Anayasa Mahkemesi (AYM), yaklaşık üç buçuk yıl sonra eski AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın evinde şüpheli şekilde hayatını kaybeden Nadira Kadirova ile ilgili kararını açıkladı. Kararda yaşam hakkının ihlal edilmediğine hükmedildi.
Özbekistan vatandaşı Nadira Kadirova, 23 Eylül 2019 tarihinde AKP’li Şirin Ünal’ın Ankara’daki evinde şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma, Kadirova’nın ölümünden yaklaşık 5 ay sonra, 2 Mart 2020’de takipsizlik kararı verilerek kapatıldı. Kadirova ailesi de savcılığın takipsizlik kararı verdiği soruşturma dosyasını 5 Haziran 2020’de AYM’ye taşıdı. AYM ise yaklaşık üç yıl sonra, 15 Mart 2023 tarihinde başvuruyu karara bağladı.
Kararda, “Nadira Kadirova’nın Anayasa’nın 17’nci maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının ihlal edilmediği” belirtildi. Ayrıca, “Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğu” da ifade edildi. Kararın oybirliği ile alındığı açıklandı.
ARTIK TEK SEÇENEK AİHM
AYM’nin bu karar ile birlikte Nadira Kadirova dosyasının yeniden açılması için tek bir seçenek kaldı. Bu da Kadirova ailesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurması ve AİHM’in hak ihlali kararı vermesiyle mümkün. Aile daha önce yaptıkları açıklamalarda, AYM’den sonuç alamamaları durumunda AİHM’e gideceklerini ifade etmişti.
‘İKNA EDİCİ BULGU YOK’
Arkadaşları ise Kadirova’nın cinsel saldırıya maruz kaldığını iddia etmişti. AYM kararında ise cinsel saldırıya dair kesin ve ikna edici bulgu bulunamadığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Savcılık yürüttüğü soruşturma neticesinde N.K.ya yönelik cinsel bir saldırıya ait iz ve emareye rastlanmadığı sonucuna varmıştır. Başvuru dosyasında savcılığın vardığı sonuçtan farklı bir değerlendirmede bulunulmasına olanak verecek kesin ikna edici bulgular bulunmamaktadır.”
YANITSIZ KALAN SORULAR
Kadirova ailesinin avukatı ise AYM’ye yaptığı başvuruda soruşturmadaki eksiklileri şöyle sıralamıştı:
“Nadira Kadirova’ya tıbbi müdahale için gelen sağlık görevlilerinin ve olay yeri incelemesi yapan polislerin ifadeleri savcılıkça alınmadı. Acil tıbbi yardımla görevli kişilerin kim olduğunun tespit edilmediği, bu kişilerin Kadirova’nın odasına girdiğinde nasıl bir tabloyla karşılaştığı ve yaşamsal bir bölgesine ateş eden kişinin nasıl beş farklı yerde kan izi bıraktığı açıklanmadı.
Yirmi üç yaşındaki bir kadından bir profesyonel gibi tabancanın şarjörüne tek mermi yerleştirmesini beklemek normal değildir. Ayrıca eski bir asker olan Şirin Ünal’ın kendisine ait bir silahı kızına emanet etmesi, Türk ordusunun kültür koduna uygun düşmemektedir.
Kadirova’nın kanında cinsel saldırı amacıyla kullanılan ve bayıltıcı etkisi olan ketamine rastlanması nedeniyle Ünal’dan biyolojik örnek alınarak DNA incelemesi yapılması gerekirken yapılmadı.
Savcılık, Kadirova’nın intihara meyilli olup olmadığı konusunda rapor almak için yazışma yapsa da bu konuda rapor hazırlanmadı.
Kadirova’nın cesedi apar topar ülkesine gönderilmesi, soruşturmada hiçbir şeyin normal yürümediğini düşündürtmektedir.”