Analiz / İsmail S. Gülümser
Hocaefendi hep yüksek idealler peşinde koştu, çevresini de azla yetinmemeye hep daha fazlasını başarmaya teşvik etti. Özellikle son yıllarda sanki acelesi varmış gibi “Hizmet hakkında oluşmuş hüsnü zannın verimli kullanılmasını dünyanın her yerine hatta espri yollu mümkünse uzaydakilere götürülmesini” istedi. Çok büyük bir öngörüyle “olumlu ortamda buralara gitmezseniz şartlar değiştiğinde size asla izin vermezler” diyerek çevresini uyardı.
Yüksek ideallerle büyüyen hizmetler
Ondan aldıkları motivasyonla harekete geçenler, sürekli hedef yükselten bir çalışma tarzı benimsedi. Ancak nerdeyse sıfır sermayeyle başlayan bu yolculukta tecrübeli meslek erbabını kullanma imkânı olmadı. Çoğu zaman deneyim şartı aramadan mesleğe yeni girmişlere deneye yanıla iş öğrenme fırsatı verildi.
Bu durum ilk yıllarda rekabeti zorlaştırsa da zamanla ayrıcalığa dönüştü. Hata yapma imkânı verilen bireyler işine dört elle sarıldı, birbiriyle çok güçlü dayanışma geliştirdi. Kimsenin dışlanmaması, herkesin özgüvenle hizmeti sahiplenmesini sağladı. Böylece sürekli büyüdü ve gelişti yetişen insan kaynağını tüm dünya yaydı.
Kusurların telafisiyle aidiyete uzanan yol
Birinin noksan bıraktığını diğeri tamamladığı için hiçbir iş sahipsiz kalmadı. Kusuruna sabredildiğini gören bireyler, güzel örnekleri rehber edinip hatasını düzeltmeye yöneldi. Hizmetin sunduğu bu imkândan memnun kalanlar, daha büyük bir özveriyle işine sahip çıktı, yüksek aidiyet duygusuyla beğeni topladı.
Farklı mizaç ve yetişme çevresinden gelenler, kendinden fedakârlık yaptı birlikte iş üretme alışkanlığı kazandı. Periyodik eğitimler, haftalık ders ve sohbetlerle katılımcılarda birçok olumlu davranış değişikliği sağlandı. Ancak insanlar geçmişten gelen alışkanlıklarını, huy ve karakterinden gelen özellikleri bir çırpıda terk etmesi hizmet prensiplerini içselleştirip tavırlarına yansıtması pek kolay olmadı.
Toplum ortalamasının üstünde bir iş ahlaki ve disiplini gerektiren hizmet anlayışı, henüz bu olgunluğa erişmemiş bireyler için zorluk oluşturdu. Bazı hassas tabiatlar, acemilikten doğan fikir ayrılıklarına ya da kendini etkileyen küçük bir kusura katlanamayınca birlikte hizmet üretme heyecanı azaldı. Ancak geçmişte bu tür uyum sorunları yer değişikliği ile çözüldü, gönül kırıklığı tam giderilemese bile, hizmet aksamadan devam etti.
Hocaefendi, bugüne kadar hizmetin hiçbir engelde rota değiştirmesine izin vermedi. Her adımın duru ve sahih bir din anlayışına göre yürümesini sağladı. Önerilerine uyanların faaliyetleri hep olumlu yönde ilerledi. Günümüzün hızlı değişim ve dönüşüm sürecinde, bu heyecanı koruyup yeni hizmetlere yelken açmak için doğru rehberliğe ihtiyaç duyulacak. Gönüller Hocaefendi’nin vefatından sonra onun boşluğunun nasıl doldurulacağını, tereddütte kaldıklarında kimin önerisine uyulursa başarının süreceğini merak ediyor.
Paradigma değişimi
Bu konuda Veysel Ayhan Tr724 te “Hizmette paradigma değişimi” başlıklı yazısı önemli bir perspektif sunuyor. Pek çok topluluk, güvendikleri büyüklerini kaybettiğinde dağınıklık yaşamıştı. Öne çıkma arzusu olanlar, etrafına topladığı küçük grupla kenara çekilince faaliyet bölündü parçalandı. Hocaefendi ise, bu nezih topluluğun kendinden sonra da faaliyetini istikrarlı bir şekilde sürdürmesi için yıllardır hazırlık yaptı.
Dünyaya yayılmış çeşitli ihtiyaç ve beklentisi olan bir hizmetin, tek merkezden aynı standartla hareket etmesi bazı birimlerde gelişmenin önünü kapatabilir. Uzun süre aynı yerde çalışanlar arasında ilişki yıpranması ve ön yargı gibi sorunlar oluşabilir. Karizmasını öne çıkaran fevri harekete müsait biriyle hizmette kusurlu davranışların kapısı aralanabilirdi. Bu gibi ihtimalleri hesap eden Hocaefendi, sağlığında çalışma ortamına zarar verecek muhtemel düşünce sapmalarını önlemek için daha esnek bir yapıya geçişi öngördü. Herkesin cesaretle kendi şartlarına uygun karar alabileceği bir model önerdi. Muhatapların hassasiyetini de dikkate alarak her birimde yanlışa engel olacak şekilde istişare grupları kurulmasını istedi.
İstişare kültürü saldırıları boşa çıkarıyor
Zengin geçmiş mirasımızın sahih kaynakları titizlikle tarandı, her alanda çalıştığı sahanın en ince ayrıntısına vakıf uzmanlardan heyetler oluşturuldu. Bunlar bir yandan tüm birikimlerini ortaya koyarak her yaş grubunun donanımını artıracak güncel yayın üretiyor. Bir yandan da yanlışa izin vermeden yeni yöntem belirleme konusunda farklı heyetlere danışmanlık yapıyor.
Hizmetin tüm birimlerinde oranın imkân ve kapasitesine göre faaliyet yapan gruplar uzun süreden beri çalışmasını sürdürüyor. Bu gruplarda kimin yer alması gerektiğini en iyi orada olanlar biliyor. İlk tensiple göreve başlamış olanlar, bir şekilde o birimle ilgili tercihlerde bulunuyor. Böylece grupların fonksiyonları oradaki ihtiyaçlara göre gelişerek devam ediyor.
Hizmetteki paradigma değişikliğini bilmeyenler, istişare heyetini “komuta merkezi” gibi görüp onu yıpratarak birlikteliğe zarar vereceğini sanıyor. Oysa artık hizmet tek bir merkezden değil, dünyaya yayılmış her birimdeki heyetlerin kendi şartlarına göre atacağı adımlarla yürütülüyor. Bu nedenle saldırı sonrası küçük bir grupta geçici kafa karışıklığı olsa da herkes kısa sürede toparlanıp saldırıyı boşa çıkarıyor.
Uhuvvet ve vefalı olgun davranışlar
Uhuvvet risalesini hayatın merkezine alan olgun hizmet gönüllüleri, kişisel problem yaşadıkları şahısların da arasında olduğu bu türden heyetlerin istişare ile başlattığı her hizmeti destekliyor, onun olumlu sonuçlanması için elinden gelen gayreti gösteriyor.
Kuşku oluşturup, dayanışmayı baltalamak için arka arkaya üretilen haset ve kıskançlık tohumlarına itibar etmiyorlar. Geçmişte hoşlanmadıkları bir davranışı hatırlasalar da aykırı düştükleri insanların birçok olumlu yönünü göz önünde bulunduruyor, eski tartışmaları unutarak düşmanların oyununu bozuyorlar.
Sevgi ve şefkat esas alınıyor
Sevgiyi esas aldıkları için kendilerine yapılan kusurlara takılıp kalmıyor, husumet üretme yerine varsa bir yanlışı düzeltmek için yapıcı yol arıyorlar. Bugüne kadar pek çok problemi dayanışmayla çözmüş ve bu sırlı anahtarı elinde bulunduranlar, görüş birliği içinde önlerindeki yeni problemlere çaba harcıyor. Yıllarca bu yüksek ideale hizmet etmiş insanların basit bir iki kusuruna bakıp dışlamayı düşünmüyorlar.
İstenmeyen bir davranışa rağmen eski iyiliklerini hatırlayıp onları affediyor, hatasını düzeltmesi için daha şefkatle yaklaşıyorlar. Kendi istikametlerinden emin olsalar da uzun süre katkısını gördükleri insanlar hakkında üretilen suizanlara itibar etmiyor, kimseyle haklılık üstünlük yarışına girmiyorlar. Kenetlenmenin gereği olarak hoşa gitmeyen her tavra dostluğun devamı hatırına katlanıyorlar.
Affedicilik ve iyilikte ısrar
Her şeyi en iyi kendilerinin düşündüğü gibi bencillikten uzak duruyor, arkadaşlarını yanlış yolda olmakla suçlamaya kalkmıyorlar. Her sözlerinin doğru olmasına özen gösteriyor, doğruluğu tartışılır probleme yol açacak sözleri paylaşmıyor, fikir ayrılıklarında kendilerini hakem yerine koyup, bir diğerini karalamıyorlar.
Nefis gibi kadim bir düşman varken, içeride başka düşman aramakla meşgul olmuyor, kendileri kusurdan arınmamışken etrafta kusursuz insan aramaya kalkmıyorlar. Sevginin her kapıyı açtığını bildikleri için nefrete kapıları kapatıyor, muhabbetle herkese gönüllerinde yer veriyorlar.
Yanlış davranışla karşılaştıklarında tepkisel tavırdan kaçınıyor, iyilikle karşılık verip aradaki buzları çözme yolu arıyorlar. Başkasının hatasıyla uğraşmıyor, karşılıklı husumeti büyütmekten sakınıyor, kendi kabahatlerini düzeltmeye odaklanıyorlar. Bir diğerinde fark ettikleri kusur ile kendilerini daha sağlıklı değerlendiriyor ve bu türden davranışlarına çeki düzen veriyorlar.
Kıskançlık değil özveri
Aralarında cemiyetin sâri bir hastalığı olan kıskançlığı kaldırıp, arkadaşlarının başarısı için destek veriyor gelişmeleri için her türlü katkıyı sunuyorlar. Maddi işlerde olduğu gibi, manevi işlerde özverili davranıyor ahiret nimetleri burada harcamamak için rekabetten kaçınıyorlar. Kader planına razı olduklarından bir başkasının öne çıkmasından memnuniyet duyuyorlar.
Karşılarına çıkan engellerde, buna sebep olanın kim olduğuna bakmadan katlanıyor, kardeşlik bağlarının zarar görmesine izin vermiyorlar. Nefsine mağlup olup yanlışa düşenlere kırılıp darılmıyor, hiçbir arkadaşlarına hatasından dolayı gönül koymuyor, içlerinde kırgınlık oluşmasına izin vermiyor hatadan dönmesi için ona zaman tanıyorlar. Dünyanın geçici işlerine olduğundan fazla önem atfetmedikleri için sorunun sebebine bakmadan yaşanan problemleri hep birlikte üstleniyorlar.
Dostlara daha şefkatle yaklaşıyor, düşmanlık içinde olanların ıslahına dua ediyorlar.