Analiz / İsmail S. Gülümser
Ramazan ayının sonuna yaklaştığımız şu günlerde hizmetin Ramazan programlarındaki coşkusu hepimizi derinden etkiliyor. Yıllardan beri her Ramazan’ı, ülkede farklı kesimlere ulaşmanın vesilesi olarak kullanan; pek çok hizmet projesini bu ayın bereketinden faydalanarak hayata geçiren gönüllüler, bunu farklı bir boyuta taşıdı. Ülkede faaliyet imkânı yasaklanan, kendi vatandaşlarına el uzatması engellenenler; zamanlarını yurt dışında farklı kültürler için harcıyor, fedakarlıklarını sığındıkları yöre halkına gösteriyor.
Hizmetin bütün faaliyeti, Anadolu esnafının kendi imkanlarından artırarak verdiği bağışlarla başlamıştı. Her ramazan ve kurban mevsimi değerlendirilir, kalplerin yumuşadığı bu günlerde irili ufaklı esnaflar bir araya gelerek himmet programları düzenlerdi. Gençliğinin elinden tutup yukarı tırmanma yolu açmayı hedefleyen faaliyetler, esnafa anlatılır ve bir yıl boyunca verilecek yardım için taahhüt alınırdı.
İzmir’de başlayan faaliyet
Yardımın yerinde ve verimli kullanıldığını göstermek, en küçük bir suistimale yer vermemek için çok sağlam otokontrol mekanizmaları kuruldu. Yöresindeki hizmetin kararına bizzat katılanlar, hiç tereddüt etmeden imkanını hizmete aktardı. İzmir’de başlayan faaliyet, Ege’den tüm yurda yayıldı.
İlk yıllardan itibaren, taşrada eğitime ilgi duymayan kesimlerin çocuklarına okuma fırsatı sunuldu. Bir araya getirilen küçük esnaflardan, yürütülecek hizmetleri için sorumluluk almaları istendi. İmkana göre önce civar köy ve ilçelerden gelen gençlere barınma ortamı evler hazırlandı masrafı karşılandı. Amatörlerin elinde yükselen bu hizmet, genel ortalamanın üstünde olumlu alışkanlıklara sahip genç yetişmesine vesile oldu.
Hocaefendi’nin, vaazda verdiği motivasyonla sürekli hedef büyüten gönüllüler, evleri yurtlara dönüştürdü. Güzel örnekler giderek yaygınlaştı ve bazı beldelerde Bozyaka gibi bir yıl ön eğitiminin verildiği kurslar açıldı. Seçilerek alınan öğrenciler, kazandığı donanımla İHL ve diğer liselerde akranlarına rol model haline geldi.
Gelecek umudu olmayan yüzbinlerce genç
Daha fazla gence ulaşmanın yolları aranırken, İzmir’deki hazırlık kursu hizmetlere farklı bir boyut kazandırdı. Öğrenciye yüksek öğretimle ilerleme fırsatı sunan bu proje, gençlere olumlu davranış kazandırdığı için takdir topladı. Dershanelerin verdiği güven, okul açma cesaretini harekete geçirdi. Mali imkânı olan ve daha kalıcı hizmet üretmek isteyenlerin heyecanı ile özel okullar-dershaneler ülke geneline yayıldı. Gelecek umudu olmayan yüzbinlerce genç, yurdun ücra köşesinde çaresiz beklerken hizmetle yükselme imkanına kavuştu.
Desteklenerek birikimi artan eğitimciler, 90’lı yıllarda SSCB’nin dağılmasıyla önce Türk cumhuriyetlerine oradan da diğer ülkelere dağıldı. Faaliyetler çeşitlendikçe hizmetin yetişmiş insan gücü arttı. Kazandıkları donanımla hayata hazırlanan gençler, bunu taşımak için tüm dünyaya yayıldı. Hizmetin devamlı büyüyerek gelişen ve dünya ortalamasının üstündeki yüksek motivasyonu, onların daha fazla insana donanım ve olumlu alışkanlık kazandırıp yukarı tırmanma yolu açma hülyası ile ortaya çıktı.
Projeler için iki önemli kaynağa ihtiyaç duyuldu:
-İnsan kaynağı, Anadolu kültüründen gelen gençlere donanım ve faydalı davranış kazandırarak,
-Mali kaynak, verilen hedef için varlığını harcamaktan kaçınmayan esnaflarla… karşılandı. Kendi imkanları yetmediğinde çevresindeki esnafların himmetine başvuran fedakarların omzunda hizmet yükseldi.
Yeni bir yükselme rampası
Şimdi gönüllüler, bu alışkanlıklarını geliştirerek yurt dışında da sürdürüyor. Bir yandan Ramazan iftarlarıyla herkese ulaşırken aynı zamanda hizmet projeleri için yeni bir heyecan dalgası oluşturuyor.
Hocaefendi, birkaç milyon gönüllünün yurt dışına çıkmasını istemişti, ancak görev başındaki insanlar, sorumluluğu bırakıp gidemediği için o dönem bu teklif gerçekleşmedi. Daha sonra en temel insan hakları (iş-mülk-statü hatta onuru) elinden alınan birçok gönüllü iradesi dışında vatanı terk etmek zorunda kaldı. Kendini kanıtlamış donanımlı insanlar, hapis tehdidiyle kaçışa mecbur edildi. Rejimin elinden kurtulan yurt dışına giderken, bir kısmının sürgün veya hapis hayatı hala devam ediyor.
Onun, “İrademiz dışında önümüze konan engeller bizim için yeni bir yükselme rampasına dönüşür” tezi gerçekleşiyor. Tüm birikimlerini ülkede bırakıp hayata sıfırdan başlamak durumunda kalan binlerce gönüllü, bir vesile bulup göç ettiği beldelerde tutunmaya çalışıyor. Kendi problemlerini henüz çözememiş olsalar bile, yüksek bir sorumluluk bilinciyle başkalarına faydalı olmanın yollarını arıyorlar. Seyrettiğimiz ramazan programlarına konuk olan misafirler, geçimlerini farklı işlerden sağlarken bile topluma moral ve motivasyon yükleyecek faaliyetler üstleniyor.
Kalın duvarları kaldıran iftar sofraları
Yurt dışında farklı meslekle ayakta kalmaya çalışan Türkler, gittikleri yerlerde dayanışma içinde komüniteler kuruyor. Dar imkanlarını birleştirip, değişik dinlerin mensuplarına ramazanın sıcaklığını yansıtıyor. Küçük adımlar büyük açılımlar ve dostluklara kapı aralıyor, Kiliselerde iftarlar düzenleniyor, cemaatleriyle gönüllüler arasında köprüler kuruluyor.
Mağduriyetin verdiği sıcaklık, ilişkilerin daha kalıcı hale gelmesine daha sıkı dostlukların tesisine vesile oluyor. Ruh dünyalarındaki güzellikleri başkalarına açmaktan kaçınmayan insanların özverisi, içten diyalogları artırıyor. Savaş ve acıların yaşandığı bir dünyada hizmet ortamları, tüm bunların çözümü için herkesin sığınacağı bir vahaya dönüşüyor.
Farklı kültürlerden gelen insanlar arasındaki kalın duvarları kaldıran iftar sofralarında, herkes birbirini kendi ifadeleriyle daha yakından tanıma fırsatı buluyor. Olumlu davranışlarıyla temsil gücü yüksek gönüllülerin sınırlı imkanlarla açtığı kapılardan ülkelerin en seçkin insanları giriyor. Uzatılan mikrofonlara söyledikleri sözler, dünyanın kardeşçe yaşaması için çözümün hizmet yaklaşımlarında olduğunu kanıtlıyor.
Mağduriyete takılmadan medeni cesaret ve sınırlı imkanlarla yürütülen hizmet ortamları
Mecburiyetler, tüm düzeni bozulmuş insanlar, arası bağları güçlendiriyor. Şoku atlatanlar, kollarını sıvayıp her ülkede yeni meşaleler tutuşturmaya çalışıyor. Hayatını eğitime adamış gönüllüler, açtıkları okullarla gençliğe katkı sunmak için çaba harcıyor. Dil becerisi zayıf Türk insanı, zorluklar karşısında tüm dünya dillerini öğreniyor. Üretilen güzel örnekler, birçok dile çevrilerek herkesin faydalanacağı ortamlar hazırlanıyor. Her akşam evimize misafir olan bir ülke aydını, hizmetin oluşturduğu heyecanı yansıtıyor.
Gönüllülerin önlerine çıkan her engel, onlar için yeni açılımlara zorlayan bir fırsata dönüşüyor. Kendi vatandaşlarına olumlu davranış kazandırmadan mahrum bırakılanlar, yurt dışında başkalarına faydalı olup donanımlarını artırmanın yollarını arıyor. Bazı ülkelerde açılan okullarda yetişmiş yerli gençler sorumluluk üstleniyor. Artık hizmet terbiyesinden geçmiş, ülke sınırlarını taşacak boyutta gençleri mesela Orta Asyalıları dünyanın birçok yerinde görmek mümkün.
İlahi lütuflar sağanak sağanak yağıyor, mağduriyete takılmadan medeni cesaret ve sınırlı imkanlarla yürütülen hizmet ortamları farklı kesimlerin birleştiği yerler haline geliyor. Hizmetin samimi duruşu sayesinde, farklı din kültür ve milletten gelen insanlar gönüllü elçilere kucak açarken, milyar dolarlık servetlerle kadroları satın alıp yönetime çökmeye çalışanları dünya tiksinerek izliyor.
Kıskançlık histerisiyle yüz binlere yükselme fırsatı veren kurumları kapatanlar, yerine sağlıklı bir alternatif koyamadığı için ülke gençliğinin eriyip gitmesini seyrediyor. Hiç layık olmadıkları makamları kapma yarışı dışında bir derdi olmayanlar, çaldıkları milyarlarca dolarlık servete rağmen en küçük bir olumlu hizmet üretmezken gönüllüler dar imkanlarını birleştirip dünya insanlığını bir araya getiriyor. İmkanlar zamanla daha da genişleyecek, ülkede sundukları hizmetler ve kazandırdıkları davranışlar buralara taşınacak.
Hizmet kaynağını kendisi üreterek dünyaya insanlık mesajları ulaştırıyor
Cinayetlerle anılması için tarafların karşılıklı yoğun çaba harcadığı bir dinin güzel yüzü, hizmetin insana değer veren anlayışlarıyla yeniden ortaya çıkıyor. Parasal gücünü kişisel hedeflerini gerçekleştirmek için saçıp savuranlar, milyarların üzerinde kime hangi hileli tuzağı kuracağının planını yaparken, hizmet kaynağını kendisi üreterek dünyaya insanlık mesajları ulaştırıyor.
Ülkemiz bugünlerde, hizmeti kendi hazırladıkları bir senaryo ile sistem dışına itenlerin yeni bir kirli planıyla karşı karşıya. Seçilmesi muhtemel tüm rakipleri eleyip iktidarı sürdürmek için suni bir kaos ortamı oluşturdu, ortada bir şey yokken OHAL ilan etti halka zorla kendini kabul ettirmeyi planlıyor.
Hitler gibilerin her adımını taklit eden mafyatik yapı, tüm muhalifleri hapse tıkıp devlete konmaya çalışıyor.