Çift haneli rakamlara geçildi. Kırmızı alarm herşeyi alt üst edecek.
İşte Aktaş’ın o analizi.
Aslında yurtiçi üretici fiyatları endeksinde (Yİ-ÜFE) kırmızı alarm çalıyor bile. “Kırmızıya ramak kalma” durumu, tüketici fiyatları (TÜFE) için söz konusu. Ama öyle görünüyor ki TÜFE’de de çok değil birkaç ay içinde o çok tehlikeli durum ortaya çıkacak.
Gidişata bakar mısınız! Son iki ayda, yani aralık ve ocak aylarında TÜ- FE toplamda yüzde 4.14 artış göstermiş. Yİ-ÜFE’deki artış ise yüzde 7.08’i bulmuş. Dikkat; yalnızca iki ayda oluyor bu artışlar.
Son dört aydaki durum ise şöyle: TÜFE’deki artış yüzde 6.19, Yİ-Ü- FE’deki artış yüzde 10.13 olmuş.
Bu kur alevine buzul dayanmaz!
Yurtiçi üretici fiyatları endeksindeki yıllık artış geçen yılın eylülünde yüzde 1.78 ile dip noktaya inmişti. Yüzde 1.78, normalde Türkiye gerçeğiyle bağdaşır bir oran değildi kuşkusuz. Ama özellikle ekonomideki durgunluk, böyle bir fiyat artışında kalınması sonucunu doğurmuştu.
Ama o kur artışı yok mu kur artışı! Öyle bir tırmanış başladı, öyle bir maliyet artışı başladı ki, yıllık oran dört ay sonra yüzde 13.69’a ulaşmıştı bile…
Döviz kurundaki artış son günlerde hız kesti, hatta geri dönüş var. Bu geri dönüş eğilimi belirginleşmediği takdirde, bırakınız aralık ve ocaktaki yüzde 3 ve 4’e yaklaşan aylık artışları, ay bazında yüzde 1 dolayında seyredecek oranlarla bile Yİ-ÜFE tırmanışını sürdürecek.
Sürdürecek; çünkü geçen yılın aylık oranları baz etkisi yönüyle iyimser olmaya olanak tanımıyor. Geçen yılın düşük oranları, ki şubatta negatif yüzde 0.20, devreden çıkacak ve yerlerine böyle giderse çok daha yüksek artış oranları girecek. Ve bunun sonucunda da ocak sonunda yüzde 14’e yaklaşan yurtiçi üretici fiyatları artışı, daha da yükselecek.
Yİ-ÜFE’den TÜFE’ye geçişkenlik
Yurtiçi üretici fiyatları endeksinden tüketici fiyatları endeksine bir geçişkenlik elbette var. Ama bu, kesinlikle bire bir değil.
Çünkü iki endekste kapsanan maddeler farklı, aynı olan maddelerde ağırlıklar farklı; TÜFE’de hizmet fiyatları da var, oysa Yİ-ÜFE’de hizmet yok.
Ne var ki bire bir yansıma söz konusu değilse de, Yİ-ÜFE’deki eğilim, biraz gecikmeli de olsa TÜFE’ye yansıyor.
Yansımadaki bu gecikmenin genellikle iki ya da üç ay olduğu belirtiliyor.
Bu da demektir ki üretici fiyatlarında gözlenen artış, bir süre sonra tüketici fiyatlarında kendini gösterecek.
Baz etkisi TÜFE’de de can yakacak
Bu arada üretici fiyatlarında şubat, mart ve nisan aylarında geçen yılki oranların düşük olmasından kaynaklanacak baz etkili artış, kendini TÜFE’de de gösterecek.
Üstelik baz etkili olumsuzluk TÜ- FE’de çok daha belirgin. TÜFE, geçen yılın şubat ve mart aylarında artış bir yana çok az da olsa gerilemiş; nisan, mayıs ve haziran ayları da görece düşük artışlarla geçilmişti.
Dolayısıyla TÜFE’yi, hem Yİ-Ü- FE’den gelen etkiyle hem de geçen yılın şubat ve mart aylarındaki oranların negatif olmasından kaynaklanacak etkiyle şubat ve mart ayları sonunda çift hanede görme olasılığımız çok çok fazla.
TÜFE’nin yılsonunda tek hanede kalması başarıdır
TÜFE’de yılsonu için bir tahmin yapmak bugünlerde neredeyse olanaksız.
Fiyatların son dönemde böylesine tırmanmasına yol açan kurda nasıl bir dönem bekliyor bizi, meçhul…
Dolar kuru 3.20’lere, 3.25’lere gerileyecek, “geriletilebilecek” mi, bu yönde bir takım adımlar atmak mümkün olacak mı, bilmiyoruz ki… Ancak bunu sağlayabilirsek fiyatlardaki hızlı artışı durdurabileceğiz çünkü. Kurun yönünü bilemeyince de tahmin yapmak mümkün olmaktan çıkıyor işte…
Hem ayrıca referandumdan nasıl bir sonuç çıkacak; hangi sonuç Türkiye ekonomisini nasıl etkileyecek, kimse kestiremiyor.
MERKEZ’İN TAHMİNİ TUTMAYACAK
Yılsonunda TÜFE’nin “kaç olacağını” tam olarak söyleyemeyiz belki ama “kaç olmayacağını” tam olarak söyleyebiliriz. Merkez Bankası’nın daha şimdiden yüzde 8’e çıkarmak zorunda kaldığı 2017 tahmini tutmayacak, işte bunu söyleyebiliriz.
Daha bir ayda yüzde 2.46’yı “harcamışız” ve yüzde 8 için on bir aya yüzde 5.4’lük marjımız kalmış. Bu, olacak şey mi!
2017 için tek haneli enfasyonun büyük başarı olacağını söyleyelim; bu aşamada yapılabilecek en genel tahmin bu olacaktır.
Vergi indirimi TÜFE’yi ne kadar etkiler?
Bu arada beyaz eşya ve mobilyaya getirilen vergi indirimiyle oluşacak ucuzlamanın TÜFE’yi ne ölçüde etkileyebileceği tartışılıyor.
Bu kararla kuşkusuz bir taşla birkaç kuş vurulmak isteniyor. Bunlardan biri piyasayı canlandırmak, bir diğeri ise fiyat artış hızını sınırlayabilmek.
Piyasa ne ölçüde canlanır, zaman içinde göreceğiz. Ama bu vergi indiriminin TÜFE üstünde öyle çok belirgin bir etki doğurmayacağı belirtiliyor.
Vergi indirimine konu beyaz eşya ve mobilya, TÜFE’de “ev eşyası” grubunda yer alıyor. Bu grubun TÜFE’deki ağırlığı yüzde 7.72.
Bir kere gruptaki tüm ürünler vergi indirimi kapsamında değil. İkincisi, tüm ürünler kapsama alınmış olsa bile vergi indiriminden kaynaklanacak ucuzluk öyle yüzde 25’leri, 50’leri bulacak değil.
Ev eşyası grubundaki vergi indiriminin TÜFE’deki artışı aylık bazda en fazla 0.75 puan aşağı çekebileceği ifade ediliyor. Genel kanı ise etkinin 0.50 puanda kalacağı yönünde.
Çift haneli rakamlara geçildi. Kırmızı alarm herşeyi alt üst edecek.
İşte Aktaş’ın o analizi.
Aslında yurtiçi üretici fiyatları endeksinde (Yİ-ÜFE) kırmızı alarm çalıyor bile. “Kırmızıya ramak kalma” durumu, tüketici fiyatları (TÜFE) için söz konusu. Ama öyle görünüyor ki TÜFE’de de çok değil birkaç ay içinde o çok tehlikeli durum ortaya çıkacak.
Gidişata bakar mısınız! Son iki ayda, yani aralık ve ocak aylarında TÜ- FE toplamda yüzde 4.14 artış göstermiş. Yİ-ÜFE’deki artış ise yüzde 7.08’i bulmuş. Dikkat; yalnızca iki ayda oluyor bu artışlar.
Son dört aydaki durum ise şöyle: TÜFE’deki artış yüzde 6.19, Yİ-Ü- FE’deki artış yüzde 10.13 olmuş.
Bu kur alevine buzul dayanmaz!
Yurtiçi üretici fiyatları endeksindeki yıllık artış geçen yılın eylülünde yüzde 1.78 ile dip noktaya inmişti. Yüzde 1.78, normalde Türkiye gerçeğiyle bağdaşır bir oran değildi kuşkusuz. Ama özellikle ekonomideki durgunluk, böyle bir fiyat artışında kalınması sonucunu doğurmuştu.
Ama o kur artışı yok mu kur artışı! Öyle bir tırmanış başladı, öyle bir maliyet artışı başladı ki, yıllık oran dört ay sonra yüzde 13.69’a ulaşmıştı bile…
Döviz kurundaki artış son günlerde hız kesti, hatta geri dönüş var. Bu geri dönüş eğilimi belirginleşmediği takdirde, bırakınız aralık ve ocaktaki yüzde 3 ve 4’e yaklaşan aylık artışları, ay bazında yüzde 1 dolayında seyredecek oranlarla bile Yİ-ÜFE tırmanışını sürdürecek.
Sürdürecek; çünkü geçen yılın aylık oranları baz etkisi yönüyle iyimser olmaya olanak tanımıyor. Geçen yılın düşük oranları, ki şubatta negatif yüzde 0.20, devreden çıkacak ve yerlerine böyle giderse çok daha yüksek artış oranları girecek. Ve bunun sonucunda da ocak sonunda yüzde 14’e yaklaşan yurtiçi üretici fiyatları artışı, daha da yükselecek.
Yİ-ÜFE’den TÜFE’ye geçişkenlik
Yurtiçi üretici fiyatları endeksinden tüketici fiyatları endeksine bir geçişkenlik elbette var. Ama bu, kesinlikle bire bir değil.
Çünkü iki endekste kapsanan maddeler farklı, aynı olan maddelerde ağırlıklar farklı; TÜFE’de hizmet fiyatları da var, oysa Yİ-ÜFE’de hizmet yok.
Ne var ki bire bir yansıma söz konusu değilse de, Yİ-ÜFE’deki eğilim, biraz gecikmeli de olsa TÜFE’ye yansıyor.
Yansımadaki bu gecikmenin genellikle iki ya da üç ay olduğu belirtiliyor.
Bu da demektir ki üretici fiyatlarında gözlenen artış, bir süre sonra tüketici fiyatlarında kendini gösterecek.
Baz etkisi TÜFE’de de can yakacak
Bu arada üretici fiyatlarında şubat, mart ve nisan aylarında geçen yılki oranların düşük olmasından kaynaklanacak baz etkili artış, kendini TÜFE’de de gösterecek.
Üstelik baz etkili olumsuzluk TÜ- FE’de çok daha belirgin. TÜFE, geçen yılın şubat ve mart aylarında artış bir yana çok az da olsa gerilemiş; nisan, mayıs ve haziran ayları da görece düşük artışlarla geçilmişti.
Dolayısıyla TÜFE’yi, hem Yİ-Ü- FE’den gelen etkiyle hem de geçen yılın şubat ve mart aylarındaki oranların negatif olmasından kaynaklanacak etkiyle şubat ve mart ayları sonunda çift hanede görme olasılığımız çok çok fazla.
TÜFE’nin yılsonunda tek hanede kalması başarıdır
TÜFE’de yılsonu için bir tahmin yapmak bugünlerde neredeyse olanaksız.
Fiyatların son dönemde böylesine tırmanmasına yol açan kurda nasıl bir dönem bekliyor bizi, meçhul…
Dolar kuru 3.20’lere, 3.25’lere gerileyecek, “geriletilebilecek” mi, bu yönde bir takım adımlar atmak mümkün olacak mı, bilmiyoruz ki… Ancak bunu sağlayabilirsek fiyatlardaki hızlı artışı durdurabileceğiz çünkü. Kurun yönünü bilemeyince de tahmin yapmak mümkün olmaktan çıkıyor işte…
Hem ayrıca referandumdan nasıl bir sonuç çıkacak; hangi sonuç Türkiye ekonomisini nasıl etkileyecek, kimse kestiremiyor.
MERKEZ’İN TAHMİNİ TUTMAYACAK
Yılsonunda TÜFE’nin “kaç olacağını” tam olarak söyleyemeyiz belki ama “kaç olmayacağını” tam olarak söyleyebiliriz. Merkez Bankası’nın daha şimdiden yüzde 8’e çıkarmak zorunda kaldığı 2017 tahmini tutmayacak, işte bunu söyleyebiliriz.
Daha bir ayda yüzde 2.46’yı “harcamışız” ve yüzde 8 için on bir aya yüzde 5.4’lük marjımız kalmış. Bu, olacak şey mi!
2017 için tek haneli enfasyonun büyük başarı olacağını söyleyelim; bu aşamada yapılabilecek en genel tahmin bu olacaktır.
Vergi indirimi TÜFE’yi ne kadar etkiler?
Bu arada beyaz eşya ve mobilyaya getirilen vergi indirimiyle oluşacak ucuzlamanın TÜFE’yi ne ölçüde etkileyebileceği tartışılıyor.
Bu kararla kuşkusuz bir taşla birkaç kuş vurulmak isteniyor. Bunlardan biri piyasayı canlandırmak, bir diğeri ise fiyat artış hızını sınırlayabilmek.
Piyasa ne ölçüde canlanır, zaman içinde göreceğiz. Ama bu vergi indiriminin TÜFE üstünde öyle çok belirgin bir etki doğurmayacağı belirtiliyor.
Vergi indirimine konu beyaz eşya ve mobilya, TÜFE’de “ev eşyası” grubunda yer alıyor. Bu grubun TÜFE’deki ağırlığı yüzde 7.72.
Bir kere gruptaki tüm ürünler vergi indirimi kapsamında değil. İkincisi, tüm ürünler kapsama alınmış olsa bile vergi indiriminden kaynaklanacak ucuzluk öyle yüzde 25’leri, 50’leri bulacak değil.
Ev eşyası grubundaki vergi indiriminin TÜFE’deki artışı aylık bazda en fazla 0.75 puan aşağı çekebileceği ifade ediliyor. Genel kanı ise etkinin 0.50 puanda kalacağı yönünde.
Çift haneli rakamlara geçildi. Kırmızı alarm herşeyi alt üst edecek.
İşte Aktaş’ın o analizi.
Aslında yurtiçi üretici fiyatları endeksinde (Yİ-ÜFE) kırmızı alarm çalıyor bile. “Kırmızıya ramak kalma” durumu, tüketici fiyatları (TÜFE) için söz konusu. Ama öyle görünüyor ki TÜFE’de de çok değil birkaç ay içinde o çok tehlikeli durum ortaya çıkacak.
Gidişata bakar mısınız! Son iki ayda, yani aralık ve ocak aylarında TÜ- FE toplamda yüzde 4.14 artış göstermiş. Yİ-ÜFE’deki artış ise yüzde 7.08’i bulmuş. Dikkat; yalnızca iki ayda oluyor bu artışlar.
Son dört aydaki durum ise şöyle: TÜFE’deki artış yüzde 6.19, Yİ-Ü- FE’deki artış yüzde 10.13 olmuş.
Bu kur alevine buzul dayanmaz!
Yurtiçi üretici fiyatları endeksindeki yıllık artış geçen yılın eylülünde yüzde 1.78 ile dip noktaya inmişti. Yüzde 1.78, normalde Türkiye gerçeğiyle bağdaşır bir oran değildi kuşkusuz. Ama özellikle ekonomideki durgunluk, böyle bir fiyat artışında kalınması sonucunu doğurmuştu.
Ama o kur artışı yok mu kur artışı! Öyle bir tırmanış başladı, öyle bir maliyet artışı başladı ki, yıllık oran dört ay sonra yüzde 13.69’a ulaşmıştı bile…
Döviz kurundaki artış son günlerde hız kesti, hatta geri dönüş var. Bu geri dönüş eğilimi belirginleşmediği takdirde, bırakınız aralık ve ocaktaki yüzde 3 ve 4’e yaklaşan aylık artışları, ay bazında yüzde 1 dolayında seyredecek oranlarla bile Yİ-ÜFE tırmanışını sürdürecek.
Sürdürecek; çünkü geçen yılın aylık oranları baz etkisi yönüyle iyimser olmaya olanak tanımıyor. Geçen yılın düşük oranları, ki şubatta negatif yüzde 0.20, devreden çıkacak ve yerlerine böyle giderse çok daha yüksek artış oranları girecek. Ve bunun sonucunda da ocak sonunda yüzde 14’e yaklaşan yurtiçi üretici fiyatları artışı, daha da yükselecek.
Yİ-ÜFE’den TÜFE’ye geçişkenlik
Yurtiçi üretici fiyatları endeksinden tüketici fiyatları endeksine bir geçişkenlik elbette var. Ama bu, kesinlikle bire bir değil.
Çünkü iki endekste kapsanan maddeler farklı, aynı olan maddelerde ağırlıklar farklı; TÜFE’de hizmet fiyatları da var, oysa Yİ-ÜFE’de hizmet yok.
Ne var ki bire bir yansıma söz konusu değilse de, Yİ-ÜFE’deki eğilim, biraz gecikmeli de olsa TÜFE’ye yansıyor.
Yansımadaki bu gecikmenin genellikle iki ya da üç ay olduğu belirtiliyor.
Bu da demektir ki üretici fiyatlarında gözlenen artış, bir süre sonra tüketici fiyatlarında kendini gösterecek.
Baz etkisi TÜFE’de de can yakacak
Bu arada üretici fiyatlarında şubat, mart ve nisan aylarında geçen yılki oranların düşük olmasından kaynaklanacak baz etkili artış, kendini TÜFE’de de gösterecek.
Üstelik baz etkili olumsuzluk TÜ- FE’de çok daha belirgin. TÜFE, geçen yılın şubat ve mart aylarında artış bir yana çok az da olsa gerilemiş; nisan, mayıs ve haziran ayları da görece düşük artışlarla geçilmişti.
Dolayısıyla TÜFE’yi, hem Yİ-Ü- FE’den gelen etkiyle hem de geçen yılın şubat ve mart aylarındaki oranların negatif olmasından kaynaklanacak etkiyle şubat ve mart ayları sonunda çift hanede görme olasılığımız çok çok fazla.
TÜFE’nin yılsonunda tek hanede kalması başarıdır
TÜFE’de yılsonu için bir tahmin yapmak bugünlerde neredeyse olanaksız.
Fiyatların son dönemde böylesine tırmanmasına yol açan kurda nasıl bir dönem bekliyor bizi, meçhul…
Dolar kuru 3.20’lere, 3.25’lere gerileyecek, “geriletilebilecek” mi, bu yönde bir takım adımlar atmak mümkün olacak mı, bilmiyoruz ki… Ancak bunu sağlayabilirsek fiyatlardaki hızlı artışı durdurabileceğiz çünkü. Kurun yönünü bilemeyince de tahmin yapmak mümkün olmaktan çıkıyor işte…
Hem ayrıca referandumdan nasıl bir sonuç çıkacak; hangi sonuç Türkiye ekonomisini nasıl etkileyecek, kimse kestiremiyor.
MERKEZ’İN TAHMİNİ TUTMAYACAK
Yılsonunda TÜFE’nin “kaç olacağını” tam olarak söyleyemeyiz belki ama “kaç olmayacağını” tam olarak söyleyebiliriz. Merkez Bankası’nın daha şimdiden yüzde 8’e çıkarmak zorunda kaldığı 2017 tahmini tutmayacak, işte bunu söyleyebiliriz.
Daha bir ayda yüzde 2.46’yı “harcamışız” ve yüzde 8 için on bir aya yüzde 5.4’lük marjımız kalmış. Bu, olacak şey mi!
2017 için tek haneli enfasyonun büyük başarı olacağını söyleyelim; bu aşamada yapılabilecek en genel tahmin bu olacaktır.
Vergi indirimi TÜFE’yi ne kadar etkiler?
Bu arada beyaz eşya ve mobilyaya getirilen vergi indirimiyle oluşacak ucuzlamanın TÜFE’yi ne ölçüde etkileyebileceği tartışılıyor.
Bu kararla kuşkusuz bir taşla birkaç kuş vurulmak isteniyor. Bunlardan biri piyasayı canlandırmak, bir diğeri ise fiyat artış hızını sınırlayabilmek.
Piyasa ne ölçüde canlanır, zaman içinde göreceğiz. Ama bu vergi indiriminin TÜFE üstünde öyle çok belirgin bir etki doğurmayacağı belirtiliyor.
Vergi indirimine konu beyaz eşya ve mobilya, TÜFE’de “ev eşyası” grubunda yer alıyor. Bu grubun TÜFE’deki ağırlığı yüzde 7.72.
Bir kere gruptaki tüm ürünler vergi indirimi kapsamında değil. İkincisi, tüm ürünler kapsama alınmış olsa bile vergi indiriminden kaynaklanacak ucuzluk öyle yüzde 25’leri, 50’leri bulacak değil.
Ev eşyası grubundaki vergi indiriminin TÜFE’deki artışı aylık bazda en fazla 0.75 puan aşağı çekebileceği ifade ediliyor. Genel kanı ise etkinin 0.50 puanda kalacağı yönünde.
Çift haneli rakamlara geçildi. Kırmızı alarm herşeyi alt üst edecek.
İşte Aktaş’ın o analizi.
Aslında yurtiçi üretici fiyatları endeksinde (Yİ-ÜFE) kırmızı alarm çalıyor bile. “Kırmızıya ramak kalma” durumu, tüketici fiyatları (TÜFE) için söz konusu. Ama öyle görünüyor ki TÜFE’de de çok değil birkaç ay içinde o çok tehlikeli durum ortaya çıkacak.
Gidişata bakar mısınız! Son iki ayda, yani aralık ve ocak aylarında TÜ- FE toplamda yüzde 4.14 artış göstermiş. Yİ-ÜFE’deki artış ise yüzde 7.08’i bulmuş. Dikkat; yalnızca iki ayda oluyor bu artışlar.
Son dört aydaki durum ise şöyle: TÜFE’deki artış yüzde 6.19, Yİ-Ü- FE’deki artış yüzde 10.13 olmuş.
Bu kur alevine buzul dayanmaz!
Yurtiçi üretici fiyatları endeksindeki yıllık artış geçen yılın eylülünde yüzde 1.78 ile dip noktaya inmişti. Yüzde 1.78, normalde Türkiye gerçeğiyle bağdaşır bir oran değildi kuşkusuz. Ama özellikle ekonomideki durgunluk, böyle bir fiyat artışında kalınması sonucunu doğurmuştu.
Ama o kur artışı yok mu kur artışı! Öyle bir tırmanış başladı, öyle bir maliyet artışı başladı ki, yıllık oran dört ay sonra yüzde 13.69’a ulaşmıştı bile…
Döviz kurundaki artış son günlerde hız kesti, hatta geri dönüş var. Bu geri dönüş eğilimi belirginleşmediği takdirde, bırakınız aralık ve ocaktaki yüzde 3 ve 4’e yaklaşan aylık artışları, ay bazında yüzde 1 dolayında seyredecek oranlarla bile Yİ-ÜFE tırmanışını sürdürecek.
Sürdürecek; çünkü geçen yılın aylık oranları baz etkisi yönüyle iyimser olmaya olanak tanımıyor. Geçen yılın düşük oranları, ki şubatta negatif yüzde 0.20, devreden çıkacak ve yerlerine böyle giderse çok daha yüksek artış oranları girecek. Ve bunun sonucunda da ocak sonunda yüzde 14’e yaklaşan yurtiçi üretici fiyatları artışı, daha da yükselecek.
Yİ-ÜFE’den TÜFE’ye geçişkenlik
Yurtiçi üretici fiyatları endeksinden tüketici fiyatları endeksine bir geçişkenlik elbette var. Ama bu, kesinlikle bire bir değil.
Çünkü iki endekste kapsanan maddeler farklı, aynı olan maddelerde ağırlıklar farklı; TÜFE’de hizmet fiyatları da var, oysa Yİ-ÜFE’de hizmet yok.
Ne var ki bire bir yansıma söz konusu değilse de, Yİ-ÜFE’deki eğilim, biraz gecikmeli de olsa TÜFE’ye yansıyor.
Yansımadaki bu gecikmenin genellikle iki ya da üç ay olduğu belirtiliyor.
Bu da demektir ki üretici fiyatlarında gözlenen artış, bir süre sonra tüketici fiyatlarında kendini gösterecek.
Baz etkisi TÜFE’de de can yakacak
Bu arada üretici fiyatlarında şubat, mart ve nisan aylarında geçen yılki oranların düşük olmasından kaynaklanacak baz etkili artış, kendini TÜFE’de de gösterecek.
Üstelik baz etkili olumsuzluk TÜ- FE’de çok daha belirgin. TÜFE, geçen yılın şubat ve mart aylarında artış bir yana çok az da olsa gerilemiş; nisan, mayıs ve haziran ayları da görece düşük artışlarla geçilmişti.
Dolayısıyla TÜFE’yi, hem Yİ-Ü- FE’den gelen etkiyle hem de geçen yılın şubat ve mart aylarındaki oranların negatif olmasından kaynaklanacak etkiyle şubat ve mart ayları sonunda çift hanede görme olasılığımız çok çok fazla.
TÜFE’nin yılsonunda tek hanede kalması başarıdır
TÜFE’de yılsonu için bir tahmin yapmak bugünlerde neredeyse olanaksız.
Fiyatların son dönemde böylesine tırmanmasına yol açan kurda nasıl bir dönem bekliyor bizi, meçhul…
Dolar kuru 3.20’lere, 3.25’lere gerileyecek, “geriletilebilecek” mi, bu yönde bir takım adımlar atmak mümkün olacak mı, bilmiyoruz ki… Ancak bunu sağlayabilirsek fiyatlardaki hızlı artışı durdurabileceğiz çünkü. Kurun yönünü bilemeyince de tahmin yapmak mümkün olmaktan çıkıyor işte…
Hem ayrıca referandumdan nasıl bir sonuç çıkacak; hangi sonuç Türkiye ekonomisini nasıl etkileyecek, kimse kestiremiyor.
MERKEZ’İN TAHMİNİ TUTMAYACAK
Yılsonunda TÜFE’nin “kaç olacağını” tam olarak söyleyemeyiz belki ama “kaç olmayacağını” tam olarak söyleyebiliriz. Merkez Bankası’nın daha şimdiden yüzde 8’e çıkarmak zorunda kaldığı 2017 tahmini tutmayacak, işte bunu söyleyebiliriz.
Daha bir ayda yüzde 2.46’yı “harcamışız” ve yüzde 8 için on bir aya yüzde 5.4’lük marjımız kalmış. Bu, olacak şey mi!
2017 için tek haneli enfasyonun büyük başarı olacağını söyleyelim; bu aşamada yapılabilecek en genel tahmin bu olacaktır.
Vergi indirimi TÜFE’yi ne kadar etkiler?
Bu arada beyaz eşya ve mobilyaya getirilen vergi indirimiyle oluşacak ucuzlamanın TÜFE’yi ne ölçüde etkileyebileceği tartışılıyor.
Bu kararla kuşkusuz bir taşla birkaç kuş vurulmak isteniyor. Bunlardan biri piyasayı canlandırmak, bir diğeri ise fiyat artış hızını sınırlayabilmek.
Piyasa ne ölçüde canlanır, zaman içinde göreceğiz. Ama bu vergi indiriminin TÜFE üstünde öyle çok belirgin bir etki doğurmayacağı belirtiliyor.
Vergi indirimine konu beyaz eşya ve mobilya, TÜFE’de “ev eşyası” grubunda yer alıyor. Bu grubun TÜFE’deki ağırlığı yüzde 7.72.
Bir kere gruptaki tüm ürünler vergi indirimi kapsamında değil. İkincisi, tüm ürünler kapsama alınmış olsa bile vergi indiriminden kaynaklanacak ucuzluk öyle yüzde 25’leri, 50’leri bulacak değil.
Ev eşyası grubundaki vergi indiriminin TÜFE’deki artışı aylık bazda en fazla 0.75 puan aşağı çekebileceği ifade ediliyor. Genel kanı ise etkinin 0.50 puanda kalacağı yönünde.