İnsan tabiatına konulmuş bazı duygular, eğer terbiye edilip disiplin altına alınmazsa onu, çok tehlikeli yollara sürükleyebilir. Otokontrol sistemlerinin olmadığı ortamlarda hislerine yenik düşen bedeni hazlarını gayrı meşru yollarla tatmine çalışan bir genç hayatı boyunca pişmanlık duyacağı yanlışlara girebilir. Yeme içmede aşırılık, alkol uyuşturucu bağımlılığı gibi konularda irade eğitiminden geçmemişlerin doyumsuz arzuları onun, sağlığını alıp götürebilir.
Bedeni zaaflar yanında, duygu ve düşüncelerin insani sınırlar içinde kalması için iç disipline ihtiyaç duyulur. Mesela herkeste öfke-kin-nefret-kıskançlık gibi duygular vardır, bunlar insanın kendini zararlı etkilerden koruması için verilmiştir. Ancak eğer frenlenmezse birey taşkınlığa açık hale gelir, bazen o kadar ileri gidilir ki sahibini bir canavara dönüştürür.
Ahlaki değerleri yeterince özümsememiş, zaaflarıyla baş etmeyi öğrenmemişlerin söz sahibi olduğu yerlerde devletin gücü yanlış yerlere yönelir. Dünyanın birçok yerinde duygu terbiyesinden geçmemiş, kolayca zaafının peşine düşecek yöneticiler, güç devşirmek için farklılıkları kaşıyıp büyütmekte toplumları birbirine kırdırmaktadır.
Doymak nedir bilmeyen aç gözlü insanların yönetiminde dünyada paylaşım savaşları sürüp gitmektedir.
Her gün kan dökerek istediğini elde etmekten kaçınmayan haris insanların cinayet haberleriyle sarsılıyoruz. Olumsuz duygulara kendini kaptırmış zaaflarını tatmin peşinde koşanlar, kendi hislerini frenlemekten aciz halleriyle ülke yönetmeye kalkınca devlet gücüyle komşularına saldırıyor. Her şeye tek başına sahip olmak isteyenler yüzünden herkese yetecek kaynaklar hoyratça tüketiliyor ve yetersiz varlıklar üzerinde kavga yaşanıyor.
Medeniyet çağı olarak isimlendirilen bu dönemde bir şekilde yetkiyi eline geçirmiş zaafının esiri yönetimler dünyanın birçok yerinde vahşete zemin hazırlıyor. Rusya’yı eski gücüne kavuşturma hayaline kendini kaptırmış biri emrindeki dev savaş makinalarıyla komşularına bombalar yağdırıyor, milyonları evsiz yurtsuz bırakıyor.
İnsanlığın tekâmül ettiğini artık eski vahşetlere geri dönülmeyeceğini düşündüğümüz bir devirde yeniden dünya savaşları konuşuluyor. İnsaf sahibi herkes, yapılan kötülüğün öcünün başka masumlardan alınamayacağını bilir. Yaşadığı engelleri aşmak için şiddete başvurmanın doğru olmadığını, devlet şiddetine karşı şiddetle cevap vermenin hiçbir sorunu çözmeyeceğini düşünerek hareket eder. Öfkesini kontrol edemeyenlerin yaktığı ateş, bütün dünyayı sarmaya yüz tuttuğu bir zamanda, iradesini kullanıp kin ve nefretle işlenecek yanlıştan uzak duranlar bu oyunları bozabilir.
Çevremizde ne kadar büyük cürümler işlenirse işlensin insani değerlere önem verenler, duygularını frenlemeli, tahrik edip hataya zorlayanların tuzağına düşmemelidir. Bediüzzaman 28 sene hapisten hapse sürülmüş ama o, çevresini asla isyana teşvik etmediği için, talebeleri de öfkeye kapılıp devletle çatışmaya kalkmamıştır.
Her dönemde, insanlık dışı vahşetleri işleyenler olduğu gibi bu dönemde ülkemizin nasibine de bir fesat şebekesi düştü. Elde ettikleri güçle başı dönenlerin, saltanat uğruna yaptıkları zulümler kadın ve çocuklara kadar uzandı, insanların alın teriyle kazandığı mallar gasp edildi. Egosunun esiri narsist ruhlu bir anlayışla yapılan baskılar insanları vatanını terke mecbur etti.
Hocaefendi yıllardan beri insan haklarını kullanması engellenen gönüllüleri, tepkisel davranışlardan korumak için didinip durdu. Yaşanan ızdıraplar ciğerini dağlasa da o, hiçbirini yanlışlığa itecek tavsiyede bulunmadı, her bireyin kendi işiyle meşgul olmasını ve bulunduğu yerde yeni çözümler bulup hayata tutunmasını istedi. Devlet gücünü kullanarak bütün imkanları ellerinden alınan, en temel hakkını kullanması engellenen, işini kaybeden, aile yuvası dağıtılan, çoluk çocuk demeden hapse gönderilenler, yapılan zulme başkaldırmayı aklından geçirmedi. Kimisi uzun süre köşe bucak saklanarak kaçak hayatı sürdürdü, kimi Meriç’ten denizden geçerken boğulmayı göze aldı, kimi ülke içinde şeytanlaştırılıp çalışması engellenmesine rağmen isyana yeltenmedi. Devlet yönetimini bir şekilde ele geçirmiş bir şebekenin, yaptıklarından dolayı reaksiyoner hareketlere girmedi, yapılan zulümlere takılıp kalmadı, her birey yaşadığı sıkıntıları aşmak için çareler aradı.
Öfkeyle hareketten sakınanlar, tüm yaşam düzenlerini alt üst eden ceberutlarla şiddet yoluyla mücadele etmeyi asla düşünmedi. “Allah’ın dünyası geniştir, bir yerde kapı kapanmışsa başka yerde kapılar açılır.” Yaklaşımıyla tüm dünyaya dağılan gönüller, çalışarak ekmeklerini alın teriyle kazanacak çözümler geliştirdi.
İnandıkları doğrulardan vazgeçenler yanlışlar içinde bocalayıp dururken, çizgisini koruyanlar bulundukları yerlerde yeni çıkış yolları aradı ve her biri sıfırdan başladıkları işlerde ağır piyasa şartlarına dayanıp işini genişletmeye durdu. Yapılan kötü muameleye takılmayanlar, öfkeye kapılıp yanlış davranışlar içine girmeyenler, manevi donanımlarıyla maddi donanım kazanacak kapılar araladı.
Zorluklarla baş etme çok ciddi bir sabır ve tahammül gerektirmektedir, çok büyük engellerle karşılaşmasına rağmen kolaycılığa kaçmayan, kibir-kin ve nefret gibi olumsuz duygularını bastıran kötülükten uzak duran onları aşmak için çaba harcayanlar kendini koruyabilir.
-Tahrik edecek çok büyük baskı ve zulümlere maruz kalsa da bu tuzaklara kapılmayan,
-Kıskaçlık histerisi içinde yapılan yüzlerce olumlu hizmeti yıkmaya çalışanlara aynı yöntemle cevabı düşünmeyen,
-Suçsuz insanları caniler gibi köşe bucak kovalayanlara, karşı bile intikam duygusu taşımayan… Yaşadığı her türlü eza ve cefaya karşı yüce yaratıcıya yönelip tüm yardımı ondan bekleyenler, iradesini doğru yönde kullanmanın mükafatını görecek, hayatını zindan edenlerin önünde eğilmeyecek en ağır şartlarda bile direncini koruyacaktır. Kendi değerlerine güveneler, bu sabrı gösterecek onların tutarlı davranışları gelecek nesiller için örnek teşkil edecek, gençler için yapılan fedakarlıklara hazırlanacak yeni eğitim yuvaları dünyada savaşların sona ermesinin paratoneri olacaktır.
Bir ölümlü darbe senaryosu ile ülke yönetimini ele geçirenler, suçu sevgiden ve kardeşlikten başka düşüncesi olmayanlara atıp onların üstlerinde tepinseler de gönüllüler, bugüne kadar olduğu gibi hep insani değerleri geliştirecek projeler üretecek, kişisel beklentilerini erteleyecek, çoluk çocuk derdine düşmeden gençliğin eğitimi için hizmet yuvaları hazırlayacak, insanlık mesajlarını here yere ulaştırmaya çalışacaktır.
Zaafının peşine takılmış yöneticilerin yaptıkları insanlık dışı zulümler, adım adım kendi kötü sonlarını hazırlamaya doğru evrilmiştir. Cinayetlerinin arkası kesilmeyince ürettikleri senaryolar bir bir ortaya çıkmaya başlayacak, sırdaşları çok kısa bir süre sonra bütün foyalarını ortaya dökecektir. Bugün hukuk nizamını bozup adaletten kurtulduklarını sansalar da gerçek adalet terazisi önlerine konacaktır. Girdiği yanlıştan dönemeyen tüm zalimler gibi günümüz zalimleri de karşılığını bulacak, her şeye rağmen çizgisini koruyanlar ise mükafatını görecektir.
Kıskançlık histerisi içinde yapılan bütün iyilikleri yıkmaya çalışan zorbalar devlet gücüyle üzerlerine gelse de ülkedeki hizmet yuvaları yıkılıp yağmalansa da sesi sözü dinlenen insanlar yapılan kıyıma sessiz kalsa da onlar kendilerine hayat hakkı tanımayanların yaptıkları cinayetlere takılmayacak, yeniden kolları sıvayıp ürettikleri başarılı hizmetleri artırmaya devam edecek, başarılı eğitim faaliyetleriyle herkesin beğenisini kazanacaktır.
-Allah’a sığınıp ona güvenenleri yüce yaratıcı yalnız bırakmayacak,
-Zorluklarla meşru dairede mücadele edenlerin önlerine çeşitli fırsatlar çıkacak,
-Kötü muamelelere aynı yöntemle karşılık vermekten kaçınanlar takdir görecektir.
İnsana verilen mükemmel donanımı doğru istikamette kullananlar, hayatlarını yanlıştan uzak tutacak şekilde sürdürenler kısa bir süre sonra olumlu sonuçlarını alacaktır.
*Fethullah Gülen Hocaefendi’nin “herkul.org” sitesindeki yazısından faydalanılmıştır.
İsmail S. Gülümser