15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden iki yıl geçti ancak hala üzerindeki soru işaretleri konusunda zihinleri berraklaştıracak somut bilgiler mevcut değil.
O gecenin kilit isimlerinden biri de Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez. Bir süre önce görevinden ayrılan Görmez’in, 15 Temmuz darbe girişimini Milli İstihbarat Teşkilatı’nda (MİT) Hakan Fidan’la yemekteyken eşinin açtığı telefonla öğrendiği yazılmıştı. Bu iddia, iktidar kalemlerinin köşelerinde dile getirilmişti.
Görmez, Fidan’la yaptığı görüşmeye ilişkin olarak, “Bazı istihbarat bilgilerini MİT Müsteşarı ile paylaşmak için MİT Müsteşarı ile görüşmeye gittim. Görüşmede çok olağanüstü bir zaman yaşadığımızı fark ettim” dedi.
Habertürk’teki Türkiye’nin Nabzı 15 Temmuz Özel programına telefonla bağlanan Görmez, “Görüşme, ülkemizin bekasını ilgilendiren önemli bir bilginin paylaşılmasından başka bir şey değildi” derken Suriye’den gelen bir din adamının çok önemli bilgiler paylaştığını söyledi. “Sunum sırasında önemli mesajlar geliyordu Sayın MİT Müsteşarımıza” diyen Görmez, “Saat dokuzu geçmişti ama tam zamanı veremiyorum. Sayın Müsteşar sayın Başbakanımız ile telefonda görüşür görüşmez çok ani bir çıkışla ‘hocam burayı terk etmeyin’ diye orayı terk etti” ifadesini kullandı.
Şu anda ‘F…’den yargılanan bazı isimlerle 17-25 Aralık 2013’ten sonra görüştüğünü de doğrulayan Görmez, şunları kaydetti:
“Efendim Diyanet İşleri Başkanlığı’nda oturan bir hoca, eğer konunun güvenlik boyutlarından haberdar değilse, Türkiye’de ortaya çıkan herhangi bir ihtilafı sulh ile barış ile çözmek için üstüne düşeni yapar. Doğrusu zaman zaman dershane hareketleri döneminde diyanet işleri başkanı olarak ülkemizde bu ayrılık olmasın diye gösterdiğim bir çaba var. Ama bu çaba böyle bir toplantı falan değil, sadece insanlarla konuşarak, bana ziyarete gelenlerle paylaşarak, bu ülkeye bu kötülüğü yapmayın diyerek, nasihatte bulunarak böyle bir şey olmuştur. Fakat olayın güvenlik boyutunu, bu noktada daima ben öz eleştiri yaptım. Tabi gönül ister ki, keşke bütün MGK’larda din rengine bürünmüş bu tür yapılanmalar hakkında diyanet işleri başkanı da çağrılıp, arka plan bilgileri verilebilirdi.”
Görmez “Kimlerle görüştünüz? Örneğin Şerif Ali Tekalan’la görüştünüz mü?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Doğrudur. Geldi, kendisi… Son zamanlarda, sıkıştığı zamanlarda bazı şeyler anlattı. Ben de kendisine nasihatlerde bulundum. Böyle yanlış hareketlerle, devletin kurumlarına sızarak, bu tür yanlışlıklar yapmamaları gerektiğini izah ettim. Aslında şunu açıkça ifade etmek isterim, 2012’den itibaren, F…’nün Ankara’da en çok zarar vermek istediği kurumun Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu biz de çok sonra öğrendik. Tek tek maddeler halinde, Mercedes krizinden tutun, fetva krizine kadar… Bu krizlerin tamamının bir algı operasyonu olduğunu daha sonra öğrendik.”