Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) verilerine göre, Cumhurbaşkanlığı koruma birimine yalnızca Mayıs ayında tam 1 milyar 245 milyon 321 bin TL harcandı. Ocak-Mayıs döneminde ise bu rakam 3 milyar 952 milyon 421 bin TL’yi buldu. Koruma harcamaları her ay katlanarak artıyor; Ocak ayında 331 milyon TL olan harcama, Mayıs ayında 1,2 milyar TL’yi aşmış durumda.
KORUMA GİDERLERİ 4 YILDA YÜZDE 770 ARTTI
Sözcü Gazetesi’nin haberine göre, koruma giderleri 2020 yılında 263 milyon TL iken, 2024’te 2 milyar 291 milyon TL’ye ulaştı. Bu, sadece dört yılda yüzde 770’lik dramatik bir artış anlamına geliyor. CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, bu durumu “İktidarın halktan korkusunun göstergesi” olarak değerlendiriyor. Genç, “Günde 40 milyon, saat başı 1,6 milyon TL harcanan bir koruma ordusu, artık gerçek güvenlik ihtiyacından çok siyasi kaygıları yansıtıyor” dedi.
HALKIN SIKINTILARI GÖRMEZDEN GELİNİYOR
Koruma giderlerindeki devasa artışa karşılık, emekli maaşları, asgari ücret veya tarımsal desteklerde benzer bir artış yaşanmadı. Genç, “Kamuda tasarruf diye emeklinin maaşı enflasyona ezilirken, öğrencinin KYK borcu ödenemezken, çiftçinin mazot yardımı yetersiz kalırken; saray koruma giderlerine milyarlarca lira harcanıyor” diyerek bu durumun halkın temel ihtiyaçlarıyla bağdaşmadığını belirtti.
Sadece koruma ekibine değil, Cumhurbaşkanlığı’nın toplam harcamalarına da dikkat çekildi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre Cumhurbaşkanlığı, Haziran ayında 609 milyon TL harcarken, yılın ilk 6 ayında toplam 6 milyar 607 milyon TL’lik bir bütçeyi tüketti.
ANAYASAL EŞİTLİK VE SOSYAL ADALET İHLALİ
Aşkın Genç, bu harcamaların anayasal eşitlik ilkesine aykırı olduğunu vurguladı: “Anayasa, kamu kaynaklarının şeffaf, ölçülü ve halkın ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmasını emreder. Ancak bugün, devletin halkın vergisini sarayın şatafatı için kullandığı açıkça görülüyor.” Genç, “Emekliye 16 bin 881 TL reva görülürken, saray korumalarına milyarlar harcanması kabul edilemez” diye ekledi.
Genç, “Kamuda tasarruf sadece halktan değil; israftan, şatafattan ve keyfilikten başlamalıdır. Kaynakların adil dağıtımı sağlanmalı, halkın alın teri tekrar halkın sofrasına dönmelidir” diyerek bu dengesiz harcamalara son verilmesi gerektiğini ifade etti.