Analiz / Doç. Dr. Osman Tek
Alevîlik ve Sünnîlik, İslam coğrafyasındaki en köklü iki yorum ve gelenektir. Her ne kadar tarih boyunca bu iki grup arasında farklılıklar öne çıkarılmış ve kimi zaman ayrılık fitnesi körüklenmiş olsa da, Fethullah Gülen bu iki kesim arasında çok derin ortak bağların bulunduğunu ifade eder. Özellikle Ehl-i Beyt sevgisi, bu iki topluluğu birleştiren en önemli unsurdur. Gülen, Alevîlerin Hazreti Ali’ye ve Ehl-i Beyt’e duyduğu derin sevginin, Sünnî akidesinde de aynı şekilde mevcut olduğuna dikkat çeker. Ona göre, bu ortak sevgi ve bağlılık, ayrılıkları bir kenara bırakarak, toplumsal barışın yeniden tesisi için güçlü bir zemin oluşturabilir.
Ehl-i Beyt Sevgisi ve Ortak Noktalar
Gülen, Alevîlik ve Sünnîlik arasındaki en önemli ortak paydanın, Hazreti Ali ve Ehl-i Beyt sevgisi olduğunu belirtir. Alevî toplumunun Ehl-i Beyt’e duyduğu sevgiyi överek, bu sevginin İslam’ın ortak bir değeri olduğunu ifade eder. Ona göre, Ehl-i Beyt sevgisi, sadece bir grup ya da mezhebin değil, tüm Müslümanların sahip çıkması gereken kutsal bir bağdır. Gülen, Hazreti Ali’nin yiğitliği, tevazusu ve İslam’a yaptığı hizmetlerin, Sünnî camiada da büyük bir hayranlık ve bağlılıkla anıldığını vurgular.
Kerbela’nın Ortak Hüznü
Gülen, Kerbela vakasının sadece Alevîlerin değil, tüm Müslümanların ortak hüznü olduğunu ifade eder. Kendi çocukluk döneminden itibaren Kerbela mersiyelerinin Sünnî toplumda da yankı bulduğunu, tekyelerde ve meclislerde Kerbela’nın yasının tutulduğunu hatırlatır. Ona göre, Kerbela gibi acı olaylar, Müslümanlar arasındaki ortak değerleri daha da görünür kılmalı ve ayrılıklara değil, birlik ruhuna hizmet etmelidir.
Ortak Değerlerin Önemi
Gülen, Alevîlik ve Sünnîlik arasında uzlaşma sağlanması için ortak değerlerin ön plana çıkarılması gerektiğini savunur. Allah’a, Peygamber’e ve Kur’an’a iman gibi temel inançların yanı sıra, Hazreti Ali ve Ehl-i Beyt sevgisinin bu iki grubu bir araya getirebilecek güçlü bağlar olduğunu ifade eder. Ona göre, tarih boyunca oluşmuş önyargıları kırmak ve geçmişin acılarını iyileştirmek, bu ortak değerlerin hatırlanması ve yeniden sahiplenilmesiyle mümkün olabilir.
Sonuç
Fethullah Gülen, Alevîlik ve Sünnîlik arasında Ehl-i Beyt sevgisi gibi derin bir ortak bağ bulunduğunu ve bu bağın toplumsal barış için bir köprü olabileceğini savunur. Ona göre, farklılıklar yerine ortak değerleri öne çıkararak, Alevî ve Sünnî toplulukları arasında kardeşlik duygusu yeniden inşa edilebilir.
Not: Bu makale M. Fethullah Gülen’nin “Vuslat Muştusu adlı eserinde yer alan ‘Mum Söndürme İftirası’ başlıklı yazısından özetlenmiştir.