Şirket Türkiye’den yüz milyonlarca lira tazminat alabilir….
TMSF’nin internet sitesinde yer alan son bilgilere göre kayyım olarak devraldığı şirket sayısı bin 021. Bu şirketlerin neredeyse tamamına yakınına ilişkin hukukî süreçler devam etmekte. Buna rağmen TMSF, şirketler üzerinde kayyım değil de mal sahibiymiş gibi tasarrufta bulunuyor. 687 Sayılı KHK, Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu gibi ilgili mevzuatın üzerinde olmadığı halde TMSF kendisine emanet devredilen şirketleri satmaya başladı. Zaten uzun zamandır AKP teşkilatlarında ‘yok pahasına satılacak şirketlerin listesi’ elden ele dolaşıyordu.
TMSF BAŞKANI AKP’Lİ OLDUĞUNU SAKLAMIYOR
Mahkeme safahatı bitmeden şirketlerin satışına karşı çıkan Şakir Ercan Gül, Anayasa ve kanunlara aykırı söz konusu KHK ile hemen hemen aynı tarihlerde TMSF Başkanlığı’ndan azledilmişti. Yerine AKP rozetiyle İstanbul Beyoğlu Belediye Meclis Üyeliği yapmış Muhiddin Gülal getirilmişti. Gülal sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşımlarda AKP’li olduğunu saklamıyor.
DAMAT BERAT’IN KARDEŞİ SERHAT ALBAYRAK GASPÇI BAŞI
TMSF’nin hukuka aykırı satışlarında aslan payını Saray’a kim daha yakınsa o alıyor. Mesela el konulan Kaynak Holding’in en önemli perakende satış kanalı NT Mağazaları ile yine cemaate yakınlık bahanesiyle el konulan radyo ve televizyonlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat’ın kardeşi Serhat Albayrak’ın başında bulunduğu Turkuvaz Holding’e ihalesiz satıldı. Şimdi söylenen o ki, Türk medyasında en iyi altyapıya sahip Zaman’ın bina ve baskı tesisleri de aynı şekilde Turkuvaz Holding’e devredileceği konuşuluyor.
BELÇİKALI ORTAĞA RAĞMEN TMSF, ZAMAN’IN MATBAALARINI SATMAYA KALKTI
TMSF’nin internet sitesinde yer alan ilanlarda, içlerinde Zaman Gazetesi’nin de baskısının yapıldığı matbaalar ve malvarlıklarının teklif alma yöntemi ile satılacağı belirtiliyor. Taliplilerden 23 Ekim 2017 tarihinde saat 17.00’ye kadar alınacak teklif mektuplarının değerlendirilmesi sonucunda satış kararı verilecek.
Yalnız ortada hukukî bir sorun var. Zaman Medya Grubu’nun kayyım kararından 1 yıl önce bina ve baskı tesislerini Cascade Investments adlı yabancı bir şirkete sattığı, oturduğu binalara kayyım gelinceye kadar düzenli olarak kira ödediği biliniyor.
Belçikalı olan bu yabancı şirket, hukuksuz kayyım kararına karşı yargı yoluna gitmiş, son olarak da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) müracaat etmişti. Belçikalı şirket Cascade Investments, konuyu Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne de taşımaya hazırlanıyor. Bu konuda ilk adım 2017 senesinin Ocak ayında atılmış, şirketin avukatları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Maliye Bakanı Naci Ağbal’a hitaben bir mektup yazarak hukuksuz el konulan mülklerin bedelinin ödenmesini, aksi halde konuyu Uluslararası Tahkim’e taşıyacaklarını belirtmişti. Tahkim, AİHM’e göre çok daha kısa sürede sonuç alınabilecek bir yol. Tahkim’de benzer davalardan (Rusya/Yukos) çıkan emsal kararlar olduğuna dikkat çeken hukukçular, Cihan Medya Dağıtım AŞ’nin sahibi olan Belçikalı şirketin Türkiye’den yüz milyonlarca lira tazminat alabilşirketin Türkiye’den yüz milyonlarca lira tazminat alabileceğini vurguluyor.
TMSF’YE İHTARNAME ÇEKİLDİ
TMSF, mülkiyeti yabancı şirkete ait olan bina ve tesisleri sanki (KHK ile kapatılan) Feza AŞ’nin mülkiyetinde imiş gibi göstererek satışa arz etti. Bunun üzerine harekete geçen Belçika şirketi Cascade Investments, TMSF’ye bir ihtar çekerek satışın durdurulmasını talep etti.
TMSF’ye çekilen ihtarda şu ifadeler yer alıyor:
“Cihan Medya Dağıtım AŞ hakkında başlatılan yargı süreci henüz sonuçlanmamıştır. Kayyım kararına karşı Anayasa Mahkemesi’ne yaptığımız bireysel başvuru halen AYM önünde beklemektedir. Buna ilişkin haklarımız saklıdır.
Yargı süreci sonuçlanmamasına rağmen, Cihan Medya Dağıtım AŞ’nin sahip olduğu gayrimenkuller, ofis eşyaları, matbaalar, makine ve teçhizat satışa çıkarılmıştır. Diğer yandan bir kısım gayrimenkullerin de ihalesiz olarak üçüncü şahıslara devredildiği haberleri medyaya yansımıştır.
TMSF tarafından satışa sunulan malların tamamı Cihan Medya Dağıtım AŞ’ye ait olduğu, ekte yer alan faturalarda görüleceği gibi ticarî defter ve kayıtlarla da sabit olduğu halde bir kısmı Feza AŞ’ye aitmiş gibi satılmak istenmektedir.
Yapılan işlem hukuka aykırı olup suç teşkil etmektedir. Buna dair karar alanların cezaî sorumluluğu söz konusudur. Bu nedenle tarafınızdan yapılan satış ilanının derhal kaldırılmasını, satış işlemlerinin durdurulmasını ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde talep ediyoruz.”
Belçikalı şirketin, hem AİHM’de hem de Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nde açtığı davalar neticelendiğinde böylesine aleni hukuksuzluğa imza atmış TMSF bürokratlarına da ayrı ayrı tazminat davaları açacağı öğrenildi.