AKP’nin eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bugünkü yazısında Başbanlık sistemine ilişkin eleştiriler yöneltip “Tek adam’a gidecek yolları kapatmak gerekir” ifadelerini kullandı.
“YENİ VE SAĞLIKLI BİR SİSTEM KURULAMAZ”
“Teklif, özünde sadece başbakanlığı kaldırarak partiyle ilişkisi devam eden Cumhurbaşkanı’nı yürütmenin başı olarak tanımlıyor ve Cumhurbaşkanı yardımcıları (sayı sınırı konulmamış) ile diğer bakanları TBMM üyesi olmayanlardan atıyor” diyen Ömer Dinçer eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Hiç şüphesiz, ister parlamenter olsun isterse başkanlık, sistemler kendi içinde birbiriyle bağıntılı ve uyumlu birçok ögeden oluşur. Hiçbir dengeleyici tedbir almaksızın, bir sistem içindeki bir ögeyi kaldırarak veya başka sisteme ait unsurları ekleyerek yeni ve sağlıklı bir sistem kurulamaz. Böyle olması halinde birçok sorun ve çatışmanın ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Her hukuki düzenlemenin bir beklenen amacı vardır. Ancak bazen çıkarılan yasalar umulan amacın dışında, beklenmeyen sonuçlar doğurabilir. Beklenmeyen sorunları çözmek için yeni yasalar çıkarılır. Bu kısırdöngü bürokrasinin doğması ve hukuki katılıkla sonuçlanır.”
“YENİ SORUNLARIN ÇIKACAĞI ANLAMINA GELİYOR”
Ömer Dinçer, “Teklifte, mevcut fiili duruma hukuki bir çerçeve kazandırma çabası öne çıkmış” dedi. “Bu yaklaşım, bugün yaşanan sorunların müzminleşeceği, üstelik yeni sorunların çıkacağı anlamına geliyor” diyen Ömer Dinçer şöyle devam etti:
“Mevcut yapı ve süreçleri aynen koruyarak Başbakanlığı kaldırmak ve Bakanlar Kurulunu Meclis dışından oluşturmak, anayasal erkler arasındaki ayrımı daha da belirsizleştiriyor.
Var olan yapıda bile anayasal güçler arasında ‘kuvvetler ayrılığı’ tam sağlanamıyor. Bugün sayısal çoğunluğa sahip parti hem yürütmeye hem yasamaya hükmedebiliyor.”
“TEK ADAM’A GİDECEK YOLLARI KAPATMAK GEREKİR”
“Yeni düzenlemede Başbakanlık aradan çıktığı için ona ve bakanlıklara ait seçme hakları da Cumhurbaşkanı’nda olacak. Böylece denge bütünüyle başkanın lehine sapma gösterecektir” diyen Ömer Dinçer yazısında şunlara dikkat çekti:
“Nitekim, teklifte HSYK üyeleri Başkan ve Meclis arasında paylaştırılmış. Cumhurbaşkanı’nın partisi Meclis’te çoğunluğa sahipse, yargı bağımsızlığı tartışmalı hale gelmez mi? Üstelik yargı mensuplarının kendi temsilcilerini seçme yeteneği de bulunmuyor.
Demokrasiyi korumak için, kuvvetler arasında ‘denge ve denetim’ mekanizmasını güçlendirmek ve ‘tek adam’a gidecek yolları kapatmak gerekir. Katılımcı bir demokrasi için mücadele vermiş ve kamu idaresinde yönetişim için çabalamış AK Parti’nin bunu başaracağını umuyorum.
Üstelik tahmin edilebilecek sorunlar bundan ibaret değil…”
AKP’nin eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bugünkü yazısında Başbanlık sistemine ilişkin eleştiriler yöneltip “Tek adam’a gidecek yolları kapatmak gerekir” ifadelerini kullandı.
“YENİ VE SAĞLIKLI BİR SİSTEM KURULAMAZ”
“Teklif, özünde sadece başbakanlığı kaldırarak partiyle ilişkisi devam eden Cumhurbaşkanı’nı yürütmenin başı olarak tanımlıyor ve Cumhurbaşkanı yardımcıları (sayı sınırı konulmamış) ile diğer bakanları TBMM üyesi olmayanlardan atıyor” diyen Ömer Dinçer eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Hiç şüphesiz, ister parlamenter olsun isterse başkanlık, sistemler kendi içinde birbiriyle bağıntılı ve uyumlu birçok ögeden oluşur. Hiçbir dengeleyici tedbir almaksızın, bir sistem içindeki bir ögeyi kaldırarak veya başka sisteme ait unsurları ekleyerek yeni ve sağlıklı bir sistem kurulamaz. Böyle olması halinde birçok sorun ve çatışmanın ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Her hukuki düzenlemenin bir beklenen amacı vardır. Ancak bazen çıkarılan yasalar umulan amacın dışında, beklenmeyen sonuçlar doğurabilir. Beklenmeyen sorunları çözmek için yeni yasalar çıkarılır. Bu kısırdöngü bürokrasinin doğması ve hukuki katılıkla sonuçlanır.”
“YENİ SORUNLARIN ÇIKACAĞI ANLAMINA GELİYOR”
Ömer Dinçer, “Teklifte, mevcut fiili duruma hukuki bir çerçeve kazandırma çabası öne çıkmış” dedi. “Bu yaklaşım, bugün yaşanan sorunların müzminleşeceği, üstelik yeni sorunların çıkacağı anlamına geliyor” diyen Ömer Dinçer şöyle devam etti:
“Mevcut yapı ve süreçleri aynen koruyarak Başbakanlığı kaldırmak ve Bakanlar Kurulunu Meclis dışından oluşturmak, anayasal erkler arasındaki ayrımı daha da belirsizleştiriyor.
Var olan yapıda bile anayasal güçler arasında ‘kuvvetler ayrılığı’ tam sağlanamıyor. Bugün sayısal çoğunluğa sahip parti hem yürütmeye hem yasamaya hükmedebiliyor.”
“TEK ADAM’A GİDECEK YOLLARI KAPATMAK GEREKİR”
“Yeni düzenlemede Başbakanlık aradan çıktığı için ona ve bakanlıklara ait seçme hakları da Cumhurbaşkanı’nda olacak. Böylece denge bütünüyle başkanın lehine sapma gösterecektir” diyen Ömer Dinçer yazısında şunlara dikkat çekti:
“Nitekim, teklifte HSYK üyeleri Başkan ve Meclis arasında paylaştırılmış. Cumhurbaşkanı’nın partisi Meclis’te çoğunluğa sahipse, yargı bağımsızlığı tartışmalı hale gelmez mi? Üstelik yargı mensuplarının kendi temsilcilerini seçme yeteneği de bulunmuyor.
Demokrasiyi korumak için, kuvvetler arasında ‘denge ve denetim’ mekanizmasını güçlendirmek ve ‘tek adam’a gidecek yolları kapatmak gerekir. Katılımcı bir demokrasi için mücadele vermiş ve kamu idaresinde yönetişim için çabalamış AK Parti’nin bunu başaracağını umuyorum.
Üstelik tahmin edilebilecek sorunlar bundan ibaret değil…”