Duvar’dan Bahadır Özgür, üstelik bu atamanın Hatay’ın depremde yerle bir olmasından sadece iki ay sonra gerçekleştiğini yazdı. Ülker hakkında yapı denetim firmalarını koruduğu, suçlarını örttüğü iddialarıyla üç ayrı suç duyurusu vardı.
Özgür’ün haberi şöyle;
6 Şubat depreminde en fazla yıkımın olduğu Hatay’da, deprem sonrasında açılan davalardan akla hayale gelmeyecek imar usulsüzlüklerinin yapıldığını öğrendik. Ama müteahhitlerin bile neredeyse suçlanmadığı imar suçları konusunda adım atmayan kamu görevlileri de özenle korunuyor.
Bunun en çarpıcı örneklerinden birisi, hakkında 51 imar suçu bulunan müteahhide göz yumulmasıydı. Daha önce ayrıntıları ile yazdığım olayı kısaca hatırlayalım:
Antakya’daki Kule Apartmanı, yeni yapılmış lüks konutlardan birisiydi. Müteahhidi Ömer Cihan’dı. Buradan daire alanlardan birisinin avukatı olan Ebru Ulaş, binada ciddi usulsüzlükler olduğunu tespit edip AKP’li Antakya Belediyesi’ne şikayet etti. Zabıta yıkım kararı verdiği halde belediye hiç işlem yapmadı. Olay mahkemeye taşındı. Bilirkişi, yapı denetim raporlarının usulsüz olduğunu kanıtladı. Mahkeme 6 Ekim 2022’de görülen davada bina içinde değişiklikler yapıldığına hükmetti. Müteahhit Cihan, ‘imar kirliliği’nden 1 yıl hapse mahkum oldu. Ardından cezası indirildi ve 12 bin TL paraya çevrildi.
Oysa aynı kişi hakkında daha önce de açılan davalardan tam 51 adet imar suçu kaydı vardı. Avukatlar müteahhide göz yuman görevlilerin de cezalandırılmasını talep ediyordu. Bu konuda işlem yapılmadı.
İşte o apartman depremde yıkıldı ve 85 kişiye mezar oldu. Müteahhidi hakkında dava açıldı. Ancak kamu görevlileri bir kez daha korundu.
Onlardan birisi de 2019’da Murat Kurum tarafından Hatay Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne atanan Nizamettin Ülker’di. Depremden önce hakkında üç ayrı suç duyurusunda bulunulmuştu. 51 suç kaydı olan müteahhide sürekli rapor hazırlayan yapı denetim firmasının, Hatay Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Yapı Denetimi Komisyonu’nun aldığı kararlarla sürekli korunduğu ileri sürülüyordu. Müteahhidin suçlu bulunduğu mahkemenin kararına rağmen firma hakkında soruşturma dahi açılmıyordu. Davanın avukatları İl Müdürü Nizamettin Ülker ve ilgili görevliler hakkında soruşturma açılmasını istiyordu.
6 Şubat depreminde 51 suç kaydı olan müteahhidin binası da yıkılınca bir kez daha suç duyurusunda bulunuldu ve dava açıldı. Sonra ne oldu dersiniz?
Daha binlerce insan enkaz başında yakınlarını ararken, depremzedelere asgari düzeyde bile insani şartlar sağlanmamışken, imar usulsüzlüklerine göz yummakla suçlanan Müdür Nizamettin Ülker, Bakan Murat Kurum tarafından Nisan 2023’te bakanlık müşavirliğine atandı. Elbette iş burada bitmedi.
Avukat Ulaş, depremden sonra açılan davalarda bir kez daha müteahhitle beraber tüm yetkililerin yargılanmasını talep eden başvurularını yaptı. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, Ülker ve diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma yürütmek amacıyla Hatay Valiliği’nden izin istedi. Lakin 30 Nisan 2024 günü çıkan ön inceleme raporunda Hatay Valiliği, söz konusu görevlilerin bir sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek, soruşturma iznini vermedi. Aynı karar diğer üç suç duyurusu için de alındı.
Avukatlar Adana’da Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurarak, kararın iptalini talep ettiler. Ve Adana Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi 6 Haziran 2024 tarihli kararı ile Ülker’e yönelik üç ayrı suç duyurusuna karşı valiliğin soruşturma izni vermemesini yanlış bulup, iptal etti. Kararda şöyle denildi:
“Bakanlık Müşaviri, eski Hatay Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Nizamettin Ülker, İl Müdür Yardımcısı Abdullah Çillioğulları, Elektrik Mühendisi Cem Hüzmeli, Şube Müdürü Murat Alkaya hakkında verilen soruşturma izni verilmemesine dair kararın kaldırılmasına, adı geçen kişiler hakkında soruşturma izni verilmesine oy birliği ile karar verilmiştir.”
Yani şu an Bakan Murat Kurum’un yanında müşavirlik koltuğunda oturan kişi hakkında memur suçlarından dolayı soruşturma başlatılmış durumda. Depremde en ağır yıkımı yaşayan Hatay’da, Nizamettin Ülker’in hangi başarısından dolayı Kurum tarafından aceleyle müşavirlik makamıyla ödüllendirildiği merak konusu doğrusu. Bir başka merakımız da savcılığın gecikmeli de olsa sorumluluğundan dolayı soruşturma açtığı birisi, hala o koltukta oturmaya devam edecek mi?