Hukukçu Gökhan Güneş, ‘yeniden yapılanma’ adı altında yapılan hukuksuz operasyonlar için Adalet Bakanlığı’nı adres gösterdi. Güneş, ”İnsanların tarassut altına alınması ve “ihtimal dahilinde” terörist gibi takip edilmesi talimatı 2018 yılında Adalet Bakanlığı tarafından verilmiştir. Yanlış okumadınız, savcılıkların yaptığı bu soruşturmaların kaynağı Bakanlığın hukuksuz bir talimatıdır.” dedi.
Güneş şunları yazdı;
7 YILDIR SÜREN SİSTEMLİ TAKİP: HUKUKUN RAFA KALDIRILDIĞI CADI AVI!
1- Bugün sizlerle, “yeniden yapılanma” adı altında gerçekleştirilen operasyonların neye istinaden yapıldığını ve bu soruşturmalarda hukukun nasıl rafa kaldırıldığını paylaşacağım. Görseldeki metin bir iddianameden. Bu metinden de anlaşılacağı üzere, insanların tarassut altına alınması ve “ihtimal dahilinde” terörist gibi takip edilmesi talimatı 2018 yılında Adalet Bakanlığı tarafından verilmiştir. Yanlış okumadınız, savcılıkların yaptığı bu soruşturmaların kaynağı Bakanlığın hukuksuz bir talimatıdır.
@adalet_bakanlik
2- Bakanlığa göre, CMK’nın 135 ve 140. maddelerinde “son çare delili” olarak tanımlanan telefon dinleme ve teknik araçlarla izleme gibi ağır müdahale yöntemleri, cezaevinden tahliye edilen kişiler için herhangi bir somut şüpheye veya delile gerek olmaksızın uygulanabilir. Yani, soruşturma makamlarının bu tedbirlere başvurması için delil şartı aranmamakta; yalnızca takip edilen kişilerin bir araya gelme “ihtimalleri” yeterli görülmektedir. Bu, CMK hükümlerinin bir kez daha ayaklar altına alındığını ve tüm bu hukuksuzlukların Adalet Bakanlığı’nın talimatıyla meşrulaştırılmaya çalışıldığını göstermektedir.
@adalet_bakanlik
@yilmaztunc
3- Peki, bu talimatı alan savcılıklar ve kolluk kuvvetleri ne yapmıştır dersiniz? Daha önce adli işlem görüp serbest bırakılmış, cezaevinden tahliye edilmiş ya da KENDİSİ ADLİ İŞLEM GÖRMESE BİLE aile bireylerinden her hangi biri işlem görmüş herkesi kapsamlı bir şekilde izlemişlerdir. Bu takip o kadar titizlikle yürütülmüştür ki, cezaevinden çıkan kişilerin işlem görmüş olmaları ya da cezaevinden yeni çıkmaları nedeniyle “rahat hareket ettikleri” dahi gözlemlenmiş; cezaevi ziyaretlerinden ev ziyaretlerine, hatta kabir ziyaretlerine kadar her adımları izlenmiştir.
4- Bu hukuksuz takiplere gerekçe üretmek için ise söz konusu ziyaretler, cebir ve şiddetin olmazsa olmaz olduğu “örgütsel faaliyet” olarak nitelendirilmiştir. Söz konusu iddianame, daha önce Emniyet’in resmi bir yazısına dayanarak paylaştığımız, cezaevinden çıkan herkesin takip edildiği ve hatta mezarlık ziyaretlerinin bile izlendiği bilgisini teyit eden bir belge niteliğindedir. Ancak bu iddianame, durumu bir adım öteye taşımış ve 8 yıldır hakkında hiçbir suç şüphesi bulunmayan kişilerin dahi sistematik olarak izlendiğini, bu takipler sonucunda delil aranmaya veya uydurulmaya çalışıldığını açıkça ortaya koymuştur.
5- İddianamenin girişinde belirtildiği üzere, “yeniden yapılanma” operasyonları, tek bir merkezden koordine edilen ve açıkça hukuka aykırı olan talimatlarla yürütülmektedir. Verilen bu talimat ve yapılan operasyonlar, tam da insanlığa karşı suçların düzenlendiği TCK’nın 77. maddesinde ifadesini bulan; “toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak” gerçekleştirilen faaliyetlere karşılık gelmektedir. Zamanı geldiğinde; bu hukuksuz talimat, bu talimatı veren ve gereğini yerine getirenlerin iddianamelerindeki yerini alacaktır.