Ozan Arif adıyla tanınan Arif Şirin tedavi gördüğü Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.
Milliyetçi camianın tanınan isimlerinden Ozan Arif Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde saat 04.50’de hayatını kaybetti. 70 yaşındaki Arif’in uzun süredir gırtlak kanseri tedavisi gördüğü kaydedildi.
OZAN ARİF KİMDİR?
Giresun’un Alucra ilçesine bağlı şimdiki ismi ile Yükselen eski adı ile Hapu köyünde 10 Haziran 1949’da doğdu. Babasının memuriyeti dolayısıyla, ilk ve ortaokulu Samsun`da bitirdi. 1970’de başladığı öğretmenlik mesleğinde Samsun’un Devgeriş köyünde beş yıl öğretmenlik, dört yıl ise okul müdürlüğü görevi olmak üzere üzere dokuz yıl hizmet verdi. 24 Eylül 1980 ve 5 Kasım 1991 tarihleri arasında Almanya’da yaşadı. Özellikle milliyetçi kesimin son derece beğendiği ve tutkuyla dinlediği gür sesli ozandı.
BAHÇELİ’YLE MAHKEMELİK OLDU
Ozan Arif son yıllarda MHP yönetimi ve Devlet Bahçeli’ye yönelttiği sert eleştirilerle de gündeme gelmişti. MHP’nin ve Bahçeli’nin avukatları yazdığı bir şiir dolayısıyla Ozan Arif hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardı. İşte hakkında hakaret suçlamasıyla kamu davası açılmasına sebep olan o şiir…
“Sus!.. Kraldan fazla kralcı olma,
Utan ulan biraz utan şerefsiz!..
Sakın ha beyliği ağzına alma,
Konuştukça b..a batan şerefsiz!..
Beylik kim, sen kimsin tövbe et tövbe!..
Bey kısmı ellere kalır mı gebe?
Senden aşirete bey mi olur be?
Aşireti ele satan şerefsiz!..
Aşiretin temel taşını söküp,
Hayalini söküp, düşünü söküp,
Kurtları aldatıp dişini söküp,
Götürüp davara katan şerefsiz!..
Kendi eski kapımızı batırdın,
Yeni diye el kapsına götürdün!
Kendin gibi sevdamızı bitirdin,
Kendi gönüllerde biten şerefsiz!..
Vâkıf olamadın bizdeki aşka!
Eller ile girdin devamlı meşke!
Bu gün böyle dersin yarın bir başka
Sözünü yalayıp yutan şerefsiz!..
Yalan mıyım dansöz gibi kıvırdın,
Yönümüzü başka yöne çevirdin,
Şoför yaptık arabayı devirdin,
Bizi uçuruma atan şerefsiz!..
Bülbül idik gülümüzden ettin sen!
Töremizden ilimizden ettin sen!
Yahu bizi yolumuzdan ettin sen,
Rotan belirsiz be rotan şerefsiz!..
Böğürmeden konuş adam ol önce,
Çıtın çıkmaz el hakaret edince,
Ele çıkmaz ama bize gelince,
Çatlak zurna gibi öten şerefsiz!..
Ne huzur bıraktın ne bizde dirlik,
Bundan sonra seni görmemek körlük,
Sadece sen değil seninle birlik,
Artık sana alkış tutan şerefsiz!..
Çok geç anlaşıldım içim yanıyor,
Ama şükür artık herkes tanıyor!
Halâ kendisini kağnı sanıyor,
Kağnı gölgesinde yatan şerefsiz!..
Vatan-matan bu Arif‘i kandırma,
Kendini hiç vatanperver sandırma,
Senin derdin koltuk, lafı döndürme,
Senin umrunda mı vatan şerefsiz!”