15 Temmuz gecesi boğazı kesilerek şehit edilen Hava Harp Okulu öğrencisi Ragıb Enes Katran’ın (20) otopsi raporu kan donduruyor.
23 Nisan 1996 doğumlu Ragıb Enes Katran için Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı tarafından istenen, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi doktorlarının yazdığı raporda yazılanlar dehşet verici. Darbe girişimden haberi olmayan, komutanlarının emriyle Boğaz Köprüsüne götürülen 20 yaşındaki bir gence yapılanlar kan donduruyor.
Ragıb Enes Katran’ın tüm yüzünün, kafasının şiş olduğu ve ödem topladığının belirtildiği raporda, vücudunun çeşitli yerlerinde de kesici-delici alet yarası olduğu tespit edilmiş. Otopsi o gecenin ertesinde, 16 Temmuz 2016’da saat 11.45’te yapılmış. Rapor ise 29 Temmuz 2016’da yazılmış.
BOYUN ORGANLARINI AÇIĞA ÇIKARAN KESİK
Ragıb Enes Katran’ın o gece boynunun kesilerek öldürüldüğü ailesi ve yakınları tarafından dile getiriliyordu. 8 maddelik raporda bu kesik de en son maddede şöyle tarif ediliyor:
“Boyun hatta tiroid kıkırdağının üzerine denk gelen yerde 5, 6, 7 lezyonların üzerinde 6 cm uzunluğunda boyun organlarını açığa çıkaran kesik vasıfta yara görüldü.”Resmi Twitter’da görüntüle
Ragıb Enes KATRAN kardeşimizin otopsi raporunda madde 8’e dikkat edin.!!!
-Boyun orta hatta troid kıkırdağın üzerine denk gelen yerde 5,6,7 lezyonların üzerinde 6 cm uzunluğunda boyun organlarını açığa çıkaran kesik vasıfta yara görüldü.İnanıp inanmamanız gerçeği değiştirmez!!! pic.twitter.com/aKFxBxMEnV
— Askeri Öğr. Komitesi (@Askeriogrenci16) 19 Temmuz 2018
15 Temmuz 2016’da Hava Harp Okulundan 259 öğrenci, Balıkesir Astsubay Meslek Yüksekokulun’ndan 26 öğrenci, toplamda 285 öğrenci darbe yapmaya kalkıştılar diye, üç yıldır Silivri Cezaevi’nde haksız hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunuyor.
24. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuksuz yargılanan 108 Kara Harp Okulu öğrencisi beraat etti. 26 Haziran 2019’da görülen davada beraat etti.
LİNÇ ETTİRENLERİN HESAP VERMESİNİ İSTİYORUZ
Ragıb Enes Kantar ile birlikte öldürülen Murat Tekin’in babası Sedat Tekin, 16 Ekim 2016’da verdiği bir röportajda,
“Teröre karşı insanlar olduğumuz halde bu damgayı yemiş olduk. Acımızdan daha üstün acı oldu bunlar. Çocuğum da orada rahat değil eminim, biz de değiliz. Devletimizden tek isteğim bunları yapanların ortaya çıkarılması. Çocuklarımızı o gece tatbikat deyip de boğaz köprüsüne götüren komutanların, onları korumayıp kalabalığın arasında bırakıp linç ettirenlerin hesap vermesini istiyoruz. Büyüklerimizden, devletimizden tek dileğim bizi duymaları. Bize bir şekilde el uzatsınlar. Cezaevlerinde yatan diğer askeri okul öğrencileri de masum, günahsız. Bunlar bir şekilde temize çıksın. Bir daha o hainlerin eline düşmesinler. Bizimki gitti, geri gelmeyecek. Ama hiç değilse yavrumun şehitliği verilsin” demişti.