Hizmet Hareketi’ne yönelik sözde yargılamalarda ‘en önemli delil’ olarak gösterilen ByLock’un ‘çöp’ olduğuna dair yeni bir belge daha ortaya çıktı; KOM’un ByLock Sorgulama Ekranı…
İnsan hakları hukukçusu Dr. Gökhan Güneş’in paylaştığı ‘sorgu ekranı’ görüntüsüne göre ‘ByLock’ta ‘ekleme ve güncelleme’ yapmak bir ‘tık’ kadar kolay!
Belgeye göre Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı’nda veri tabanı oluşturulmuş. ByLock sorgu modülüne ‘Kayıt Ekleme’ ve ‘Kayıt Güncelleme’ sekmeleri de eklenmiş. Bir kişinin isminin ByLock listelerine eklenmesi ya da çıkarılması için tek tuşa ‘tık’lamanız yetiyor! Dr. Gökhan Güneş, “Bu sorgu modülünü görüp Bylock’u delil kabul edenlere bir kez daha soralım; üzerinde her türlü değişikliğin yapılabildiği bir veri delil olabilir mi?” diyor.
Binlerce insanın tutuklanmasına, hüküm giymesine gerekçe gösterilen ByLock verilerinin ‘çöp’ olduğuna dair delillere her gün yenileri ekleniyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen iki bilirkişinin hazırladığı rapor, ByLock delilini ‘resmi’ olarak çürütmüştü. Resmi bilirkişi raporunda, incelemesi talep edilen 113 GB’lık verinin, 26 Ekim 2016 tarihinde ‘değiştirildiği’ tespiti yer alıyordu. Rapora göre söz konusu değişiklik MİT tarafından yapılmıştı.
ByLock verilerinin imajının alınmasına ilişkin mahkeme kararı 9 Aralık 2016! Verilerin bilirkişilere teslim tarihi ise 13 Aralık 2016! Yani mahkeme kararından ve bilirkişilere tesliminden 1,5 ay önce dijital materyal üzerinde çalışılmış. Dolayısıyla veriler orijinalliğini yitiriyor.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, MİT’in 9 Eylül 2016’da ByLock verilerinin tamamını savcılığa teslim ettiğini savunuyordu. Bu açıklamaya göre bile MİT’in, söz konusu veriler üzerinde aylarca çalıştığı ortaya çıkmıştı. Ancak geçtiğimiz hafta ortaya çıkan bir belge, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bu açıklamasının da doğru olmadığını ortaya koydu. Zira belgeye göre bu karardan aylar sonra ByLock verilerinin olduğu başka bir bellek savcılığa teslim edilmişti.
Ancak skandallar bununla bitmedi. Son belge ByLock listelerine isim ekleme ve çıkarmanın bir ‘tık’ kadar uzakta olduğunu ortaya koydu. İnsan hakları hukukçusu ve ByLock konusundaki araştırmalarıyla tanınan Dr. Gökhan Güneş’in paylaştığı son belge, KOM’daki ‘ByLock Sorgu Ekranı’. Belgeye göre sorgu modülüne yeni bir isim ekleme ya da çıkarmak için sadece tek bir ‘tık’lama yetiyor.
BUYURUN SİZE “BYLOCK SORGU EKRANI”!
1. Bugün sizlerle, Bylock’la ilgili çok önemli bir belgeyi; insanların hayatlarını karartmakta kullanılan Bylock sorgu ekranını paylaşacak ve Bylock listelerine girmek ya da çıkmanın ne kadar kolay olduğunu anlatacağım.@izzetoezgenc
— Dr. Gökhan Güneş (@GkhanGnes8) June 17, 2022
Gökhan Güneş’in konuyla ilgili paylaşımları şöyle:
BUYURUN SİZE “BYLOCK SORGU EKRANI”!
Bugün sizlerle, Bylock’la ilgili çok önemli bir belgeyi; insanların hayatlarını karartmakta kullanılan Bylock sorgu ekranını paylaşacak ve Bylock listelerine girmek ya da çıkmanın ne kadar kolay olduğunu anlatacağım.
Görseldeki tutanak, Bylock’un neden delil olamayacağının tek başına ispatıdır. Peki bu görsel ne anlama gelmektedir? Hukuka aykırı ele geçirilen Bylock verilerinin, fişleme bilgileriyle birleştirildiğini ve muazzam ve hukuksuz bir veri tabanı oluşturulduğu anlamına gelmektedir.
Veri tabanı tam bir mühendislik çalışması olup kapsamı çok geniştir. Veri tabanında “tekil” sorgulama yapılabildiği gibi meslek, il, yaş ve dönem gibi “grup” sorgulamaları da yapılabilir. Zira kişilerin “ünvanına” kadar her türlü bilgileri sisteme yüklenmiştir.
Ayrıca, girilen bilgiden sorgulanan kişiyle ilgili sonuca ulaşılmazsa, “tüm veri tabanlarında arama” yapılması da mümkündür. Böylesi bir veri havuzunun oluşturulması çok uzun zaman alacağı gibi ciddi insan kaynağı da gerektirmektedir.
Tutanak tarihine bakıldığında, veri havuzunun bu tarihten çok daha önce oluşturulduğu ve Bylock verileri üzerinde aylarca çalışıldığı anlaşılmaktadır. Sorgu ekranını hukuka aykırı kılan en önemli husus ise “kayıt ekleme”, ”kayıt silme” ve “kayıt güncelleme” sekmeleridir.
Bylock listelerine isminizin eklenmesi ya da çıkarılması işte bu kadar basittir. Silahlı örgüt üyeliğinden yargılanıp ceza almanız ya da beraat etmeniz tamamen bu sorgu modülünde adınızın olup olmamasına bağlıdır.
Zira mahkemeler sadece bu modülü esas almakta ve sanıklar tarafından verilerin incelenmesi talebini; “Bylock kullanıcıları ile ilgili araştırma ve tespitlerin KOM Daire Başkanlığının TEKELİNDE” yürütüldüğü gerekçesiyle reddetmektedirler. İşte, KOM Dairesinin tekelinde olup yargı mercilerinin sadece buradan gelen çıktılarla karar verdiği,her türlü ekleme, çıkarma ve güncellemenin yapılabildiği bu garabet delille insanların hayatı karartılmaktadır.
Bu sorgu modülünü görüp Bylock’u delil kabul edenlere bir kez daha soralım;
Üzerinde her türlü değişikliğin yapılabildiği bir veri delil olabilir mi?
Hiçbir sanığa, vekiline ve hatta mahkemeye dahi verilmeyen ve her şeyin sisteme girebilen bir memurun insafına kaldığı tek sayfalık çıktıya dayanılarak insanlar terörist kabul edilebilir mi?
Yargıtay 16. CD, Ceza Genel Kurulu ve AYM ittifakla Bylock’la ilgili hukuki sürecin 09/12/2016’da başladığını belirtirken, tutanakta 01/12/2016’da yapıldığı söylenen güncelleme ne anlama gelmektedir?
Bylock’u hukuka aykırı delil kabul etmeniz için verilerin kaç kez güncellenmesi gerekir?
Hakim kararı olmadan verilere müdahale edilebilir mi?
Verilere müdahale edildiği gün gibi ortadayken bu verileri hâlâ delil olarak kabul edip verilen cezaları savunacak mısınız?
Son olarak, tutanakta yer verilen bir hususa daha dikkat çekmekte fayda vardır. O da; bu tutanakları düzenleyenlerin; düzenlenen tutanakları sorgusuz sualsiz delil kabul edip kendilerini “hakim” sanan hukuk bilmezlerden
daha akıllı olduklarıdır!
Zira tutanağa, bu bilgilerin istihbari çalışma sonucu elde edildiğini ve delil olarak kullanılamayacağını yazmışlardır. Bundan bile habersiz hukuk bilmezler, yapmaları gereken araştırma ve tespitleri KOM Dairesinin
TEKELİNE vererek açıkça suç işlediklerini itiraf etmişlerdir!