İçişleri Bakanlığı tarafından 4 Kasım tarihinde Mardin Büyükşehir ile Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atanmasına dönük protesto eylemleri devam ederken, çok sayıda da hak ihlali yaşandı. Mardin’de gözaltına alınanlara emniyette “cinsel saldırı” tehdidi yapıldığı iddia edildi.
Mardin’de gerçekleştirilen protesto eylemleri ve sonrasında yapılan ev baskınlarında yaklaşık 30 kişi gözaltına alındı, aralarında biri çocuk 5 kişi de tutuklandı. Yapılan tutuklamalara protesto eylemlerine katılmanın suç sayılmasının yanı sıra gözaltına alınan küçük yaştaki çocuklara tehdit ve baskı yapılarak, imzalatılan tutanaklar da isimlerinin olması da gerekçe olarak gösterildi.
‘İSİM VERMEZLERSE CİNSEL SALDIRIYKLA TEHDİT EDİLİYORLAR’
Bu Haberlerdeİlginizi Çekebilir
Mezopotamya Ajansı’ndaki habere göre; kayyım atamalarına karşı başlatılan direniş eylemlerinin ilk gününden itibaren başlayan hak ihlallerini aktaran Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Mardîn Şube Eşbaşkanı Av. Lokman Emen, kayyım atamalarının hukuka aykırı olduğunu, protesto hakkının ise Anayasal hak olduğunu söyledi.
Sürecin başından itibaren Mardin’de 30’un üzerinde gözaltı yapıldığını kaydeden Emen, “Gözaltına alınanların genel durumu barışçıl protesto haklarını kullanmaktan ibaret. Vahim olan durum ise şu; gözaltına alınanların neredeyse hepsine muhbirlik dayatması yapılıyor. Alınan her bir kişiye farklı kişilerin isimlerini vermeleri dayatılıp, vermedikleri takdirde işkenceye maruz kalabilecekleri, cinsel saldırılara maruz kalabilecekleri ve 10 yılın üstünde ceza alabileceklerine ilişkin tehditler yapıldı” dedi.
‘HUKUKA AYKIRI’
Yapılan tehditler sonucunda küçük yaşta olan bazı çocukların korktukları için tanımadıkları, daha önce hiç görmedikleri kişilere dönük beyanlarda bulunmak zorunda bırakıldığını kaydeden Emen, “Bu süreç baştan itibaren hukuka aykırı bir şekilde yürütüldü. Gözaltın alınanların bazılarında işkence ve kötü muamele durumu da var. Bunlarla ilgili başvuruları da yaptık. Suç duyurularını da yaptık. Diğerlerini de peyderpey yapacağız. Ancak maalesef bu durum normal hale gelmiş durumda. Buna ilişkin çağrımızı da, gerek Meclisteki partilere, gerek buradaki idari kurumlara yapıyoruz. İşkence insanlık suçudur ve hiçbir şekilde kabul edilemez. Kötü muamele insanlık suçudur ve kabul edilemez. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Vatandaşların barışçıl protesto hakkının kullanılmasının engellenmemesi gerekiyor. Gözaltılar maalesef peyderpey devam ediyor. Gözaltılarla ilgili süreci de takip ediyoruz” diye belirtti.
