Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’in İçişleri Bakanlığının başlattığı idari soruşturma kapsamında iki Mülkiye müfettişine verdiği ifadeye DW Türkçe ulaştı. Buna göre 15 Mayıs 2024 tarihli ifadede Engin Dinç, Ayhan Bora Kaplan davasının gizli tanığı Serdar Sertçelik’in ifadesinin zorla alındığına ilişkin bilgisinin olmadığını belirterek “Bunun bir iftira olduğunu düşünüyorum. Organize suç örgütünün şantaj ve tehditleri karşısında böyle bir iftirada bulunduğunu düşünüyorum” dedi.
Serdar Sertçelik’in dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ile internette yayımlanan ses kaydını ise görüşmenin internette yayımlandığı gün haberinin olduğunu öne süren Dinç, görevlilerin böyle bir konu olduğunu kendisine aktardığını ve sosyal medyadan ses kaydını dinlettiklerini söyledi. Tutanaklara göre Dinç ifadesinde şöyle konuştu:
“İlgili arkadaş olan Şevket Demircan’a bunu sorduğum zaman kendisi bana ‘müdürüm mahkeme başkanı bana bu tanık bizim için önemli, bu tanık mahkemede ifade vermesini sağlamaya yönelik birkaç telefon görüşmesi yaptım. Muhtemelen Serdar Sertçelik telefon görüşmesini kaydetmiş’ dedi. Bu konunun mahkeme başkanının talebi doğrultusunda Şevket Demircan tarafından yapıldığını biliyorum. Benim görüşün diye bir talimatım olmadı. Görüşmelerin zamanı ve içeriği hakkında tarafıma herhangi bir bilgi verilmedi. Sadece Türkiye’ye getirilmesi için ikna faaliyetlerinin devam ettiği söylendi. Serdar Sertçelik’in duruşmaya getirilmesi için çaba gösterdiler. Bu görüşmelerin asıl amacının da bu olduğunun ancak tüm telefon görüşmelerinin içeriğinin dinlendiği zaman anlaşılacağını düşünüyorum.”
Şevket Demircan’ın da kayda aldığı bu görüşmeleri dinlediğini anımsatan Engin Dinç, “Sonradan kayıtları dinlediğimde görüşmeyi yapan personelimizin bazı gereksiz diyaloglara girdiğini gördüm. Gerekli dikkat ve özeni göstermediğini fark ettim” ifadesini kullandı. Ancak Dinç, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü personelinin bunda bir kastının olduğunu veya bu işin karşılığında herhangi bir menfaat elde etmiş olabileceklerini düşünmediğini de ifadesini ekledi.
Tanık Koruma’nın müdürünün ifadesi
Tanık Koruma Şube Müdür Vekili Engin Aydın ise ifadesinde Serdar Sertçelik ile ilgili süreci anlattı.
Organize Şube Müdürlüğü personelini suçlayan Aydın, “Tanık koruma kapsamında sizlere anlatıp almış olduğum tedbirleri hem adli hem de idari olarak Ayhan Bora Kaplan suç örgütü dosyası kapsamında iş ve işlemlerini yürüten Organize Suçlarla Mücadele Şube müdürlüğü sıralı amirleri ve memurları bu hassasiyetle bütün etki edebilecek rol modellerini iyi analiz ederek gereğini yapabilselerdi bu aşamaya gelinmezdi” ifadesini kullandı.
Dava 18 Temmuz’da başlıyor
Suç örgütü lideri olmakla suçlanan Ayhan Bora Kaplan’la ilgili davanın sanığı ve gizli tanığı Serdar Sertçelik’in yurt dışına kaçırılmasına ilişkin açılan davanın ilk duruşması 18 Temmuz Perşembe günü Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak.
İddianamede, dönemin Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, eski Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan, eski Şube Komiserleri Ufuk Gültekin, Gökhan Karaca ve Metehan İlkyaz ile sivil sanıklar Nurullah Özgür Kopuk, Ramazan Kubat, Adem Kaçan, Mustafa Çotuk ve Erdoğan Sertçelik yargılanacak.
Davanın tutuklu sanıkları Murat Çelik, Şevket Demircan, Ufuk Gültekin, Metehan İlkyaz ve Gökhan Karaca hakkında, görevi kötüye kullanma, göreve ilişkin sırrın açıklanması, suçluyu kayırma ve tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan 4’er yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası isteniyor. Kerem Gökay Öner hakkında ise “tanığı etkilemeye teşebbüs” suçları hariç, benzer suçlamalar yöneltiliyor.
İddianamede hangi suçlamalar var?
Polislerin arasında bulunduğu 11 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, polis olan şüphelilerin Serdar Sertçelik’i, hakkında gizli tanıklık kararı dahi alınmadan önce ve tüm soruşturma süreci boyunca görev ve yetkileri olmadığı halde koruyucu tavır takındıkları savunuluyor. Sertçelik’in ev hapsi kararını ihlal etmesi üzerine hakkında 24 Kasım’da ikinci gözaltı kararı verildiği anımsatılan iddianamede, Murat Çelik’in arasında bulunduğu 6 polisin gözaltı kararının uygulanmasını önlemek amacıyla o dönem ayağından vurulan Sertçelik’in yaralanması nedeniyle gözaltına alınamayacağına dair doktoru yönlendirerek usulsüz rapor aldıkları kaydediliyor.
İddianamede, bu rapor sayesinde Serdar Sertçelik’in gözaltına alınması kararının yerine getirilmediği ve sonraki süreçte Sertçelik’in konutundan ayrılarak kaçtığı belirtildi. Ancak Sertçelik’in 26 Kasım’daki yaptığı telefon görüşmesinde Ufuk Gültekin ve Gökhan Karaca’ya yurt dışına gideceğini beyan ettiğine dikkat çekiliyor. İddianamede, polislerin Sertçelik’in İstanbul’a gittiğini bilmelerine karşın şüphelinin bulunmadığına dair tutanak tutarak adli makamları yanılttığı, Sertçelik’i koruyup kayırma amacıyla hareket ettikleri savunuluyor.
İddianamede, Sertçelik’in 4 Aralık 2023 tarihinde yasadışı yollardan yurt dışına gitmesinin ardından bu sanık polislerin Sertçelik ile irtibat kurmaya devam ettikleri, yaptıkları telefon görüşmelerinde Sertçelik’in davada nasıl ifade vermeleri gerektiği, ifadesinde hangi değişiklikleri yapması ve kimleri ifadesine eklemesi gerektiğine dair yönlendirmeler yaptığı öne sürülüyor.