Derslerden yeterli başarıyı gösteremeyen öğrencilerin sınıf tekrarı yapması Türkiye’deki eğitim sisteminde uygulanan bir yöntemdi. Tüm derslerden yıl sonu başarı puanı 50’nin altında kalan öğrencinin sınıf tekrarı yapma kararı, 2005 yılında Şube Öğretmenler Kurulu’na ve veli onayına bırakılmıştı. 2020 yılındaki pandemiyle birlikte uzaktan eğitim verildiği dönemde sınıfta kalma yönetmeliğinde değişikliğe gidilerek başarısız olan öğrenciler bir üst sınıfa ‘sorumlu’ olarak geçirildi.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2023-2024 yılı eğitim öğretim sürecinde yapacağı değişiklikler, 8 Eylül 2023’de Resmî Gazete’de yayımlanarak duyuruldu. Buna göre, liselerde ders ortalaması 50 olan öğrencilerden 9 dersin en fazla 3’ünden başarısız olanlar ‘sorumlu’ olarak bir üst sınıfa geçebilecek, 4 ders ve üzeri zayıfı olan öğrenciler, sınıf tekrarı yapacak. Kademeli olarak uygulanacağı için bu sene sadece 9’ncu sınıf öğrencilerinden başarısız olanlar sınıf tekrarı yapacak. Seneye 9 ve 10’ncu sınıflar için, bir sonraki sene 9,10 ve 11’nci sınıfları kapsayacak. Sınıfta kalmanın neden geri getirildiğini ve sonuçlarını eğitimciler değerlendirdi.
Eğitim Danışmanı Serkan Duru, Millî Eğitim Bakanlığı’nın uygulamalarını şeffaf bir şekilde paylaşmadığını ve sınıfta kalmanın geri getirilme nedenlerinin belirsiz olduğunu ifade ediyor. “Sadece tahminler üzerinden konuşabiliyoruz” diyen Duru, çalışmayan öğrencileri üniversiteden ziyade başka alanlara yönlendirmek için getirmiş olabileceğini veya mülteci öğrencilerin bertaraf edilmek istenmiş olabileceğini söylüyor.
Duru, sınıf tekrarı yapmanın öğrencide başarıyı artırmayacağını veya öğrenciyi çalışmaya teşvik etmeyeceğini ifade ediyor. Duru, Türkiye’deki öğrenci potansiyelinin çok fazla olmasına rağmen lisede gidebileceği okul sayısının az olduğunu belirtiyor.
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, sınıf tekrarı uygulamasının öğrencilerde başarısızlık hissi oluşturacağından dolayı iyi olmadığını savunuyor. Irmak, “Bu durum, öğrencilerin kendilerini yetersiz hissetmelerine ve toplum tarafından başarısız olarak görülmelerine yol açıyor. Bu; eleyici, ayıklayıcı, altta bırakan, çocukların kendi özgün özelliklerini açığa çıkarmayan bir sistemin tıkanmasının sonucudur” diyor.
Öğrencilerin yeteneklerine göre liselere doğru bir şekilde yönlendirilmediğini savunan Irmak, öğrencilere çeşitli seçenekler sunan bir sistemin planlanması gerektiğini ifade ediyor.
Veli-Der Bursa Şube Başkanı Barış Dinga, sınıfta kalmanın rekabet ortamı oluşturan bir duruma sebep olabileceğini belirtiyor. Her çocuğun potansiyelinin, niteliklerinin farklı olduğunu, geliştirilmesi gerektiğini aktaran Dinga, uygulamanın öğrencileri sınıfta kalma riski olmayan özel liselere veya sınıf geçmenin daha kolay olacağı boş kalan meslek ve imam hatip liselerine yönlendireceğini savunuyor.
Dinga, “Bu uygulamanın gelmesinin altında yatan akıl da budur” diyor.
Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz
