Analiz / İsmail S. Gülümser
“Ramazan” müminlerin;
-Maddeden uzaklaştırıp manevi alemlere yelken açmasını,
-Aralarında daha sağlıklı ilişkiler kurmasını sağlayan,
-Unutulmaya yüz tutmuş insani duyguların yeniden gelişmesi için sunulmuş bir fırsat ayıdır.
Onun, gün ve geceleri; gönüllerde haşyet uyarır, şefkat-merhamet ve muhabbet hislerini harekete geçirir.
Bu ayda Müslümanlar, dünyevi meşguliyetlere kısmen ara verir, hayat dua ve ibadete göre yeniden düzenlenir. Gönül dünyası zenginleşenler, bazen yüce yaratıcıya karşı nedamet hissiyle gözyaşı döker.
Kendinden çok başkasını düşünmenin hassasiyeti
Unutulmuş bütün duyarlılıklar yeniden harekete geçer, Allah’a daha yakın olmanın verdiği inançla iç huzur kazanılır. Çevrede karamsarlık pompalayan onlarca olay olmasına rağmen, her şeyin sahibine duyulan güven sayesinde ümitsizlik defterden silinir, güncel olaylarda boğulmaktan sakınanlar, ibadete yönelir.
Gündüz oruçlu olmanın verdiği açlıkla gurur-kibir gibi kötü duyguları bastıranlar, incitici davranıştan kaçınır. Zaafını hissetmenin verdiği rikkatle, herkes birbirinin yardımına koşar. Evine ve kendi iç dünyasına kapanmış insanlar, dışa açılır çevresindeki mağdurların farkına varır ve destek olmanın çaresini arar.
Bencilliğin hâkim olduğu günümüz dünyasında insanlar, bu ayda kendinden çok başkasını düşünmenin hassasiyetine ulaşır. İş yoğunluğu arasında kaybolan aile bireyleri ve yakın dostlar, her şeyi bırakıp birlikte iftar sofrasında teravihte buluşmanın heyecanını yaşar. Kimi iftar davetleriyle eş dost ve büyüklerin gönlünü alır, kimi fitre-sadaka ve zekatlarla güçsüzlerin imdadına yetişir.
İslam dünyasında toplum kesimleri, Ramazan’da aralarındaki nizaları kısmen de olsa unutur. Kıskançlık histerisi içinde diğerinin elindekini almanın hesabını yapanlar kavgaya ara verir. Tartışma konuları terk edilir, gece gündüz ibadete dalanlar, ruhani hazlarla dolar ve kötü duygularını bastırma imkânı yakalar. Toplumun birbirinden kopmuş parçaları birleşir, kabuğuna çekilmiş insanlar cemaatle buluşur.
İyilik safına katılmak
Ramazanın sıcaklığı, cami ve cemaat kaçkınlarına kadar ulaşır. Günah bataklığı içinde debelenip duranlar bile nedamet hissi içinde bu ayda günaha ara verme ihtiyacı hisseder. Bazıları geçmiş kusurlarının baskısı altında utana sıkıla cemaat arasına katılır, ibadet coşkusunu yaşamaya alışır. Kimi bu ayda verdiği sözleri daha sonra devam ettirerek kötülüğe mesafeli durur ve iyilik safına katılır.
Oruçla kazanılan olumlu duygular, müminleri başkasına karşı aşırılıktan arındırır. Yüzlerindeki duruluk sadece cemaatle sınırlı kalmaz, dışardaki insanların ruh dünyalarını da etkiler. Ulaşamadıkları herkese el uzatmak isteyenler, seslerini duyuramadıkları kesimlere davetin güzelliğini gösterme yolları arar. Her yaş ve düşünceden insanın ilgisini çekmek için camiler mahyalarla aydınlanır, avizeler ve kandillerle süslenir.
Yaşadıkları ruhani hayatı gelecek nesillere aktarmakta zorlananlar, çocuklarını uykunun en derin vaktinde sahurla buluşmaya davet eder. Gün içinde yapılacak ibadetler öğretilir, yeni bir davranış biçimi kazanmaları için adeta aile büyükleri seferber olur. Açlığın iyice belirginleştiği akşam vakitlerinde onlara sabrın sınırlarını zorlama eğitimi verilir. Muhtaçların sıkıntısını anlamakta zorlanan gençler, ilk kez açlıkla kıvranır ve problemi yaşayarak hisseder.
Ramazan başkalarını düşünmeye alıştırır
Ramazan, dinin parlak yüzünü herkese göstermek için büyük bir vesiledir. Katı din yorumuyla kapılarını dış dünyaya kapatmış olanlar da merakla yaklaşana bigâne kalamaz. Herkesi kuşatacak bir din anlayışından memnuniyet duyar ve daralttığı dinin sınırlarını genişletme ihtiyacı hisseder. Alevi-Bektaşi vs. diyerek birbirinden koparılmak istenen toplum parçaları, iradi bir uyanışla birbirine yaklaşabilir. Ramazan’da küsler barışır, davalılar uzlaşır, insanlar arasında gönül köprüleri inşa edilir.
Her şeyin maddi ölçülerle değerlendirildiği bir dünyada, Ramazan başkalarını düşünmeye alıştırır. Yıkılmaya yüz tutmuş bağlar yeniden kurulur, orucun uyardığı merhamet hissi harekete geçen varlıklılar, muhtaçlara yardım için kesenin ağzını açar.
Göstermelik düzeydeki ibadetler, bu ayda daha şuurlu hale gelir. Namazlar şevkle kılınır, teravihlerde topluca getirilen salavatlar yüreklerde huşu hissini pekiştirir. Okunan ilahiler, gönüllerde derin bir coşku uyandırır ve herkes kendine göre bunu iç dünyasında hisseder. Bedeni hazlardan uzaklaşan insanlar, melekler gibi ruhani zevklerin peşine düşer.
Ruhun maddeye üstün geldiği ay
Birlikte okunan mukabeleler, uzun süreden beri ayrı kaldıkları Kur’an’la yeniden buluşmayı sağlar. Toplu ibadetler, Ramazan’ı cemaat için bir eğitime dönüştürür. Komşuların birbirini teşvik ettiği teravihlerde halk, namaz ve ilahilerle ibadet disiplini kazanır.
Kadir gecesiyle manevi hazlar doruğa ulaşır.
Bin aydan hayırlı olduğu telkinleriyle bu gecenin büyüsüne kendini kaptıranlar;
-Dünyaya ait tüm cezbedici işleri bir kenara bırakıp huzurla yüce yaratıcıya yönelir.
-Uykudan fedakârlığı hiç düşünmeyen insanlar, bu gece heyecanla namaza kalkar, Kur’an okur, dua eder.
-Toplu hatim ve dua programlarına katılanlar, ruhani zevklerle kendinden geçer.
İtikaf sünnetini ihya etmeyi düşünenler, vakti varsa son on günü ibadethanede yaşar ve mescit kuşu olur.
Orucun açlığından sıyrılıp çıkmış müminlerin, çoluk çocuklarıyla birlikte gürül gürül teravih namazlarına koştuğu, günlerin sonuna gelindi. Yüce yaratıcıya daha bir gönülden yaklaşmayı içimizde hissettiğimiz kutlu bir dönem geride kaldı. Ruhun maddeye üstün geldiği ahiret kazancı için birçok maddi menfaatin terk edildiği, insanların manevi hislerle birbiriyle kucaklaştığı cennet misal bir mevsim ahiret semereleriyle birlikte aramızdan ayrılıp gitti.
Ramazan boyunca uhrevi aleme açık hale gelen gönüller, aile çevresiyle birlikte bayram sevincine ulaştı.
-Bu ayın bereketinden istifade edenler, bir kez daha bayramın kuşatıcı çatısı altında buluşacak.
-Varsa küslerin barışması için yeni fırsatlar doğacak.
-Orucun verdiği sabırla, göz-kulak, düşünce-hayal dünyasını kötülükten koruyanlar affa liyakat kazanacak.
Müminler bayramı dünya barışına katkı sağlayacak etkinliklerle değerlendirmeli
Manevi iklimin getirdiği semavi lütufların farkında olanlar, donanımlarını Ramazan sonrasına taşımanın yolunu arayacak. Bayramda kendini gaflete salmaktan uzaklaşıp, sahip olduğu nimetlerin ancak şükürle artacağını düşünecek. Oruçtan çıkmanın verdiği rehavete kapılmadan, bir ay boyunca elde ettiği manevi duyguları kalıcı hale getirmeye çalışacak. Öfkesini kontrol ettiği gibi merhamet duygularını geliştirerek çevresinde güven oluşturacak.
Hasılı, bayramın yümün ve bereketinden daha fazla faydalanmak için, Ramazan boyunca kazandığımız güzel hasletleri sürdürecek, sevgi ve dostluk halkalarını genişletme yolu aranacak, ziyaretlerle gönüller alınacak.
Bunun için, düşmanlık hislerinin körüklendiği bir dönemde, müminler bayramı dünya barışına katkı sağlayacak etkinliklerle değerlendirmeli. Bayramı formalite olmaktan kurtarıp herkesi kucaklayan bir din anlayışı ile sıkı dostluk ilişkilerini pekiştirmeli, farklı kesimlere ulaşıp varsa önyargılarını kırmalı.
Uzun süreden beri kendi vatandaşına hizmeti engellenen gönüllüler, Ramazan programlarını aşamalı olarak dünya geneline yaydılar. Müslüman toplumdan başlayarak diğer semavi din mensuplarına kadar herkesle gönül köprüleri kurdular.
-Bayramdan sonra da bu çabaları çeşitlendirecek,
-Ayrışmadan medet umanların ürettiği suni kavgaları sonlandırmak için tekrar kolları sıvayacaklar.
*Fethullah Gülen Hocaefendi’nin “herkul.org” sitesindeki yazılarından faydalanıldı.