13 Haziran’da İsrail’in İran’a saldırmasıyla başlayan çatışmalar, ABD’nin de doğrudan müdahil olmasının ardından devam ediyor. ABD Başkanı Donald Trump, İran’daki nükleer tesisleri ‘başarıyla vurduklarını’ açıkladıktan sonra İran’daki hedefin rejim değişikliği olabileceğini açıkladı.
Trump, kendi sosyal medya kanalından yaptığı paylaşımda, İran’daki Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine yönelik “çok başarılı bir saldırı” düzenlediklerini ve uçakların ABD’ye geri döndüğünü duyurdu.
Ardından gelen mesajda ise, hedefin sadece nükleer tesisler değil, doğrudan rejim olduğunun mesajını verdi: “Rejim değişikliği ifadesini kullanmak politik olarak doğru değil ama eğer mevcut İran rejimi İran’ı yeniden yüceltemiyorsa, neden bir rejim değişikliği olmasın?”
Trump’ın başkanlık seçimindeki kampanyasının sloganı MAGA (Make America Great again – Amerika’yı yeniden yücelt) idi. Bu paylaşımın sonunda da İran’ı yeniden yücelt (Make Iran great again) ifadesinin baş harfleri olan MIGA ifadesini ekledi.
Pazar günü ABD’nin İran’a yönelik saldırılarının ardından bir basın toplantısında konuşan ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, saldırıların “Sadece İran’ın nükleer silah elde etmesini durdurmak için düzenlendiğini, İran ordusunu ya da sivillerini hedef almadığını, amacın rejim değişikliği olmadığını” söylemişti.
Trump, bu paylaşımlarından birkaç saat sonra bu kez saldırılarda İran’ın nükleer tesislerinin tümüne “muazzam bir zarar verildiğini” ve “yok etme” ifadesini kullanmanın doğru olacağını yazdı.
Trump, paylaşımlarında en büyük zararın “yerin çok altında olduğunu” da savundu ve “Tam isabet!” diyerek paylaşımlarını sonlandırdı.
İran ve İsrail saldırılarını sürdürüyor
ABD’nin saldırılarının ardından İran buna karşılık vereceğini duyurmuştu. Henüz ABD hedeflerine yönelik herhangi bir misilleme gelmeden İsrail ordusu, “İran’ın Tahran, Kermanşah ve Hamedan bölgelerindeki askeri mühimmat depolarına, radar noktalarına ve askeri altyapısına” yönelik yaklaşık 20 savaş uçağıyla saldırılar düzenlediğini duyurdu. İran Devrim Muhafızları’na yakın Tasnim haber ajansına göre, İsrail’in saldırıları sonrası yedi devrim muhafızı hayatını kaybetti.
İran’ın kuzeybatısındaki Tebriz’de Pazar akşam saatlerinde İsrail’den fırlatılan füzeler sebebiyle siren sesleri duyuldu. İran medyasına göre İsrail’in vurduğu bir ambulansta da en az üç kişi hayatını kaybetti.
22 Haziran Pazar günü İran füzeleri Tel Aviv’i vurdu, bazı binalar hasar gördü. Aynı günün ilerleyen saatlerinde de İsrail’in Tel Aviv kentinde alarmlar çaldı. İsrail ordusu önce İran’dan birçok füze fırlatıldığını duyurdu, ardından halka sığınaklardan çıkabileceğini söyleyerek tehlikenin geçtiği mesajını verdi.
İran parlamentosu Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasına onay verdi
İran devlet televizyonuna Press TV’ye göre Pazar günü yapılan bir oturumda İran parlamentosu, Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasına onay veren bir karar aldı.
Ancak Parlamento’nun kararları daha çok tavsiye niteliğinde. Son kararı ülkenin dini lideri Humeyni ve Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi, parlamentonun onayı sonrası son kararı verecek.
Dünya gaz ve petrol arzının yaklaşık yüzde 20’sinin geçtiği Hürmüz Boğazı’nın kapatılması ihtimali, enerji piyasalarını büyük bir hızla etkiledi. ABD’nin İran’a saldırıları sonrası Asya’da piyasalar açıldığında ham petrolün varil fiyatı yüzde 3 artarak 79 ABD dolarına ulaştı.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran parlamentosunun bu kararının ardından Çin’e bir çağrı yaparak İran’la iletişime geçmesini ve Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasına engel olmasını istedi. Amerikan televizyon kanalı Fox News’e konuşan Rubio, “Eğer boğazı kapatırlarsa bu onlar için ekonomik intihar olur,” dedi.
ABD: Herhangi bir misillemeye yıkıcı şekilde karşılık verilecek
Karşılıklı son saldırılardan ve Trump’ın rejim değişikliği hedefine işaret eden son açıklamalarından kısa bir süre önce gözler New York’taki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Toplantısı’ndaydı.
22 Haziran Pazar günü düzenlenen oturumda İran’ın temsilcisi Amir Saeid, İran’ın “kendisini savunma hakkını saklı tuttuğunu, orantılı bir misillemenin zamanlamasına ve çapına ordunun karar vereceğini” söyledi. ABD ve İsrail’in İran’ın nükleer silah ürettiği yönündeki iddialarını yalanlayan Saeid, konseye ABD ve İsrail’i son saldırılardan “tamamen sorumlu tutma” çağrısı yaptı.
Hemen ardından konuşan İsrail temsilcisi Danny Danon ise “Birçokları çekimser kalırken o hızla harekete geçtiği için Donald Trump’a tüm dünya teşekkür etmeli” dedi.
ABD’nin BM temsilcisi Dorothy Shea da daha önce Savunma Bakanı Hegseth’in söylediği gibi saldırıların sadece “İran’ın yarattığı nükleer tehdidi hedef aldığını” savundu. İran’dan Amerikalılara ya da Amerikan üslerine gelecek “dolaylı veya doğrudan herhangi bir misillemeye karşı” da “Yıkıcı şekilde karşılık verileceğini” söyledi.
İran’daki nükleer tesisler ne kadar zarar gördü?
Pazar sabahı ABD’nin düzenlediği saldırıların ardından Donald Trump, sosyal medyada yaptığı paylaşımda hedeflerin “sert ve doğru şekilde vurulduğunu” yazdı ve “İran’daki nükleer tesislerin gördüğü zarar muazzam” ifadelerini kullandı.
İranlı bir üst düzey yetkili, Reuters haber ajansına, ABD’nin saldırıları öncesi zenginleştirilmiş uranyumun Fordo tesislerinden taşındığını ve bu sebeple nükleer kapasitelerinin ciddi bir zarar görmediğini söylemişti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise yine Pazar günü yaptığı açıklamada, İran’ın yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyumunun lokasyonu konusunda “ilginç bir istihbarat sahibi olduklarını” söyledi.
Nükleer silah üretmek için uranyumun yüzde 90 oranında zenginleştirilmesi gerekiyor.
Aynı gün Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun genel direktörü Rafael Grossi de Fordo, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesislerin vurulduğunu teyit etti. Natanz ve İsfahan’ın daha önceki İsrail saldırılarında zarar gördüğünü; son ABD saldırılarında daha da ciddi yıkıma uğradıklarını söyledi.
Ancak Fordo’daki uranyum zenginleştirme kapasitesinin ne kadar zarar gördüğünü ne bir şekilde belirleyemediklerini açıkladı.
Bölgedeki ABD vatandaşlarına güvenlik uyarısı
ABD Dışişleri Bakanlığı, İsrail ve İran arasında karşılıklı saldırılar sürerken Amerikan vatandaşları için “dünya çapında” uyarı mesajı yayımladı. Ancak Lübnan ve Ortadoğu bölgesine ayrı bir vurgu yapıldı.
Lübnan’daki Dışişleri Bakanlığı çalışanlarının ailelerine Lübnan’ı terk etme uyarısı gelirken bölgedeki ABD vatandaşlarına da dikkat çekmeme ve seyahatleri kısıtlama çağrısı yapıldı.
ABD içinde de güvenlik birimlerinin önlemleri artırdığı; dini, kültürel ve diplomatik merkezlerdeki güvenliğin kapasitesinin de yükseltildiği açıklandı.
İran’da Pazar günü devlet televizyonu, ABD saldırıları sonrası bölgedeki ABD hedeflerinin ve vatandaşlarının “meşru hedef haline geldiğini” ifade etmişti.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı da, İran’ın egemenliğini savunmak için “tüm seçenekleri” saklı tuttuğunu söylemiş; “ABD çok kalın bir kırmızı çizgiyi aştı” demişti.
Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz