AKP ve Erdoğan rejiminin tetikçi gazetecileri Cem Küçük, Ersoy Dede, Ömer Turan ile Yıldıray Oğur, Ceren Kenar ve Etyen Mahçupyan birbirlerine girdiler!
Erdoğancı medya ile Davutoğlu’cu medya arasındaki karşılık atışma artık kavgaya dönüştü.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakın Güneş gazetesi bugünkü manşetine eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun danışmanı Etyen Mahçupyan’ı taşıyarak kavganın fitilini ateşledi. Güneş gazetesi, Hrant Dink’in ölümünden önce onunla son görüşen kişinin Etyen Mahçupyan olduğunu hatırlatarak Mahçupyan’ın ifadesinin neden alınmadığını sordu.
ERDOĞANCI MEDYADAN ÇOK SERT GÖNDERMELER
Bunun üzerine sosyal medyada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın isimler ile eski Başbakan Davutoğlu’na yakın isimler birbirine girdi. İlk mesaj Erdoğan’a yakın Star gazetesi yazarı Ersoy Dede’den geldi. Güneş gazetesinin manşetini paylaşarak öven Ersoy Dede şöyle mesaj attı:
“TEBRİKLER GÜNEŞ – Gazete ortodokslar’dan katoliklere mi geçti? – Etyen gazetenin hisselerini istedi mi? – Etyen FETÖ yazarı değil miydi?”
Ersoy Dede’nin ardından Cem Küçük de, Davutoğlu’na verdiği destekle bilinen Yıldıray Oğur ve Ceren Kenar’a çok ağır ifadelerle yüklendi. Türkiye gazetesi yazarı Yıldıray Oğur’un başkanlıkla ilgili “hayır” sinyali vermesinin ardından hükümet cephesinden de kendisine sert tepkiler gelmiş. Hükümete yakın Sabah gazetesi Yıldıray Oğur’un ağabeyi Turgay Oğur’un, 15 Temmuz sonrası yurtdışına kaçtığını öne sürmüştü.
Cem Küçük de AKP’nin “Başkanlık Tasarısı” için Yıldıray Oğur’un “Hayır” diyeceğini ifade ederek, “abine niye yurda dön demiyorsun Yıldıray? Niye o haine teslim ol çağrısı yapmıyorsun?” şeklinde yazdı. Küçük mesajlarının devamında, “Ceren Kenar ve Yıldıray Oğur ikiniz de sinsi hem de çok sinsi işler çevirdiniz.Artık bittiniz.” ifadelerini kullandı.
Cem Küçük’ün mesajları şöyle:
“Yıldıray Oğur TGRT aleyhine tweeti rt yapıyor. Ekmek yediği yere ihanet eden adamsın sen. Utan. Yıldıray Oğur şimdiden HAYIR propagandasına başladı. İşte gerçek yüzün bu senin Yıldıray. Akif Beki’den farkın yok. Yıldıray Oğur denen adam Cumhurbaşkanımıza alenen vesayet gücü diyor dünkü yazısında. Yıldıray Oğur T24 çizgisindeki Erdoğan karşıtı yazıları “Türkiye” gibi muhafazakar ve kıymetli bir gazetede yazıyor. Görüşmüyorum dediğin FETÖcü abin, terörist Turgay Oğur’a geçen Ramazan’da çiçek göndermişsin. İşte sen busun! Fetö’cü abine niye yurda dön demiyorsun Yıldıray? Niye o haine teslim ol çağrısı yapmıyorsun? Abin bile olsa terörist ile görüşmeyeceksin. Turgay Oğur alçak ve şerefsiz bir Fetullahçı teröristtir. Can Dündar gibi haince yurtdışına kaçmıştır. Yıldıray eğer adamsan bu son attığım tweeti rt edersin.Abin bile olsa teröriste terörist demeyi öğreneceksin. Teröristi korumayacaksın. Sen ancak hainliği tescilli bitik İsmail saymaz’a ajanlık yapar,yüzüme gülüp arkamdan iş çevirirsin. Benim yüzüme gül,Kadri Gürsel’i bitirdin bravo de, sonra bylock İsmail’e ajanlık yap.Bunun adı karaktersizliktir. Asla Yıldıray’ı terörist abisinden sorumlu tutmadım.Hep Yıldıray’ı savundum.Ama o gitti bylock İsmail’e aleyhimde ajanlık yaptı. Ceren Kenar ve Yıldıray Oğur ikiniz de sinsi hem de çok sinsi işler çevirdiniz.Artık bittiniz.”
Ersoy Dede ve Cem Küçük’ün ardından, bu kez de Erdoğancı bir başka isim olan Ömer Turan aynı isimleri eleştirdi. Ömer Turan da Ceren Kener ve Yıldıray Oğur’la ilgili şöyle yazdı:
“Ceren Kenar 15 temmuz gecesi nerdeydi? 24 tvde mi? Öyleyse, darbe bildirisinden sonra, tv’ye çıkıp direnin çağrısında bulundu mu? Yıldıray Oğur fetönün operasyon gazetesi Tarafta yazı işleri müdürü değilmiydi? Balyoz kumpasında ismi geçiyor mu? Baransu ile çalıştı mı? 1. Yıldıray Oğur Mehmet Baransu, Mehmet Altanla birlikte fetönün medyatik operasyonlarının amiral gemisi Taraf gazetesinde yer almadı mı? 2.Baransu gibi Taraf gazetesinde yer alan bir çok isim içerde ama Tarafın en önemli isimlerinden Yıldıray Oğur hala mahallenin baş köşesinde.”
Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan ise, Mahçupyan’ı kendisinin de eleştirdiğini belirterek Güneş’in manşetine sert çıktı. Kaplan sosyal medya hesabından, “Medyada,Mahçupyan’ı açıktan eleştiren ilk kişilerden biri olarak bu manşeti yanlış buldum.”Neden ifade alınmadı”başka,işbirlikçi iması başka” diye yazdı.
DAVUTOĞLU’CU MEDYADAN ERDOĞANCI MEDYAYA SERT SALVOLAR
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yakınlığıyla bilinen Karar gazetesi yazarı Elif Çakır, Güneş gazetesinin Etyen Mahçupyan manşetine tepki göstererek, “Bu manşet bir meseleye dair “fikirleri” olmayanların rezilliğidir. Devam etsinler ki toplum pespayeliklerini daha iyi anlasın!” diye yazdı.
Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde danışmanı olan Atılgan Bayar da Erdoğancı medyaya tepki göstererek, “Erdoğan’ın gazetesi Güneş, düşünürü Cemil, gazetecisi Fuat ise nasıl EVET oyu vereceğiz?” şeklinde mesaj yazdı.
Türkiye gazetesi yazarı Yıldıray Oğur da Güneş gazetesinin manşetine tepki göstererek, “Fikirlerinden hoşlanmıyorsun diye 10 yıl sonra bi adamı en yakın arkadaşının ‘suikast tüyosunu’ vermekle suçlamaktan utanmamak…” diye yazdı. Oğur daha sonra Güneş gazetesinin manşetini paylaşarak Etyen Mahçupyan’ın “Çocuklarınız utanacak!” başlıklı yazısını paylaştı.
Yıldıray Oğur daha sonra kendisi hakkında sert mesajlar yazan Cem Küçük’e yanıt verdi. Yıldıray Oğur, Cem Küçük’e, “Halbuki sen adam olmadığın için RT etmiştim. Hakkında atıp tuttuğunuz Haksöz’ün tırnağı olamazsınız… “Cem Küçük denen adam” diyemeyeceğim, çünkü sahiden böyle bir şey yok 🙂 Ama siz bi bitmediniz…” ifadeleriyle cevap verdi.
Cener Kenar da sosyal medya hesabından Cem Küçük’e “Bu muhafazakarlık değil Baasçılık. Muhafazakarlığın en önemli değeri aileye bile saygıları yok.” diye yanıt verirken, Ömer Turan için de “Daha önce bana iftira attığın için @ersoydede’nin yanında beni telefonla arayıp özür dilemiştin. Hala devam mı ediyorsun?” ifadelerini kullandı.
ETYEN MAHÇUPYAN’DAN SERT İFADELER
“Başkanlık Tasarısı”nın Meclis’te görüşülmesi esnasında kürsüden yaptığı konuşmada “soykırım” ifadesini kullanan HDP’li vekil Garo Paylan’a üç oturuma katılmama cezası verilmişti. Yazısının son bölümünde bu durumu eleştiren Karar gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan, AKP’ye de çok sert eleştiriler yöneltti. “Bu ülkenin geleceğini görgüsüzlüğün millileştirilmesine rehin vermemek lazım…” diye yazan Mahçupyan’ın yazısının son bölümü şöyle:
“Türkiye bunu hak etmiyor… Toplum bu noktayı çoktan geçti. Geçmişle ilgili bugün isteyen soykırım kelimesini kullanıyor, isteyen kullanmıyor. Bazıları da asıl gayrimüslimler soykırım yaptı diyebiliyor. Dolayısıyla bu yaşananların soykırımla falan bir ilgisi yok. Meclis’in konjonktürel olarak bağnaz milliyetçiliğe prim verme eğilimi ile ilgisi var. Çünkü sonucu belirsiz bir referandum ortamındayız ve MHP fikriyatı AK Parti’yi kuşatmış durumda. Fırsatçılığın ürettiği mahalle baskısı düşüncenin yerine kimlikçi reaksiyonu geçiriyor…
Bütün bunların ayrıca adapla da ilgisi var. Demokrasi önce dinleme ve çoğulculuğa hazır olma terbiyesi gerektiriyor. Bizde geçmişte var olan ve giderek kalmayan bir haslet… Bu ülkenin geleceğini görgüsüzlüğün millileştirilmesine rehin vermemek lazım… Oryantalistleri haklı çıkarmak ve çocuklarımızın kurduğumuz ‘demokrasiden’ utanmasını istemiyorsak.”
Odatv