Analiz / İsmail S. Gülümser
Bugün din adına ortaya çıkanların, günümüzün ihtiyaç ve beklentilerini dikkate almadan vahiy ve hadisle gelen mesajları yalın haliyle sunmaları onların kabulünü zorlaştırıyor. Yıllardan beri kürsülerde topluma yol gösterenlerin çoğu birikimine rağmen başarılı olamamasının sebebi güncel ihtiyaçları dikkate almadan aktarmalarında aranmalı.
Halbuki Hocaefendi’nin nasihatleriyle yetişmiş insanların, onlar kadar din terminolojisine vakıf olmadıkları halde çok geniş bir coğrafyada yankı uyandırmasının sebebi onun üslup konusundaki titiz yaklaşımıdır. Çünkü o, bu değerlerin salt şekliyle sunulmasının hedefine ulaşmayacağını düşünerek her kavramın amacını dikkatle inceledi. Yetişmiş kadrosuyla birlikte bugün benzer faydalar için yol haritası tasarlandı ve davranış modelleri zamanın yorumuna uygun şekilde planlandı. Tepki çekmeden iyilik ve güzellikleri aktarmak için sürekli çareler arandı, diyalog çabalarına paralel olarak farklı görüşlerin birbirini kabulünü sağlayacak tarza bir konuşma üslubu geliştirildi.
Makul ve etkili üslup
Gönüllüler, onun yaşantısıyla herkese olumlu mesaj sunacak birey yetiştirme çabasından çok etkilendi. “Altın Nesil” diye isimlendirdiği ilkler; İslam’ın en sahih kaynaklarının güncele uyarlanmış yorumuyla sürekli eğitimden geçirilip donanım kazandı. Dini esaslara bağlı ama bulundukları ülkenin gerçeklerini gözeten insanlar, günün anlayışına uygun tutarlı davranışlarıyla çevreden takdir topladı.
İslam dünyasında yönetim gücünü bir şekilde ele geçirenler, şiddet, kabalık ve iş bilmezlikleri yüzünden geniş halk kitlelerinin ümitlerini kırıp onları dinden uzaklaştırırdı. Gönüllüler, bulundukları ortamın genel durumuna, bireylerin geçmişten gelen kültürüne hep dikkat etti. Geliştirdikleri olaylara uygun makul ve etkili üsluplarıyla en aykırı kesimlerden bile olumlu cevap aldılar.
Hocaefendi, gençlere kendi potansiyelini keşfedip geliştirme fırsatı verdi, bunu değerlendirenler başkalarının cesaret edemeyeceği çok başarılı işlere imza attı. Bir taraftan kazandıkları yüksek ahlaki değerlerle göz kamaştırırken, diğer yandan da çalıştıkları alandaki ileri düzey motivasyon ve dayanışma ağları sayesinde muhtemel ahlaki çürümenin önüne geçmede önemli roller üstlendiler.
Ana meselelere yoğunlaşma
Hocaefendi’nin önerilerini dikkate alanlar, teferruatta kaybolmadı ana meselelere yoğunlaştılar,
-Sahip oldukları güzellikleri aktarmada cimri davranmadı, çevrelerinde aynı hassasiyeti geliştirmek için çaba harcadılar.
-Düşündüklerini hazmettirerek sunmaya özen gösterdi, hayatın bütün alanlarına benzeri hizmetleri ulaştırdı ve çok geniş bir topluluk üzerinde olumlu değişim ve dönüşüme vesile oldular.
-Bunu yaparken ürkütmeden, zorlaştırmadan, alıştırıp zamana yayarak sundukları için tepkiyle karşılaşmadılar, rehabilite etmek için gösterilen emekler sonuç verdi.
-Yüksek duygu ve düşüncelerle donatılmış bireyler yetiştirdi vicdan-kalp ve zihinlerde bir uyanış başlattılar.
İyiliği tabana yaymak
Onun, rehberliğinde hizmetin ortaya koyduğu bireysel-toplumsal dinamiklerinden biri de evrensel ve ahlaki değerlerin gelişmesi için ürettikleri yöntemlerdir. O, insanlarda iyi ve güzel duyguları harekete geçirmenin yollarını aradı, bu türden değişim için gerekli kriterleri ortaya koydu ve davranışa dönüşmesi için gayret etti.
Toplumu kusurdan arındırma misyonuyla hareket edenler, bunun yapmanın yolunun bireyleri ıslahtan geçtiğini bildiğinden iyiliği tabana yaymak için çırpınıp durdu. Eğitim-hukuk-güvenlik ve sosyal adalet konularında geliştirdikleri başarılı dönüşüm çabaları, kıskanç kesimlerce yıkılmamış olsaydı bugün Türkiye çok farklı bir yerde olabilirdi.
Bir yandan dinin kurallarına tam bağlılık içinde hayat sürerken, bunu içe kapanma gerekçesi olarak kullanmaktan kaçındılar. Hep aktif aksiyon halinde oldu, müspet hareket ettikleri için güven telkin etti, tepki çekmeden kendilerini her yerde doğru ifade şansı buldular.
Kolaycılığa kaçmamak
Kolaycılığa kaçmadıkları, doğru üslubu yakalamak için çok titiz davrandıklarından dolayı, gönüllerin kazanılmasında çok başarılı oldular. Vicdanlarda kıpırtı hasıl etmenin yolunun inandırıcılıktan geçtiğini bildiklerinden güven zedeleyici davranışlardan uzak durdular. Muhataplarının düşünce ve hissiyatlarını, hassasiyet ve beklentilerini hesaba kattıkları için kimseyi incitmeden inandıkları değerleri uygun yöntemlerle sundular.
Çok önemli bir misyonla hareket ettikleri halde bunu başkalarına üstünlük gerekçesi olarak kullanmadılar. Olumlu karşılanmayacağını bildikleri konular varsa onu toplumun kabul edeceği tarzda aktarma çaresi aradılar. Şartların müsait olmadığı yerde acelecilik gösterip ortaya atılmadı, gerektiğinde baston yutar gibi acı verecek birçok şeye sabredip katlandılar. Sözlerin tesirinin Allah’a ait olduğu şuurunda olsalar da sebepler dünyasında yaşadıklarını unutmadı, tavırlarıyla kimseyi ürkütmeden takdim yolları buldular.
Çok farklı dünya görüşünden gelmiş olanlarla ortak kesişim noktalarını doğru belirledi ve bu şemsiyesi altında buluşma yolu aradılar. Kimsenin kutsalına ilişmedi, herkesin değer yargısına saygı duyarak birliktelik oluşturdular. Dindarından dine en uzak olanına kadar farklı kaynaktan beslenerek gelmişlere bireysel özelliklerini de düşünerek aktardıkları için her mesajları karşılık gördü.
Düşünüp taşınarak
Özellikle yurt dışında insani faaliyet sürdürürken, misyonerlik yapar gibi bir izlenim vermedi, kimseye öğütleriyle yol gösterme iddiasında bulunmadılar. Kendi güzelliklerini ortaya dökerken, onların meziyetlerinden de faydalanmayı ihmal etmedi karşılıklı alışverişle değer yargılarını geliştirdiler.
Bencilce davranmadıkları, tutuculuktan kaçındıkları için çevrelerine kendilerinden bir şeyler aktardıkları gibi başkalarından da istifade ettiler. Diyalog vesilesiyle her kesimin kendi güzelliklerini ortak havuza boşalttığı ve tarafların birbirinden olabildiğince istifade ettiği yollar buldular. Kendi değerleri hakkında endişe taşımadıkları için, onları teşhir etmekten sakınmadılar. Kimseye değer yargılarını dayatmadıkları gibi hamaset ve propaganda yapar tarzda bir üsluba da gerek duymadılar.
Doğruların anlatılmasında hataları yüzüne vurmanın oluşturacağı tepkinin görmezden gelinmesi halinde iyilik için atılan adımların hüsranla sonuçlanacağının farkındalar. Kıskançlık ve gıpta hissinin insanlara ne türden kötülükler yaptırabileceğini bizzat ülkede acı tecrübelerle yaşayıp öğrendikleri için bulundukları yerlerde muhtemel tehdit ve tehlikeleri hesap ediyorlar.
Başkalarına faydalı olmak isterken, düşünüp taşınarak, neleri yapacaklarını önceden planlayarak pür dikkat gerektiği konusunda çok büyük deneyim kazandılar. En insani çabaların bile bazen art niyetlilerin engeline takılacağını bildikleri için onların reaksiyonunu önleyecek tedbirleri ihmal etmiyorlar.
-Firavun’a irşatta Hz. Musa ve Hz. Harun’a üslubun yumuşak olması,
-İslam peygamberine (SAV) zorlaştırıcı yaklaşımlardan kaçınması müjdeleyici bir dil kullanması öğütlendiği gibi, onlar da dinle gelen değerlere karşı toplumlarda tepki ve nefret oluşmasını önlemek için hep umut dolu mesajlarla çevrelerine ilham kaynağı oluyorlar.
Dünyaya güzel örnekler sunmak
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin telkinleriyle hayatın her alanına yayılmış yüzbinlere baliğ gönüllü, bulundukları topluma insani çizgide bir dönüşüm için benzersiz modeller sergiliyor. Anadolu kültüründen yetişerek gelmiş gençler, global çapta yankı uyaracak davranış kalıplarıyla dünyaya güzel örnekler sunuyor. Onların programlarına katılanlar, kazandıkları vizyonla bireysel ve evrensel kalkınmanın motoru olmaya aday görünüyor.
Davranışlarıyla herkese güven telkin edecek, başkaları için emek sarf etmeye istekli çok geniş bir aydınlar grubu artık tüm dünyanın hizmetinde. Ülkesine hizmet imkânı elinden alınan bu insanlar, bir avuç bile olsalar gittikleri yerlerde bir araya gelip iş dışındaki vakitlerini toplumsal sorunlara harcıyor. Türkiye’de, hukuk-adalette şeffaflık ve etik standartları geliştirmede başarılı oldukları gibi, yurt dışında da eylem ve sözleriyle bu standartlara katkı yolu arıyorlar. Açılan irili ufaklı okullarda, yerel ve evrensel değerleri harmanlayan bir eğitim hizmeti vererek kültürel çeşitliliğe destek oluyorlar. Dar imkanlarla sürdürmeye çalıştıkları sosyal dayanışma ve yardımlaşma projeleriyle farklı coğrafyalarda yaşanan dramların çözümünde görev üstleniyorlar.
Miraç kandilini kutladığımız şu günlerde, toplumsal dinamikleri harekete geçirme potansiyeli yüksek bu topluluğun, insan sermayesine yüklediği sorumluluk, ileride dünyadaki birçok problemin çözümünde anahtar rolü oynayacak. Artan şiddeti, din-dil-ırk ve kültür farklılığından kaynaklanan husumetleri önlemede, çatışmalara barışçıl çözüm geliştirmede hizmetin diyalog çabalarına çok ihtiyaç duyulacak.
*Yüksel Çayıroğlu’nun “tr7/24” teki yazısından faydalanıldı.