Mağdurlar İçin Adalet Topluluğu”nun 3 bin 700 OHAL mağduruyla görüşülerek hazırladığı raporda ortaya çıkan dikkat çekici tespitler tartışılmaya devam ediliyor.
Yaşanan mağduriyete dikkat çekenlerden biri de gazeteci Can Dündar.
Genel Yayın Yönetmeni olduğu Özgürüz sitesinde bir açıklama yayınlayan Dündar, “15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye’nin tarihinde bir dönüm noktası oldu. Darbe bastırıldı, ancak sonrasında, Erdoğan’ın karşı darbesinin ardından kurulan baskı rejimi hala sürüyor. Darbe girişiminin ardından ilan edilen ve iki yıl süren Olağanüstü Hal döneminde 446 bin kişi hakkında adli işlem yapıldı. Aileleriyle birlikte düşünüldüğünde 2 ila 5 milyon insanın kaderinin, bir gecede değiştiği söylenebilir. O gecenin ardından çıkarılan kararnamelerle 126 bin kamu personeli işten çıkarıldı. Darbeye katıldığı ya da desteklediği gerekçesiyle hapiste olanların sayısı ise 33 binden fazla… Bunların önemli bir kısmı darbeyle ilgisi olmayan Erdoğan muhalifleri…” ifadelerini kullandı.
Can Dündar imzalı açkılamada, “Üç yıl süren 12 Eylül darbesi sürecinde 650 bin kişinin gözaltına alındığı düşünülürse, Türkiye’nin ne yaşamakta olduğu daha iyi anlaşılır” denildi, ardından şöyle devam edildi:
“DW’de yeralan bir haber, bu rakamların ardındaki başka rakamları ve dramları ortaya koydu. “Mağdurlar İçin Adalet Topluluğu”nun 3 bin 700 OHAL mağduruyla görüşülerek hazırladığı raporda, gözaltı ve tutuklamaların ötesinde OHAL’de birçok insanın çalışma ve yurtdışına çıkış yasaklarıyla da cezalandırıldığı, aylık gelirlerinin ortalama 800 liraya (yaklaşık 130 Euro) kadar gerilediği, geçinememe, dışlanma, itibarsızlaştırılma gibi sorunlar yaşadıkları belirtiliyor. Yüzde 41’inin ailesi dağılmış durumda…
Raporda, “Bu durum, Nazi dönemi Almanyası’nda Yahudilere karşı uygulanan ‘nefret suçu’ tanımına girebilecek cezalandırma ve uygulamalara benzemektedir” deniliyoR. Asıl şaşırtıcı olan, mağdurların yüzde 99’unun yüksekokul mezunu olması…Türkiye, tarihinin en ağır insan kırımlarından birini yaşıyor.”