Sporda sıkı önlemlere rağmen doping vakalarının önüne geçilemiyor. Bir sporcunun rakiplerine karşı üstünlük sağlamak üzere önceden tanımlanmış “yasaklı maddeleri” kullanması ve haksız rekabete neden olması doping olarak tanımlanıyor.
Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu, Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA) ile sıkı bir iş birliği içerisinde çalışıyor. Ancak kontroller sıkılaştırılmış olmasına rağmen doping vakaları tam olarak engellenemiyor.
Türkiye tarihsel olarak doping vakalarıyla adından bahsettiren bir ülke. Doping vakalarını takip eden ve raporlayan resmi kurum olan Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonunun (TDMK) ceza alan sporcu listesi oldukça kabarık. Şu an Türkiye’de 56 sporcunun yasaklı madde kullanımı nedeniyle devam eden cezası bulunuyor. Atletizm, halter, güreş, boks, bisiklet gibi branşlarda dopinge daha çok rastlanıyor.
Uluslararası Test Ajansı (ITA), Mayıs ayı sonunda yayımladığı raporda üç Türk haltercinin son 12 ay içinde dopingle mücadele kurallarını ihlal ettiğini bildirmişti.
Türk halterciler Hakan Şükrü Kurnaz, Pelinsu Bayav ve Doğan Dönen, 1 Nisan – 21 Nisan 2023 tarihleri arasında doping kurallarını ihlal ettikleri gerekçesiyle 22 ile 26 ay arasında değişen hak mahrumiyeti cezalarına çarptırılmıştı.
Bunun yanı sıra 2024 Paris Olimpiyatları öncesi arka arkaya doping vakaları patladı. Türk sporcuların bazıları doping nedeniyle Olimpiyat hakkını kaybetti. Madalya umudu olan sporculardan biri olan boksör Tuğrulhan Erdemir doping nedeniyle kadrodan çıkarıldı. Ayrıca üç Olimpiyat madalyası sahibi milli güreşçi Rıza Kayaalp, spor hekimi kontrolünde kullandığı ilaçta yasaklı madde tespit edilmesi üzerine geçici olarak müsabakalardan men edilerek 2024 Paris Olimpiyatları kadrosunun dışında tutuldu.
Peki, doping vakalarının neden önüne geçilemiyor?
Sporcunun sağlığına ve spor kariyerine zararları bilinmesine rağmen sporcular performans üstünlüğü sağlamak için dopinge yöneliyor.
Bu durum ayrıca spor izleyicilerinin de müsabakaların adilliğine olan güvenini kaybetmesine neden oluyor.
Yakın Doğu Üniversitesi Spor Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Haydar Demirel’in DW Türkçe’ye verdiği bilgilere göre, dopingin önüne geçilememesi ülkelerin regülasyonlarından, merdiven altı üreticilerin varlığına kadar pek çok faktöre dayanıyor.
2020 yılında Spor Hekimliği dergisinde yayımlanan “Türkiye’de Sporda Dopingin Nedenleri ve Çözüm Yollarına Dair Uzman Görüşleri” adlı makalede Türkiye’de doping kullanımının yaygınlaşmasının nedenleri bilgisizlik, yüksek ödüller, spor kültürü, denetimlerin eksikliği ve kötü yönetimler olarak belirtildi.
En çok hangi madde kullanılıyor?
Demirel, en çok tercih edilen maddelerin WADA’nın S1 olarak nitelendirdiği anabolik ajanlar olduğunu, WADA verilerinin de bulunan yasaklı maddelerin yüzde 42’sini S1 grubunun oluşturduğunu gösterdiğini belirtti. Söz konusu madde, vücutta testesteron ve bu hormonun daha güçlü bir türevi olan dihidrotestosteronun (DHT) etkilerini taklit eden sentetik bir madde.
Söz konusu yasaklı maddeler kas kütlesini, kuvvetini ve kasın oksijen kullanabilme kapasitesini, dolayısıyla doğrudan performansı etkiliyor.
Rusya’nın kabarık sicili
Ülke örneklerine baktığımızda doping konusunda Rusya’nın da sicili bir hayli kabarık.
WADA, 2019 sonunda Rusya’yı dört yıl boyunca Olimpiyat Oyunları’ndan men etmişti. Rusya’nın karıştığı doping skandalı ilk olarak Brezilya’da düzenlenen 2016 Rio Olimpiyatları’na damgasını vurmuştu. Rusya adına yarışan 67 Rus sporcunun WADA’nın raporu doğrultusunda Olimpiyatlar’a katılmalarına izin verilmemişti.
Paris 2024’te durum nasıl?
Paris’te gerçekleştirilen 2024 Yaz Olimpiyatları’nda da doping konusunda sıkı kontroller devam ediyor.
Dopingle mücadele önlemlerinin çeşitli aşamalarında binden fazla kişi görev alıyor. Yaklaşık 800 kişi, sporcuları testleri hakkında bilgilendirmek ve süreç boyunca onlara eşlik etmek üzere refakatçi olarak görev yapıyor.
Paris 2024’te hekim olarak görev yapan ve DW Türkçe’ye konuşan bir uzman, oyunlarda 6 binin üzerinde test gerçekleştirildiğini belirtti. Söz konusu uzman ayrıca, doping kontrolü amacıyla sporculardan örnek alma işlemlerinin müsabaka dışı ve müsabaka içi olmak üzere iki şekilde de uygulanabileceğini ifade etti. Paris 2024 Olimpiyat Oyunları bünyesinde yer alan Olimpiyat Köyü’nün açıldığı 18 Temmuz tarihinden itibaren müsabaka dışı testler uygulanmaya başladığı belirtildi.
Müsabaka içi doping kontrollerine ise müsabakalarla birlikte başlandı. Paris 2024 bünyesinde, Olimpiyat Köyü’nde ve müsabakaların yapıldığı her tesiste birer tane Doping Kontrol İstasyonu bulunuyor. Doping kontrolü, sporculardan idrar ve kan örnekleri alınarak yapılıyor.
Kimden alınacağı neye göre belirleniyor?
Olimpiyatlar’da görevli hekim, spor dallarının kendilerine has barındırdıkları risk skorlarının doping kontrolleri ve sıklıklarını belirlediğini ve kural ihlallerinin sık görüldüğü branşlardan daha yoğun örnek alındığını ifade etti. Prof. Dr. Haydar Demirel, WADA’nın bir sporcuyu takip ederken aynı antrenörün başka sporcusunun dopingden yakalanıp yakalanmadığına dikkat ettiğini belirtti.
Tarihsel olarak daha yüksek doping oranları görülen dallarda Türkiye daha çok sporcu gönderdiği için, Türk sporcular da sıklıkla doping kontrollerinden geçiyor.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – AYŞEGÜL ILGIN