Kendi sözlerini alt alta dizdik, kumpas açıkça ortaya çıktı.
Bizzat kendi beyanlarında ne demiş bakalım;
1- “Yargıda kumpas dönemi bitti” demişti. Ancak sonraki beyanlarında 15 Temmuz gecesi saat 01:30 da Hakimevinde toplandıklarını (darbe teşebbüsü devam ederken!) gelişmeleri takip ederek ne yapılması gerektiğine karar verdeklerini (darbeyi 2300 hakim-savcıyı yakalayarak önleyeceklerine karar verilmiş) Ankara Başsavcılığının da gözaltı ve yakalama kararı çıkarttığını (askerlerle ilgili değil yargı mensuplarıyla ilgili) henüz reisicumhurun bile kurtarılmadığı(!) bu saatlerde darbeyi kimin yaptığını çözerek gereğini yaptıklarını beyan etmiş.
İlginç olan bunların hepsi bizzat kendi beyanları darbeden ve kimin yaptığından önceden haberdar oldukları açığa çıkıyor. Anlaşılan geçici Başbakan Binali dışında herkesin haberi varmış. Onun haberi olsa tünele sığınmaz Mehmet Yılmaz gibi ortaya çıkıp birileriyle toplantı yapardı.
2- “Listeler 2014’ten itibaren oluşturuldu” demişti. Ancak yine kendi beyanında listenin darbe gecesi Ankara Başsavcılığı tarafından kensilerine sabah saatlerinde gönderildiğini bunun üzerine Dairenin açığa alma işlemi yaptığını beyan etmiş.
Yani demişti bu kanunsuz fişlemeyi biz değil savcılık yaptı ve soruşturma iznini bile beklemeden gözaltı kararı verildi.
3- “İtirafçıları meslekte tutacağız” demişti. Sonra delil bulmakta zorlandıklarını, bu cümleyle sadece “itirafı özendirmek” için dedim diyerek sıyrılmaya çalıştı.
4- “Üçyüz dörtyüz itirafçı” var demişti. Oysa kamuoyuna yansıyan 20 civarı dersaneye gittim cemaatçıyım diyeni de sayarsak sayı 100 civarında bile değil.
5- “Elimizde sağlam deliller var” demişti. Sonraysa bylock en büyük delilimiz diyerek ve itirafçılığa teşvik kampanyası başlatarak ellerinde hiçbir delil olmadığını açığa çıkardı.
6- “Darbe olunca silahlı örgüt olduğu anlaşıldı” dedi ama sonrasında hiçbir hakim-savcının darbeye karışmadığını beyan etmek zorunda kaldı.
7- Sağlam delil dediği bylock en sağlam adamlarında çıkınca şok oldu ancak buna ilişkin henüz bir açıklama yapmadı ancak kamuoyu dört gözle yeni beyanatlarını bekliyor.
Yargının tepe isimlerinden biri bu birbirini tutmayan çelişkileriyle “birini” hatırlatıyor, siz ne dersiniz?
Kendi sözlerini alt alta dizdik, kumpas açıkça ortaya çıktı.
Bizzat kendi beyanlarında ne demiş bakalım;
1- “Yargıda kumpas dönemi bitti” demişti. Ancak sonraki beyanlarında 15 Temmuz gecesi saat 01:30 da Hakimevinde toplandıklarını (darbe teşebbüsü devam ederken!) gelişmeleri takip ederek ne yapılması gerektiğine karar verdeklerini (darbeyi 2300 hakim-savcıyı yakalayarak önleyeceklerine karar verilmiş) Ankara Başsavcılığının da gözaltı ve yakalama kararı çıkarttığını (askerlerle ilgili değil yargı mensuplarıyla ilgili) henüz reisicumhurun bile kurtarılmadığı(!) bu saatlerde darbeyi kimin yaptığını çözerek gereğini yaptıklarını beyan etmiş.
İlginç olan bunların hepsi bizzat kendi beyanları darbeden ve kimin yaptığından önceden haberdar oldukları açığa çıkıyor. Anlaşılan geçici Başbakan Binali dışında herkesin haberi varmış. Onun haberi olsa tünele sığınmaz Mehmet Yılmaz gibi ortaya çıkıp birileriyle toplantı yapardı.
2- “Listeler 2014’ten itibaren oluşturuldu” demişti. Ancak yine kendi beyanında listenin darbe gecesi Ankara Başsavcılığı tarafından kensilerine sabah saatlerinde gönderildiğini bunun üzerine Dairenin açığa alma işlemi yaptığını beyan etmiş.
Yani demişti bu kanunsuz fişlemeyi biz değil savcılık yaptı ve soruşturma iznini bile beklemeden gözaltı kararı verildi.
3- “İtirafçıları meslekte tutacağız” demişti. Sonra delil bulmakta zorlandıklarını, bu cümleyle sadece “itirafı özendirmek” için dedim diyerek sıyrılmaya çalıştı.
4- “Üçyüz dörtyüz itirafçı” var demişti. Oysa kamuoyuna yansıyan 20 civarı dersaneye gittim cemaatçıyım diyeni de sayarsak sayı 100 civarında bile değil.
5- “Elimizde sağlam deliller var” demişti. Sonraysa bylock en büyük delilimiz diyerek ve itirafçılığa teşvik kampanyası başlatarak ellerinde hiçbir delil olmadığını açığa çıkardı.
6- “Darbe olunca silahlı örgüt olduğu anlaşıldı” dedi ama sonrasında hiçbir hakim-savcının darbeye karışmadığını beyan etmek zorunda kaldı.
7- Sağlam delil dediği bylock en sağlam adamlarında çıkınca şok oldu ancak buna ilişkin henüz bir açıklama yapmadı ancak kamuoyu dört gözle yeni beyanatlarını bekliyor.
Yargının tepe isimlerinden biri bu birbirini tutmayan çelişkileriyle “birini” hatırlatıyor, siz ne dersiniz?
Kendi sözlerini alt alta dizdik, kumpas açıkça ortaya çıktı.
Bizzat kendi beyanlarında ne demiş bakalım;
1- “Yargıda kumpas dönemi bitti” demişti. Ancak sonraki beyanlarında 15 Temmuz gecesi saat 01:30 da Hakimevinde toplandıklarını (darbe teşebbüsü devam ederken!) gelişmeleri takip ederek ne yapılması gerektiğine karar verdeklerini (darbeyi 2300 hakim-savcıyı yakalayarak önleyeceklerine karar verilmiş) Ankara Başsavcılığının da gözaltı ve yakalama kararı çıkarttığını (askerlerle ilgili değil yargı mensuplarıyla ilgili) henüz reisicumhurun bile kurtarılmadığı(!) bu saatlerde darbeyi kimin yaptığını çözerek gereğini yaptıklarını beyan etmiş.
İlginç olan bunların hepsi bizzat kendi beyanları darbeden ve kimin yaptığından önceden haberdar oldukları açığa çıkıyor. Anlaşılan geçici Başbakan Binali dışında herkesin haberi varmış. Onun haberi olsa tünele sığınmaz Mehmet Yılmaz gibi ortaya çıkıp birileriyle toplantı yapardı.
2- “Listeler 2014’ten itibaren oluşturuldu” demişti. Ancak yine kendi beyanında listenin darbe gecesi Ankara Başsavcılığı tarafından kensilerine sabah saatlerinde gönderildiğini bunun üzerine Dairenin açığa alma işlemi yaptığını beyan etmiş.
Yani demişti bu kanunsuz fişlemeyi biz değil savcılık yaptı ve soruşturma iznini bile beklemeden gözaltı kararı verildi.
3- “İtirafçıları meslekte tutacağız” demişti. Sonra delil bulmakta zorlandıklarını, bu cümleyle sadece “itirafı özendirmek” için dedim diyerek sıyrılmaya çalıştı.
4- “Üçyüz dörtyüz itirafçı” var demişti. Oysa kamuoyuna yansıyan 20 civarı dersaneye gittim cemaatçıyım diyeni de sayarsak sayı 100 civarında bile değil.
5- “Elimizde sağlam deliller var” demişti. Sonraysa bylock en büyük delilimiz diyerek ve itirafçılığa teşvik kampanyası başlatarak ellerinde hiçbir delil olmadığını açığa çıkardı.
6- “Darbe olunca silahlı örgüt olduğu anlaşıldı” dedi ama sonrasında hiçbir hakim-savcının darbeye karışmadığını beyan etmek zorunda kaldı.
7- Sağlam delil dediği bylock en sağlam adamlarında çıkınca şok oldu ancak buna ilişkin henüz bir açıklama yapmadı ancak kamuoyu dört gözle yeni beyanatlarını bekliyor.
Yargının tepe isimlerinden biri bu birbirini tutmayan çelişkileriyle “birini” hatırlatıyor, siz ne dersiniz?
Kendi sözlerini alt alta dizdik, kumpas açıkça ortaya çıktı.
Bizzat kendi beyanlarında ne demiş bakalım;
1- “Yargıda kumpas dönemi bitti” demişti. Ancak sonraki beyanlarında 15 Temmuz gecesi saat 01:30 da Hakimevinde toplandıklarını (darbe teşebbüsü devam ederken!) gelişmeleri takip ederek ne yapılması gerektiğine karar verdeklerini (darbeyi 2300 hakim-savcıyı yakalayarak önleyeceklerine karar verilmiş) Ankara Başsavcılığının da gözaltı ve yakalama kararı çıkarttığını (askerlerle ilgili değil yargı mensuplarıyla ilgili) henüz reisicumhurun bile kurtarılmadığı(!) bu saatlerde darbeyi kimin yaptığını çözerek gereğini yaptıklarını beyan etmiş.
İlginç olan bunların hepsi bizzat kendi beyanları darbeden ve kimin yaptığından önceden haberdar oldukları açığa çıkıyor. Anlaşılan geçici Başbakan Binali dışında herkesin haberi varmış. Onun haberi olsa tünele sığınmaz Mehmet Yılmaz gibi ortaya çıkıp birileriyle toplantı yapardı.
2- “Listeler 2014’ten itibaren oluşturuldu” demişti. Ancak yine kendi beyanında listenin darbe gecesi Ankara Başsavcılığı tarafından kensilerine sabah saatlerinde gönderildiğini bunun üzerine Dairenin açığa alma işlemi yaptığını beyan etmiş.
Yani demişti bu kanunsuz fişlemeyi biz değil savcılık yaptı ve soruşturma iznini bile beklemeden gözaltı kararı verildi.
3- “İtirafçıları meslekte tutacağız” demişti. Sonra delil bulmakta zorlandıklarını, bu cümleyle sadece “itirafı özendirmek” için dedim diyerek sıyrılmaya çalıştı.
4- “Üçyüz dörtyüz itirafçı” var demişti. Oysa kamuoyuna yansıyan 20 civarı dersaneye gittim cemaatçıyım diyeni de sayarsak sayı 100 civarında bile değil.
5- “Elimizde sağlam deliller var” demişti. Sonraysa bylock en büyük delilimiz diyerek ve itirafçılığa teşvik kampanyası başlatarak ellerinde hiçbir delil olmadığını açığa çıkardı.
6- “Darbe olunca silahlı örgüt olduğu anlaşıldı” dedi ama sonrasında hiçbir hakim-savcının darbeye karışmadığını beyan etmek zorunda kaldı.
7- Sağlam delil dediği bylock en sağlam adamlarında çıkınca şok oldu ancak buna ilişkin henüz bir açıklama yapmadı ancak kamuoyu dört gözle yeni beyanatlarını bekliyor.
Yargının tepe isimlerinden biri bu birbirini tutmayan çelişkileriyle “birini” hatırlatıyor, siz ne dersiniz?