TR724’ten Ensar Nur’un haberine göre Strasbourg Observers tarafından düzenlenen ankette, 2024 yılının en iyi ve en kötü mahkeme kararları belirlendi. Katılımcılar tarafından yapılan oylama sonucunda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “Yasak v. Türkiye” kararı, 2024 yılının en kötü kararı olarak seçildi. Bu kararın, Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ve yargı bağımsızlığı konularında endişeleri artırdığı vurgulandı.
AİHM’nin “Yasak v. Türkiye” Kararına Tepkiler
Mahkeme’nin “Yasak v. Türkiye” kararına ilişkin eleştiriler, geçen yıl alınan “Yüksel Yalçınkaya v. Türkiye” kararında belirlenen hukuki standartların göz ardı edilmesine dayanıyor. Kararda, başvurucunun Hizmet hareketine üyelikten mahkumiyeti onanırken, terör örgütü üyeliğine ilişkin geniş yorumlanan iç hukuk uygulamalarına yönelik eleştirilerin dikkate alınmadığı belirtildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türk hükümetinin argümanlarını büyük ölçüde onaylayarak, başvurucunun hareketle ilişkisini ve bu bağlamda verilen tanık ifadelerini sorgulamadı.
Uzmanlar, bu kararın Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ve yargının bağımsızlığı açısından olumsuz bir örnek oluşturduğunu belirtiyor. İnsan hakları savunucuları, kararın Türkiye’de terörle mücadele yasalarının geniş yorumlanmasının önünü açtığını ve ifade özgürlüğünü kısıtladığını öne sürüyor. Yasir Gökçe, kararın “Türkiye’de ağır insan hakları ihlallerinin devamına ve otoriter politikaların kökleşmesine katkıda bulunduğunu” ifade ederken, Kerem Altıparmak ve Rumeysa Budak, kararın “ceza hukukunun geriye yürümezliği ilkesine aykırı olduğunu” belirtiyor.
En İyi Karar: M.A. ve Z.R. v. Kıbrıs
Ankette 2024’ün en iyi kararı ise M.A. ve Z.R. v. Kıbrıs davası olarak belirlendi. Bu dava, Kıbrıs makamlarının Suriye vatandaşlarını denizde durdurması ve sığınma taleplerini değerlendirmeden Lübnan’a geri göndermesi ile ilgiliydi. AİHM, başvurucuların geri gönderilmesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 4 No’lu Protokolü’nün 3’üncü ve 4’üncü maddelerinin ihlal edildiğine hükmetti. Ayrıca, başvurucuların teknede tutuldukları süre boyunca maruz kaldıkları muamele nedeniyle 3’üncü maddenin de ihlal edildiği belirtildi.
Anket sonuçlarına göre, okuyucular Mahkeme’nin M.A. ve Z.R. v. Kıbrıs kararında hukuki gerekçelendirmeyi güçlü ve kapsamlı bulduklarını belirtti. Ayrıca, Mahkeme’nin delilleri titizlikle değerlendirmesi ve olayların büyük ölçüde devletin münhasır bilgisi dahilinde olduğu durumlarda ispat yükünü devlete devretmeye istekli olması takdir topladı.
Diğer Kategorilerde İlk Üç Sıralaması
2024 Strasbourg Gözlemcileri anketinde en iyi ve en kötü kararlar kapsamında ilk 3 sıra belirlendi. “Verein KlimaSeniorinnen Schweiz v. İsviçre” davası en iyi karar kategorisinde ikinci olurken, “Wa Baile v. İsviçre” üçüncü sırada yer aldı. En kötü karar kategorisinde ise “Dian v. Danimarka” ikinci, “Nealon ve Hallam v. Birleşik Krallık” üçüncü oldu.
Anket sonuçları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının insan hakları, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı açısından nasıl değerlendirildiğine dair önemli bir gösterge olarak kabul ediliyor. “Yasak v. Türkiye” kararına yönelik yoğun eleştiriler, Mahkeme’nin gelecekte Türkiye ile ilgili davalarda nasıl bir yaklaşım sergileyeceğine dair önemli ipuçları sunuyor. Öte yandan, “M.A. ve Z.R. v. Kıbrıs” kararı, AİHM’nin mülteci haklarına yönelik hassasiyetini ve devletlerin insan haklarına riayet etme yükümlülüğünü vurgulayan önemli bir karar olarak dikkat çekiyor.