Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye ve Arap dünyasının diğer ülkelerinde izlediği yayılmacı politikalar Arap medyasında sert ifadelerle eleştiriliyor.
Suudi Arabistan’da yayınlanan Okaz gazetesi, ‘Türkiye uçağındaki ‘IŞİD’ Avrupa yolunda!’ başlıklı bir makeleye yer verirken, Mısır’ın bağımsız gazetelerinden Masri el Yom ise Erdoğan’ı 2011’deki Mısır devrimi sırasında ellerinde demir çubuklar ve sopalarla etrafta terör estiren baltacılara benzetiyor.
Hani el Zahiri, Okaz gazetesindeki makalesinde, “Daha önceki makalelerimde de işaret ettiğim gibi AKP’nin Suriye operasyonunun temel hedefi gayri meşru çocuğu IŞiD’e mensup 4 bini yabancı 12 bin militanını hapishanelerden çıkarmaktı” diyor.
Türkiye’nin bölgeye gelir gelmez hapishanelerin kapılarını açtığını ve teröristleri yeniden sahaya çıkardığını öne süren el Zahiri, bu teröristlerin başta Libya olmak üzere diğer ülkelere yayılacağından endişe eden ABD’nin liderleri Bağdadi’yi öldürdüğünü iddia ediyor. El Zahiri makalesinde şu görüşleri dile getiriyor:
“Konu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘Türkiye, Avrupalı IŞİDçiler için bir otel değildir.’ sözüyle artık netleşmiş oldu.
Uluslararası Koalisyon bu terör örgütünü çökertmek için yıllarca uğraştı ve milyarlarca dolar para harcadı. Ancak Türk hükümeti, bu örgütün anası olduğunu, gayri meşru çocuğunu kurtarmak için uluslararası çabaları yerle bir ederek bu kartları yakmaya karar verdi. Hatta bunu çökmekte olan ekonomisine rağmen yaptı.
Her ne kadar uluslararası arenada politik bir körlük yaşansa da Türk hükümetiyle IŞİD arasındaki yakın ilişkiler net bir şekilde ortadadır.
‘Türk hükümeti belki de yaptığı şantajın karşılığı olarak Avrupa’dan birkaç milyar dolar daha alarak, hapishanelerden çıkardığı bu teröristleri tutmaya devam edecektir. Fakat Avrupalı olmayan IŞİD’çileri topraklarında tutmayacaktır. Bunlarla ilgili de onları silahlarla donatıp Libya’ya göndermek de dahil başka planları var. Libya ordusunun açıklamalarına göre Türkiye’den gelen teröristlerle dolu botlar günlük olarak Libya sahillerine yanaşıyor.
Türk hükümeti muhtemelen IŞİD mensuplarını Irak ve Lübnan gibi halk hareketlerinin devam ettiği ülkelere göndererek, buralarda da daha fazla kaos oluşturma ve böylece Arap toprakları üzerindeki Türk emellerine ulaşmaya çalışacaktır. Musul’u toprağı olarak gören Ankara, Lübnan’ın kuzeyindeki Trablusşam üzerinde de benzer hayallere sahiptir.”
Mısırlı ünlü sosyologu Saadettin İbrahim ise Masri el Yom gazetesindeki makalesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, 2011’deki Mısır devrimi sırasında sıklıkla gündeme gelen ve etrafı yakıp yıkan, talan eden çapulcular için kullanılan ‘baltacı’lara benzetiyor. Mısır lehçesinde ‘baltacı’ daha çok kabadayı ve eşkıyalar için kullanılıyor ve Türkçe’den geçtiği tahmin ediliyor.
‘Erdoğan: Anadolu’da kafası karışık, hasta Arap adam’ başlıklı makalede İbrahim, ‘Erdoğan, hayatına ‘kabadayı’ semti Kasımpaşa’da büyüdü. Baltacı kelimesi Türkçe-Arapça bir sözlüktür ve Osmanlı’da güçlü askerler için kullanılıyordu. Bu askerler yol güzergahında bulunan kaya ve ağaçları ellerindeki baltaları kullanarak temizliyorlardı. Bu kabadayılar ister askeri, ister sivil hayatta fiziki güçlerini insanlar üzerinde otorite oluşturmak için kullanıyordu.’ diyor.
Erdoğan’ın zengin semtlerin kenarındaki fakir bir semt olan Kasımpaşa’da büyümekten gurur duyduğunu daha sonraki politik hayatında sıklıkla dile getirdiğini aktaran İbrahim, Erdoğan’ın okuduğu imam hatip okulunda fiziki gücünü liderlik için de kullandığını, arkadaşları onu kabadayı olarak görürken, muhaliflerinin ise daha çok zorba, haydut olarak değerlendirdiğini öne sürüyor.
İbrahim makalesinde şu görüşleri dile getiriyor:
“Yirminci yüzyılda büyüyen hemen her Türk, geçmişiyle övünmeye ve o geçmişin tekrar edeceğini hayal etmeye başladı. Fakat bu yeni nesiller Türkiye’yi her zaman Avrupa’nın bir parçası olarak da düşündüler. Erdoğan ise bunun dışındaydı. Erdoğan Türkiye’yi Osmanlı İmparatorluğu olarak Avrupa’nın bir parçası olarak kabul ettirmeyi hayal etti.
Ünlü Nasırcı düşünür Sami Şeref geçtiğimiz günlerde bu gazetede yayınlanan ‘Kıyıdaş ülkeler ve hasta adam’ başlıklı makalede Somali ile ilgili ilginç bilgiler kullanıyor. Makalede Somalili subay ve askerlerin Türkçe öğrendikleri, okuyup yazdıklarını, sabahları kendi marşlarının yanında Türkçe İzmir marşını söylediklerini belirtiyor.
Bu yüzden Anadolu’da kafası karışık olan Erdoğan istediği alanı Doğu Afrika’da bulmuş. Bu alanın bir benzerini de Libya’da da oluşturmuş.
Ancak IŞİD Lideri Bağdadi’nin öldürülmesi Erdoğan’ın kafasını daha da karıştırmış olacak.”