Yıllardır söylenip durur, ‘Türk halkının tasarruf oranı çok düşük’ diye. Hatta Ali Babacan, Mehmet Şimşek gibi piyasalara yakın gözüken AKP’li bakanlar da yineler bunu ve tasarrufları artırmak için pek de başarılı olmayan yöntemlerle önlem alınır.
Ancak Türkiye’nin tasarruf oranı düzenli olarak Avrupa ve benzeri gelişen ülkelerin altında kalır. Konu hep harcama tarafından ele alınıp, Türkiye’de insanların tasarruf etmeyi, para biriktirmeyi sevmediğinden bahsedilir.
Dünya’dan Tevfik Güngör FODER yani Finansal Okur Yazarlık ve Erişim Derneği’nin bir araştırmasını gündeme taşıyarak konuya ezberin dışında bir yaklaşımdan bakılması gerektiğini de ortaya koyuyor. Güngör’ün bahsettiği araştırmaya göre Türkiye’deki hane halkının yüzde 64’ü birikim yapmanın farkında.
Birikimsiz ve kaygısız yaşıyor. Aslında bu yüzde 64 oranı son derece iyi. Ama rakamlara yansımıyor ve Türkiye’de tasarruf oranı miktarsal olarak hep yüzde 20’nin altında kalıyor.
Yazar bu durumdaki çelişkiyi ‘Birikim yapmanın öneminin farkında olanlar toplam ailelerin yüzde 64’ü dolayında ama birikimin önemini bilmek başka, finansal birikim yapabilmek başka’ diyor.
Güngör, birikim yapmanın önemini bilenlerin yüzde 65’inin gelir yetersizliğinden, yüzde 13’ünün de borçları veya ödemeleri olduğu için para biriktiremediğini söylediğini belirtiyor. Güngör’ün verdiği rakamları yan yana koyunca Türkiye’deki ailelerin sadece yüzde 14.5’inin birikim yapabildiği ortaya çıkıyor.
Geri kalan yüzde 86’lık kesim ise geleceğini garanti altına almak için herhangi bir tasarruftan uzak yani günü kurtararak yaşıyor. Nüfusa oranladığınızda Türkiye’de sadece 12 milyon kişi maddi açıdan geleceğe dair güvenle yaşıyor. Bu rakam Türkiye’deki gelir dağılımı eşitsizliğine ilişkin açıklanan diğer verilerle de uyuşuyor.