Büyükada’da katıldıkları atölye çalışması nedeniyle gözaltına alınan insan hakları aktivistlerinin tutuklanması uluslararası alanda geniş yankı buldu.
Uluslararası Af Örgütü, aktivistlerin tutuklanmasını kınayarak, suçlamaları “saçma” ve “garip” diye nitelendirdi. Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty tutuklamaların kendilerinde derin kaygı uyandırdığını belirterek, “Bugün Türkiye’de insan hakları için çalışmanın suç ilan edildiğine tanıklık etmiş bulunuyoruz. Bu, Türkiye ve uluslararası toplum için gerçeklerin ortaya çıktığı andır” ifadesini kullandı. Meşru bir soruşturmadan ziyade siyasi bir “cadı avı”nın söz konusu olduğunu ve Türkiye’de temel hakların geleceğine dair korku uyandırdığını belirten Shetty, uluslararası devletler topluluğunu Türkiye’ye yönelik baskıyı artırmaya ve insan hakları aktivistlerinin derhal serbest bırakılması için çaba göstermeye çağırdı.
Gardner: Aktivistler artık güvende değil
Af Örgütü Türkiye uzmanlarından Andrew Gardner da tutuklamaların siyasi olduğu suçlamasında bulunarak, “Türkiyede insan haklarını savunmanın suç haline geldiği artık açıkça ortadadır. İnsan hakları için çalışanlar bu ülkede artık güvende değil” dedi.
Tutuklananlar arasında bir Alman vatandaşının da bulunması, gergin seyreden Almanya-Türkiye ilişkilerinde yeni bir krizin habercisi olarak değerlendiriliyor. Alman vatandaşı Peter Steudtner’in tutuklanması haberinin Alman kamuoyuna yansımasının ardından tepkiler art arda gelmeye başladı.
Ortak bildiri
Steudtner’in akrabaları, arkadaş ve meslektaşlarının yayınladığı ortak bildiride, “Steudtner’in şiddetten uzak faaliyetleri nedeniyle hapse girmesinin şoke edici olduğu” belirtilerek, Steudtner ve diğer aktivistlerin derhal serbest bırakılması çağrısı yapıldı. Steudtner’in yakınlarının temsilcisi, insan hakları danışmanı Daniel O Cluanaigh, Steudtner’in “silahlı terör örgütüne yardım”la suçlanmasının temelsiz ve saçma olduğunu söyledi. Bildiride Steudtner’in enformasyon yönetimi, stres ve travma ile başa çıkma konularının işlendiği atölye çalışmasında eğitmen olarak yer aldığı belirtilerek, “Bu tür seminerler insan hakları örgütlerinin eğitim-gelişim programlarında düzenli olarak yer alan unsurlardır ve insan hakları ihlalleri hakkındaki tanık ifadeleri ya da hak ihlali mağdurlarının gizli kişisel verilerinin yönetimi için kullanılmaktadır” denildi.
Büyükada’da katıldıkları atölye çalışması nedeniyle gözaltına alınan insan hakları aktivistlerinin tutuklanması uluslararası alanda geniş yankı buldu.
Uluslararası Af Örgütü, aktivistlerin tutuklanmasını kınayarak, suçlamaları “saçma” ve “garip” diye nitelendirdi. Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty tutuklamaların kendilerinde derin kaygı uyandırdığını belirterek, “Bugün Türkiye’de insan hakları için çalışmanın suç ilan edildiğine tanıklık etmiş bulunuyoruz. Bu, Türkiye ve uluslararası toplum için gerçeklerin ortaya çıktığı andır” ifadesini kullandı. Meşru bir soruşturmadan ziyade siyasi bir “cadı avı”nın söz konusu olduğunu ve Türkiye’de temel hakların geleceğine dair korku uyandırdığını belirten Shetty, uluslararası devletler topluluğunu Türkiye’ye yönelik baskıyı artırmaya ve insan hakları aktivistlerinin derhal serbest bırakılması için çaba göstermeye çağırdı.
Gardner: Aktivistler artık güvende değil
Af Örgütü Türkiye uzmanlarından Andrew Gardner da tutuklamaların siyasi olduğu suçlamasında bulunarak, “Türkiyede insan haklarını savunmanın suç haline geldiği artık açıkça ortadadır. İnsan hakları için çalışanlar bu ülkede artık güvende değil” dedi.
Tutuklananlar arasında bir Alman vatandaşının da bulunması, gergin seyreden Almanya-Türkiye ilişkilerinde yeni bir krizin habercisi olarak değerlendiriliyor. Alman vatandaşı Peter Steudtner’in tutuklanması haberinin Alman kamuoyuna yansımasının ardından tepkiler art arda gelmeye başladı.
Ortak bildiri
Steudtner’in akrabaları, arkadaş ve meslektaşlarının yayınladığı ortak bildiride, “Steudtner’in şiddetten uzak faaliyetleri nedeniyle hapse girmesinin şoke edici olduğu” belirtilerek, Steudtner ve diğer aktivistlerin derhal serbest bırakılması çağrısı yapıldı. Steudtner’in yakınlarının temsilcisi, insan hakları danışmanı Daniel O Cluanaigh, Steudtner’in “silahlı terör örgütüne yardım”la suçlanmasının temelsiz ve saçma olduğunu söyledi. Bildiride Steudtner’in enformasyon yönetimi, stres ve travma ile başa çıkma konularının işlendiği atölye çalışmasında eğitmen olarak yer aldığı belirtilerek, “Bu tür seminerler insan hakları örgütlerinin eğitim-gelişim programlarında düzenli olarak yer alan unsurlardır ve insan hakları ihlalleri hakkındaki tanık ifadeleri ya da hak ihlali mağdurlarının gizli kişisel verilerinin yönetimi için kullanılmaktadır” denildi.
Büyükada’da katıldıkları atölye çalışması nedeniyle gözaltına alınan insan hakları aktivistlerinin tutuklanması uluslararası alanda geniş yankı buldu.
Uluslararası Af Örgütü, aktivistlerin tutuklanmasını kınayarak, suçlamaları “saçma” ve “garip” diye nitelendirdi. Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty tutuklamaların kendilerinde derin kaygı uyandırdığını belirterek, “Bugün Türkiye’de insan hakları için çalışmanın suç ilan edildiğine tanıklık etmiş bulunuyoruz. Bu, Türkiye ve uluslararası toplum için gerçeklerin ortaya çıktığı andır” ifadesini kullandı. Meşru bir soruşturmadan ziyade siyasi bir “cadı avı”nın söz konusu olduğunu ve Türkiye’de temel hakların geleceğine dair korku uyandırdığını belirten Shetty, uluslararası devletler topluluğunu Türkiye’ye yönelik baskıyı artırmaya ve insan hakları aktivistlerinin derhal serbest bırakılması için çaba göstermeye çağırdı.
Gardner: Aktivistler artık güvende değil
Af Örgütü Türkiye uzmanlarından Andrew Gardner da tutuklamaların siyasi olduğu suçlamasında bulunarak, “Türkiyede insan haklarını savunmanın suç haline geldiği artık açıkça ortadadır. İnsan hakları için çalışanlar bu ülkede artık güvende değil” dedi.
Tutuklananlar arasında bir Alman vatandaşının da bulunması, gergin seyreden Almanya-Türkiye ilişkilerinde yeni bir krizin habercisi olarak değerlendiriliyor. Alman vatandaşı Peter Steudtner’in tutuklanması haberinin Alman kamuoyuna yansımasının ardından tepkiler art arda gelmeye başladı.
Ortak bildiri
Steudtner’in akrabaları, arkadaş ve meslektaşlarının yayınladığı ortak bildiride, “Steudtner’in şiddetten uzak faaliyetleri nedeniyle hapse girmesinin şoke edici olduğu” belirtilerek, Steudtner ve diğer aktivistlerin derhal serbest bırakılması çağrısı yapıldı. Steudtner’in yakınlarının temsilcisi, insan hakları danışmanı Daniel O Cluanaigh, Steudtner’in “silahlı terör örgütüne yardım”la suçlanmasının temelsiz ve saçma olduğunu söyledi. Bildiride Steudtner’in enformasyon yönetimi, stres ve travma ile başa çıkma konularının işlendiği atölye çalışmasında eğitmen olarak yer aldığı belirtilerek, “Bu tür seminerler insan hakları örgütlerinin eğitim-gelişim programlarında düzenli olarak yer alan unsurlardır ve insan hakları ihlalleri hakkındaki tanık ifadeleri ya da hak ihlali mağdurlarının gizli kişisel verilerinin yönetimi için kullanılmaktadır” denildi.
Büyükada’da katıldıkları atölye çalışması nedeniyle gözaltına alınan insan hakları aktivistlerinin tutuklanması uluslararası alanda geniş yankı buldu.
Uluslararası Af Örgütü, aktivistlerin tutuklanmasını kınayarak, suçlamaları “saçma” ve “garip” diye nitelendirdi. Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty tutuklamaların kendilerinde derin kaygı uyandırdığını belirterek, “Bugün Türkiye’de insan hakları için çalışmanın suç ilan edildiğine tanıklık etmiş bulunuyoruz. Bu, Türkiye ve uluslararası toplum için gerçeklerin ortaya çıktığı andır” ifadesini kullandı. Meşru bir soruşturmadan ziyade siyasi bir “cadı avı”nın söz konusu olduğunu ve Türkiye’de temel hakların geleceğine dair korku uyandırdığını belirten Shetty, uluslararası devletler topluluğunu Türkiye’ye yönelik baskıyı artırmaya ve insan hakları aktivistlerinin derhal serbest bırakılması için çaba göstermeye çağırdı.
Gardner: Aktivistler artık güvende değil
Af Örgütü Türkiye uzmanlarından Andrew Gardner da tutuklamaların siyasi olduğu suçlamasında bulunarak, “Türkiyede insan haklarını savunmanın suç haline geldiği artık açıkça ortadadır. İnsan hakları için çalışanlar bu ülkede artık güvende değil” dedi.
Tutuklananlar arasında bir Alman vatandaşının da bulunması, gergin seyreden Almanya-Türkiye ilişkilerinde yeni bir krizin habercisi olarak değerlendiriliyor. Alman vatandaşı Peter Steudtner’in tutuklanması haberinin Alman kamuoyuna yansımasının ardından tepkiler art arda gelmeye başladı.
Ortak bildiri
Steudtner’in akrabaları, arkadaş ve meslektaşlarının yayınladığı ortak bildiride, “Steudtner’in şiddetten uzak faaliyetleri nedeniyle hapse girmesinin şoke edici olduğu” belirtilerek, Steudtner ve diğer aktivistlerin derhal serbest bırakılması çağrısı yapıldı. Steudtner’in yakınlarının temsilcisi, insan hakları danışmanı Daniel O Cluanaigh, Steudtner’in “silahlı terör örgütüne yardım”la suçlanmasının temelsiz ve saçma olduğunu söyledi. Bildiride Steudtner’in enformasyon yönetimi, stres ve travma ile başa çıkma konularının işlendiği atölye çalışmasında eğitmen olarak yer aldığı belirtilerek, “Bu tür seminerler insan hakları örgütlerinin eğitim-gelişim programlarında düzenli olarak yer alan unsurlardır ve insan hakları ihlalleri hakkındaki tanık ifadeleri ya da hak ihlali mağdurlarının gizli kişisel verilerinin yönetimi için kullanılmaktadır” denildi.