun SETA Vakfı için de geçerli olduğunu söyledi.
FDP’li politikacı, “Alman hükümetinin Türkiye’nin Almanya’da nüfuz kurma çabaları karşısında sabrının sonuna geldiği ve geçmişteki diplomatik ve temkinli yaklaşımı yavaş yavaş terk ettiği izlenimi doğuyor” diye konuştu.
Almanya’da Türk milliyetçileri ve hatta aşırı sağcılarının da güçlendiği ve faaliyetlerini artırdığı yönünde işaretler bulunduğunu kaydeden Thomae, iç istihbarat birimlerinin bu çevreleri çok iyi takip etmesi, para akışlarıyla ağları mercek altına alınması gerektiğini vurguladı.