İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul’a karşı çıkanların itirazlarını dile getirmek için projenin başlamasını beklemeden kullanabilecekleri yasal hakları olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Kim ne derse desin bu projeye kimse engel olamayacak” derken İmamoğlu’dan meydan okuma geldi.
T24 yazarları ve yöneticileriyle buluşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ya eşlik eden İmamoğlu, “Hiç kimse Kanal İstanbul’a karşı çıkmak için kepçe vurulmasını beklemesin. ÇED raporlarına karşı dilekçe versinler, halen askıda olan plana itiraz etsinler, dava açsınlar. Bu ülkede 100 bin insan dava açsın Kanal İstanbul’u yapabilecek bir babayiğit yok” ifadesini kullandı.
“Ben plana itirazımı yaptım, herkesi de itiraza çağırdım. Davayı da açacağım. Bunları vatandaş Ekrem İmamoğlu olarak da yapıyorum” diyen İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Şu anda Kanal İstanbul’u ciddiye alması gereken kurumlar ciddiye almıyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO), İstanbul Ticaret Odası (İTO) nerede? Ve MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) nerede? Ben MÜSİAD’ı ziyaret için beş defa talepte bulundum, geri dönüş yapmadılar. İTO, İSO, MÜSİAD, bunların yönetimleri iktidar baskısıyla seçilmiş yönetimler. Ve üniversiteler, devlet üniversitelerinden bana tek rektör geldi, çünkü Büyükşehir Belediyesi ile bir işi vardı. Bu ülkenin üniversiteleri Kanal İstanbul ile ilgili tek cümle konuşmadılar.”
Son dönemde Ankara kulislerini hareketlendiren “Erdoğan’a mektup” olayına da değinen İmamoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı’na verdiğimiz mektup ikili ilişki üzerinde yazılmış bir mektup değil. İçeriği konusundaki cevap için bir süre beklememiz lazım. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan tüm iyi niyetimizle bir cevap bekliyoruz, çok da sürmez çağırır bizi diye düşünüyoruz” diye konuştu.
Öte yandan İSO, İTO ve üniversiteleri Kanal İstanbul projesi karşısındaki kayıtsızlıkları nedeniyle eleştiren İmamoğlu, Adalar’da son verilecek fayton uygulamasından sonra devreye girecek elektrikli araçlar için yarışma düzenlediklerini söyledi.
İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Adalar’da iki-üç nesildir faytonculuk yapan aileler var. Oraya düşünülen bütçeyi taksi plakası gibi düşünün. Bugün İstanbul’da bir taksi plakasının fiyatı 2 milyon lira. Faytonları işleten aileler için 300 bin lira veya üzeri rakamlar konuşuldu. Biraz tekelleşmiş, bloklaşmış bir durum da gözleniyor, ama bu durumda 200 küsur aile var. İki-üç nesildir bu işi yapıyorlar, bu nedenle onlara faytonları kaldırırken ‘haydi güle güle’ deme şansımız yok. Bu insanlar bir şekilde Adalar’da tutunmuş Anadolu insanları. Biz ayrıca her aileden bir kişiye İstanbul’un çeşitli yerlerinde iş de vereceğimizi söyledik. Elbette bir de canlıya olan tutkumuz, faytonlarda kullanılan atların durumu, onların sıkıntısı var. Düşünülmesin ki biz bugün kalkıp bir karar verdik. Defalarca toplantılar, çalıştaylar yaptık, yani bugünün meselesi değil. Ve sulh içinde, başından sonuna kadar şeffaf yürüttük bütün bu süreci. Adalar’da ulaşım sistemini tümüyle İETT üzerinden yürüteceğiz, hiç aracı olmayacak. Turistik amaçlı elektrikli araçlar ve diğer elektrikli araçların seçimi için yarışma düzenliyoruz. Yarışmanın sonucuna göre yeni nesil bir tasarımla adalara hizmet vermek istiyoruz. Her şeye rağmen fayton olmalı, düşüncesi de tartışılıyor. Evrensel ve insani bir tasarımı, uygulaması varsa elbette biz de bakarız, ama şu an için bu söz konusu değil.”
Metro açılışı törenlerine belediye başkanı olarak davet edilmediği eleştirisini getiren İmamoğlu, “Gayrettepe- Yeni havalimanı metrosu için ‘ray kaynağı’ töreni yapıldı. Bu törene İstanbul Belediye Başkanı olarak ben çağırılmadım” ifadesini kullandı ve ekledi:
“İstanbul metrosu için altı hattın durmuş olan üç hattını başlattık. Devletin yatırım planına alınması ve Hazine’nin onay vermesi gerekiyor. Ne yazık ki ocak ayının ilk haftasında yayımlanan listede bu çalışma yer almadı. Sonra Ulaştırma Bakanı ‘İmamoğlu hatları durdurdu’ diyor. Ulaştırma Bakanı’na durumu anlattım, ‘Ya bilmiyordum, ben de Sağlık Bakanı’ndan öyle duydum’ dedi. Durum bu.”