Türkiye ile ABD arasındaki ilişki tarihinin en kötü günlerini yaşıyor. ABD’nin tüm ısrarlarına rağmen rahip Brunson’un sadece ev hapisine alması ilişkileri yeniden gerdi. ABD’den peş peşe Ankara’ya yönelik yaptırım uygulama açıklamaları geldi.
Amanda Sloat, Washington-Ankara hattında tırmanan gerilimi ve Trump yönetiminin atabileceği adımları DW Türkçe’ye değerlendirdi.
Son aylarda gerçekleştirilen temaslar sonrasında ABD yönetiminde Brunson’ın serbest bırakılacağı yönünde bir izlenim oluştuğunu, bunun gerçekleşmemesinin büyük hayal kırıklığına yol açtığını söyleyen Sloat, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Gerçekten de bu sorunların diplomatik kanallar aracılığıyla çözümü için ABD çaba harcadı. Ama artık sorunlara diplomasi yoluyla çözüm sağlanamaması nedeniyle alternatif yollara bakılıyor ve Almanya ile Rusya’nın yaptığı gibi ekonomik önlemleri devreye sokmak en olası seçenek olarak görünüyor.”
Tarafların Twitter üzerinden yürütülen söylem savaşına son vermesinin önemine vurgu yapan Sloat, “Tansiyonun düşürülmesi için yeniden diplomatik kanalların devreye sokulması gerekmekte. Umalım ki bu gerçekleşsin” dedi.
Beyaz Saray, ABD Temsilciler Meclisi ve ABD Dışişleri’nde farklı görevler üstlenmiş olan, Harvard Üniversitesi’ne bağlı düşünce kuruluşu Ash Center ve Brookings Enstitüsü’nün kıdemli uzmanı Amanda Sloat, hem ABD kongresinin hem de Beyaz Saray’ın, Brunson’un ev hapsine alınmasını yeterli görmediğine dikkat çekti.
Sloat’a göre, ABD’de diplomatik yollarla çözüm çabasının çözümsüz kaldığı düşüncesi hakim.
Trump ve Başkan Yardımcısı Pence, Türkiye’ye ciddi ve kapsamlı yaptırımlar uygulanacağı uyarısında bulundu. Ciddi ve kapsamlı yaptırımlarla ne kastedildiğiyle ilgili Sloat şöyle dedi:
“Beyaz Saray’ın atacağı adımları bekleyip görmemiz gerekiyor. Ancak şu açık: Kongre cephesinde Ulusal Savunma Yetki Yasa Tasarısı ile ilgili adım atması çok güçlü bir ihtimal. Bu tasarıya bir hüküm eklenmiş, tutuklu ABD vatandaşları ve Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 füze savunma sistemi yine Türkiye’nin F-35 konsorsiyumundaki katılımıyla ilişkilendirilmişti, yani F-35’lerin teslimatının engellenmesi imkanı tanınmıştı, görünen o ki nihai oylamaya geçilecek. Bir diğer tasarıyla da Türkiye’nin uluslararası finans kuruluşlarından borç almasına kısıtlama getirilmesi hedefleniyor. Özetle bu ABD’nin Türkiye’ye borç verilmesine destek olmayacağı anlamına gelir. Bu Türkiye’nin uluslararası alanda borçlanmasını kısıtlar. İş ciddileşebilir.”
Amanda Sloat “En ideal olanı her iki tarafın da Twitter üzerinden yürütülen söylem savaşına son vermesi, tansiyonun düşürülmesi için yeniden diplomatik kanalların devreye sokulması. Umalım ki bu gerçekleşsin” dedi.