Hayrettin Karaman’ın “kitle imha silahı yapmalıyız” fetvası El Kaide liderine ait. Peki İslam alimleri ne diyor?
Hayrettin Karaman bugün, Türkiye’nin nükleer silah ve kitle imha silahlarına zaman kaybetmeden sahip olması gerektiği yönünde fetva verdi. Dünya üzerindeki uluslararası kurumların reddettiği gibi Müslüman âlimler de kitle imha silahlarının kullanılmasının caiz olmadığı konusunda konsensüse varmış durumda. İslam dünyasında El Kaide ve etkilediği gruplar dışında bu tür silahların kullanılmasını caiz gören kimse bulunmuyor.
EL KAİDE’NİN FETVASI
2008 yılında yayınladığı kitapta konuyu speküle eden ve taraftarlar bulmaya çalışan El Kaide terör örgütü lideri Ez-Zevahiri, kitle imha silahı veya nükleer silahların vahşice kullanılmasını “İslam’ın korunması” amacına bağlayarak bir fetva verdi. “Burada amaç yıkım değil kendimizi korumak” diyerek binlerce, on binlerce masumun ölümüne yol açan canavar silahları masum gösteren El Kaide lideri Ez- Zevahiri, bu görüşüne de İslam’ı kalkan yaptı. Bunu yaparken de Enfal Suresi 60. ayetteki “Onlara karşı kuvvetiniz (gücünüz) ne kadar yeterse ve bağlanan (savaş için beslenen) atlardan (hazırlayın)!” emrini çarpıttı.
Bu satırlar, tıpkı 11 Eylül 2006 saldırısı öncesi bu vahşetin fetvasını veren o günün El Kaide lideri Usame bin Ladin gibi Eymen Ez Zevahiri’nin de özellikle ABD’de kitle imha silahlarıyla saldırı düzenlenebileceği fetvası olarak yorumlandı.
1998 Afganistan… Usame bin Ladin (sağda) ve Eymen El Zevahiri (solda) konferans verirken…
İSLAM ÂLİMLERİ: KİTLE İMHA SİLAHLARI HARAMDIR
Terör örgütü lideri tarafından bu fetvanın yayınlanması Batı’da olduğu gibi İslam dünyasında da büyük tartışmalara yol açtı. Müslüman âlimlerin tamamına yakını böyle bir fetvanın geçerli olmadığını, bunun İslam’ın anlayışına uymadığını açıkladı.
Örneğin eski Mısır müftüsü Ali Cuma, ayrıntılı bir “Anti-nükleer” fetvası yayınlayarak, El Kaide’nin kitabında sunduğu ve güya İslam’a referans gösterdiği toplu katliam iznini kesin bir dille reddetti. Nükleer silahların normal silahlardan farklı olduğunu, kullanıldığında oluşturduğu etki ve verdiği zarar nedeniyle haram olduğunu söyledi.
“İSLAM SAVAŞTA BİLE CEVAZ VERMEZ”
Pakistanlı Alim Dr. Tahirul Kadri de El Kaide’nin çarpıtılmış fetvasına karşı fetva yayınlayanlardan. Kadri, İslam’ın kendisini ya da bir başka yeri patlatarak yapılan terör saldırılarını reddettiğini, masum bir sivilin öldürüldüğü her türlü saldırının terör olduğunu, barbarca araç-gereçlerle gerçekleştirilen saldırıların, kitle imha silahlarının İslam’da yerinin olmadığını net bir şekilde açıkladı. Savaş durumunda bile İslam’ın rastgele insan öldürmeye cevaz vermediğini hatırlattı.
“KİM BİR MASUMU ÖLDÜRÜRSE”
Anti-nükleer ve Anti-kitle imha silahı fetvaları yayınlayan âlimler, açıklamalarını Kur’an’dan ayetleri nazara vererek yaptı. Örneğin Ali İmran Suresi’ndeki “Sizinle savaşanlarla Allah için savaşın ama sakın sınırı aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez” ayeti… Peygamber Efendimiz’in hadislerinden de hatırlatmalar yapan âlimler, “Savaş halinde bile bir Müslüman’ın karşı karşıya gelmesine rağmen kadınları, yaşlıları, çocukları, din adamlarını” öldüremeyeceğini kesin bir dille ifade ettiler.
2003’te El Ezher Şeyhi Yusuf el Karadavi, Maide Suresini hatırlatarak “Kim haksız yere bir masumun canına kıyarsa bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Kim bir masumun canını kurtarışa o da bütün insanlığı kurtarmış gibidir” ayetinin açıklamasını yaptı ve El Kaide zihniyetini temelden reddetti. Oysa kitle imha silahları kadın, yaşlı, çocuk demeden toplu ölümlere neden oluyor.
2005’te Ürdün’ün başkenti Amman’da toplanan 170 İslam âlimi de terörizm karşıtı fetvaya imza atarak, bu tür yöntemleri kınadı.
Şİİ ÂLİMLER DE RAHATSIZ
19 Şubat 2014’te İran’ın nükleer çalışmalarının konuşulduğu İran İran Atom Enerjisi Enstitüsünde gerçekleştirilen “Nükleer Enerji Hukuku Konferansı”na bir mesaj gönderen Ayetullah Cevad Amuli, huzur ve barışa dayalı ideal bir ülke tahsis etmenin yolu öldürmek veya öldürtmek değil İslam Peygamberinin izlediği metot olan insanlar arasında adaletli bir şekilde hükmetmektir dedi. Amuli, “Kitlesel İmha Silahı İlahi Emirlere Aykırıdır” fetvası verdi.
2016 Ağustos’unda Roma’da bir araya gelen Şii alimler ve Amerikalı Katolik rahipler, ortak mücadele etme kararı aldıkları kimyasal ve kitle imha silahları, terörizm ve dini aşırılığa karşı bildiri yayınladı.
Yine 2016’da Vatikan’da bir araya gelen El Ezher Şeyhi Ahmet El Tayyib ve Papa Francis, terörizmle beraber kitlesel imha silahlarına karşı ortak mücadele kararını açıkladı.
SİYASAL İSLAMCILAR USAME BİN LADİN’DEN YANA!
İslam dünyasının çoğunluğu konuya bu kadar net tepki verirken, Türkiye’dekiler de dahil olmak üzere Müslüman ülkelerdeki siyasal İslamcıların çoğunluğu keskin bir şekilde ayrıştı. 11 Eylül saldırısını net şekilde kınayan ulemaya karşı İslamcılar, ABD’nin Müslüman ülkeleri işgal etmesini, Guantanamo’da insanlık dışı cezaevi kurmasını gerekçe göstererek “Aferin Usame bin Ladin’e, ABD’ye gününü gösterdi” sığ yaklaşımını sahiplendi.
İNTİHAR EYLEMLERİNE DE “CAİZ” DEDİLER
Benzer şekilde, siyasal İslamcıların kaynaklarından biri olan İbni Teymiye’nin intihar bombacılarına cevaz veren İslam dışı görüşünü de benimseyen bu gruplar, aslında radikal grupların terör eylemlerine İslami kılıf bulma çabası sergiliyor. Şayet bir terör örgütü kendilerini sevmediği bir gruba, ülkeye, ülke insanına sivilleriyle beraber saldırı düzenlerse, bunu desteklemekte ya da en azından sessiz kalmakta bir beis görmüyorlar.
HAYREDDİN KARAMAN: ALLAH NE VERDİYSE
Türkiye’deki siyasal İslamcı AKP, 11 Eylül saldırıları sonrası Usame bin Ladin’e açık destek verirken, günümüz şartlarında da Avrupa, ABD ya da Rusya’yı terör saldırıları, intihar bombacıları ile tehdit etmeyi sürdürüyor. Bu İbni Teymiyeyle başlayan geleneği sürdüren AKP’nin aynı zamanda hem dini hem siyasi görüşü olmuş durumda. Nitekim Erdoğan’ın baş fetvacısı Hayrettin Karaman, bugünkü gazete yazısında kitlesel imha silahlarına sahip olarak bunu kullanmaya cevaz verdi.
KARAMAN, ZEVAHİRİ’NİN YOLUNDA
Daha önce de konuyla ilgili Sorularlaislamiyet.com adlı sitede “Bir devletin, savunma amaçlı olarak, nükleer silah edinmesi caiz midir?” sorusunu cevaplayan Karaman, mezhebinin ne kadar “geniş ve El Kaide’ye ne kadar yakın” olduğunu gösterdi. Tıpkı el Kaide lideri Zevahiri gibi Enfal Suresinin 60. ayetini öne çıkaran Hayrettin Karaman, “Onlara karşı kuvvetiniz (gücünüz) ne kadar yeterse ve bağlanan (savaş için beslenen) atlardan (hazırlayın)!” emrini “Allah ne verdiyse” şeklinde yorumlayarak skandala imza attı.
İslam’ın bir masum canı kıymaya cevaz vermeyen anlayışını bir kenara bırakarak, binlerce masumun canına kıyacak kitlesel imha silahlarına kendince fetva vermiş oldu. Böylece AKP’nin kadrolu “din görevlisi” Hayrettin Karaman, iktidar için İslam’ı eğip bükmenin, Saray’ın çıkarlarına hizmet etmek için dini kullanmanın en bayağı yollarından birine daha tevessül etmiş oldu.
Aktif Haber
Hayrettin Karaman’ın “kitle imha silahı yapmalıyız” fetvası El Kaide liderine ait. Peki İslam alimleri ne diyor?
Hayrettin Karaman bugün, Türkiye’nin nükleer silah ve kitle imha silahlarına zaman kaybetmeden sahip olması gerektiği yönünde fetva verdi. Dünya üzerindeki uluslararası kurumların reddettiği gibi Müslüman âlimler de kitle imha silahlarının kullanılmasının caiz olmadığı konusunda konsensüse varmış durumda. İslam dünyasında El Kaide ve etkilediği gruplar dışında bu tür silahların kullanılmasını caiz gören kimse bulunmuyor.
EL KAİDE’NİN FETVASI
2008 yılında yayınladığı kitapta konuyu speküle eden ve taraftarlar bulmaya çalışan El Kaide terör örgütü lideri Ez-Zevahiri, kitle imha silahı veya nükleer silahların vahşice kullanılmasını “İslam’ın korunması” amacına bağlayarak bir fetva verdi. “Burada amaç yıkım değil kendimizi korumak” diyerek binlerce, on binlerce masumun ölümüne yol açan canavar silahları masum gösteren El Kaide lideri Ez- Zevahiri, bu görüşüne de İslam’ı kalkan yaptı. Bunu yaparken de Enfal Suresi 60. ayetteki “Onlara karşı kuvvetiniz (gücünüz) ne kadar yeterse ve bağlanan (savaş için beslenen) atlardan (hazırlayın)!” emrini çarpıttı.
Bu satırlar, tıpkı 11 Eylül 2006 saldırısı öncesi bu vahşetin fetvasını veren o günün El Kaide lideri Usame bin Ladin gibi Eymen Ez Zevahiri’nin de özellikle ABD’de kitle imha silahlarıyla saldırı düzenlenebileceği fetvası olarak yorumlandı.
1998 Afganistan… Usame bin Ladin (sağda) ve Eymen El Zevahiri (solda) konferans verirken…
İSLAM ÂLİMLERİ: KİTLE İMHA SİLAHLARI HARAMDIR
Terör örgütü lideri tarafından bu fetvanın yayınlanması Batı’da olduğu gibi İslam dünyasında da büyük tartışmalara yol açtı. Müslüman âlimlerin tamamına yakını böyle bir fetvanın geçerli olmadığını, bunun İslam’ın anlayışına uymadığını açıkladı.
Örneğin eski Mısır müftüsü Ali Cuma, ayrıntılı bir “Anti-nükleer” fetvası yayınlayarak, El Kaide’nin kitabında sunduğu ve güya İslam’a referans gösterdiği toplu katliam iznini kesin bir dille reddetti. Nükleer silahların normal silahlardan farklı olduğunu, kullanıldığında oluşturduğu etki ve verdiği zarar nedeniyle haram olduğunu söyledi.
“İSLAM SAVAŞTA BİLE CEVAZ VERMEZ”
Pakistanlı Alim Dr. Tahirul Kadri de El Kaide’nin çarpıtılmış fetvasına karşı fetva yayınlayanlardan. Kadri, İslam’ın kendisini ya da bir başka yeri patlatarak yapılan terör saldırılarını reddettiğini, masum bir sivilin öldürüldüğü her türlü saldırının terör olduğunu, barbarca araç-gereçlerle gerçekleştirilen saldırıların, kitle imha silahlarının İslam’da yerinin olmadığını net bir şekilde açıkladı. Savaş durumunda bile İslam’ın rastgele insan öldürmeye cevaz vermediğini hatırlattı.
“KİM BİR MASUMU ÖLDÜRÜRSE”
Anti-nükleer ve Anti-kitle imha silahı fetvaları yayınlayan âlimler, açıklamalarını Kur’an’dan ayetleri nazara vererek yaptı. Örneğin Ali İmran Suresi’ndeki “Sizinle savaşanlarla Allah için savaşın ama sakın sınırı aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez” ayeti… Peygamber Efendimiz’in hadislerinden de hatırlatmalar yapan âlimler, “Savaş halinde bile bir Müslüman’ın karşı karşıya gelmesine rağmen kadınları, yaşlıları, çocukları, din adamlarını” öldüremeyeceğini kesin bir dille ifade ettiler.
2003’te El Ezher Şeyhi Yusuf el Karadavi, Maide Suresini hatırlatarak “Kim haksız yere bir masumun canına kıyarsa bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Kim bir masumun canını kurtarışa o da bütün insanlığı kurtarmış gibidir” ayetinin açıklamasını yaptı ve El Kaide zihniyetini temelden reddetti. Oysa kitle imha silahları kadın, yaşlı, çocuk demeden toplu ölümlere neden oluyor.
2005’te Ürdün’ün başkenti Amman’da toplanan 170 İslam âlimi de terörizm karşıtı fetvaya imza atarak, bu tür yöntemleri kınadı.
Şİİ ÂLİMLER DE RAHATSIZ
19 Şubat 2014’te İran’ın nükleer çalışmalarının konuşulduğu İran İran Atom Enerjisi Enstitüsünde gerçekleştirilen “Nükleer Enerji Hukuku Konferansı”na bir mesaj gönderen Ayetullah Cevad Amuli, huzur ve barışa dayalı ideal bir ülke tahsis etmenin yolu öldürmek veya öldürtmek değil İslam Peygamberinin izlediği metot olan insanlar arasında adaletli bir şekilde hükmetmektir dedi. Amuli, “Kitlesel İmha Silahı İlahi Emirlere Aykırıdır” fetvası verdi.
2016 Ağustos’unda Roma’da bir araya gelen Şii alimler ve Amerikalı Katolik rahipler, ortak mücadele etme kararı aldıkları kimyasal ve kitle imha silahları, terörizm ve dini aşırılığa karşı bildiri yayınladı.
Yine 2016’da Vatikan’da bir araya gelen El Ezher Şeyhi Ahmet El Tayyib ve Papa Francis, terörizmle beraber kitlesel imha silahlarına karşı ortak mücadele kararını açıkladı.
SİYASAL İSLAMCILAR USAME BİN LADİN’DEN YANA!
İslam dünyasının çoğunluğu konuya bu kadar net tepki verirken, Türkiye’dekiler de dahil olmak üzere Müslüman ülkelerdeki siyasal İslamcıların çoğunluğu keskin bir şekilde ayrıştı. 11 Eylül saldırısını net şekilde kınayan ulemaya karşı İslamcılar, ABD’nin Müslüman ülkeleri işgal etmesini, Guantanamo’da insanlık dışı cezaevi kurmasını gerekçe göstererek “Aferin Usame bin Ladin’e, ABD’ye gününü gösterdi” sığ yaklaşımını sahiplendi.
İNTİHAR EYLEMLERİNE DE “CAİZ” DEDİLER
Benzer şekilde, siyasal İslamcıların kaynaklarından biri olan İbni Teymiye’nin intihar bombacılarına cevaz veren İslam dışı görüşünü de benimseyen bu gruplar, aslında radikal grupların terör eylemlerine İslami kılıf bulma çabası sergiliyor. Şayet bir terör örgütü kendilerini sevmediği bir gruba, ülkeye, ülke insanına sivilleriyle beraber saldırı düzenlerse, bunu desteklemekte ya da en azından sessiz kalmakta bir beis görmüyorlar.
HAYREDDİN KARAMAN: ALLAH NE VERDİYSE
Türkiye’deki siyasal İslamcı AKP, 11 Eylül saldırıları sonrası Usame bin Ladin’e açık destek verirken, günümüz şartlarında da Avrupa, ABD ya da Rusya’yı terör saldırıları, intihar bombacıları ile tehdit etmeyi sürdürüyor. Bu İbni Teymiyeyle başlayan geleneği sürdüren AKP’nin aynı zamanda hem dini hem siyasi görüşü olmuş durumda. Nitekim Erdoğan’ın baş fetvacısı Hayrettin Karaman, bugünkü gazete yazısında kitlesel imha silahlarına sahip olarak bunu kullanmaya cevaz verdi.
KARAMAN, ZEVAHİRİ’NİN YOLUNDA
Daha önce de konuyla ilgili Sorularlaislamiyet.com adlı sitede “Bir devletin, savunma amaçlı olarak, nükleer silah edinmesi caiz midir?” sorusunu cevaplayan Karaman, mezhebinin ne kadar “geniş ve El Kaide’ye ne kadar yakın” olduğunu gösterdi. Tıpkı el Kaide lideri Zevahiri gibi Enfal Suresinin 60. ayetini öne çıkaran Hayrettin Karaman, “Onlara karşı kuvvetiniz (gücünüz) ne kadar yeterse ve bağlanan (savaş için beslenen) atlardan (hazırlayın)!” emrini “Allah ne verdiyse” şeklinde yorumlayarak skandala imza attı.
İslam’ın bir masum canı kıymaya cevaz vermeyen anlayışını bir kenara bırakarak, binlerce masumun canına kıyacak kitlesel imha silahlarına kendince fetva vermiş oldu. Böylece AKP’nin kadrolu “din görevlisi” Hayrettin Karaman, iktidar için İslam’ı eğip bükmenin, Saray’ın çıkarlarına hizmet etmek için dini kullanmanın en bayağı yollarından birine daha tevessül etmiş oldu.
Aktif Haber
Hayrettin Karaman’ın “kitle imha silahı yapmalıyız” fetvası El Kaide liderine ait. Peki İslam alimleri ne diyor?
Hayrettin Karaman bugün, Türkiye’nin nükleer silah ve kitle imha silahlarına zaman kaybetmeden sahip olması gerektiği yönünde fetva verdi. Dünya üzerindeki uluslararası kurumların reddettiği gibi Müslüman âlimler de kitle imha silahlarının kullanılmasının caiz olmadığı konusunda konsensüse varmış durumda. İslam dünyasında El Kaide ve etkilediği gruplar dışında bu tür silahların kullanılmasını caiz gören kimse bulunmuyor.
EL KAİDE’NİN FETVASI
2008 yılında yayınladığı kitapta konuyu speküle eden ve taraftarlar bulmaya çalışan El Kaide terör örgütü lideri Ez-Zevahiri, kitle imha silahı veya nükleer silahların vahşice kullanılmasını “İslam’ın korunması” amacına bağlayarak bir fetva verdi. “Burada amaç yıkım değil kendimizi korumak” diyerek binlerce, on binlerce masumun ölümüne yol açan canavar silahları masum gösteren El Kaide lideri Ez- Zevahiri, bu görüşüne de İslam’ı kalkan yaptı. Bunu yaparken de Enfal Suresi 60. ayetteki “Onlara karşı kuvvetiniz (gücünüz) ne kadar yeterse ve bağlanan (savaş için beslenen) atlardan (hazırlayın)!” emrini çarpıttı.
Bu satırlar, tıpkı 11 Eylül 2006 saldırısı öncesi bu vahşetin fetvasını veren o günün El Kaide lideri Usame bin Ladin gibi Eymen Ez Zevahiri’nin de özellikle ABD’de kitle imha silahlarıyla saldırı düzenlenebileceği fetvası olarak yorumlandı.
1998 Afganistan… Usame bin Ladin (sağda) ve Eymen El Zevahiri (solda) konferans verirken…
İSLAM ÂLİMLERİ: KİTLE İMHA SİLAHLARI HARAMDIR
Terör örgütü lideri tarafından bu fetvanın yayınlanması Batı’da olduğu gibi İslam dünyasında da büyük tartışmalara yol açtı. Müslüman âlimlerin tamamına yakını böyle bir fetvanın geçerli olmadığını, bunun İslam’ın anlayışına uymadığını açıkladı.
Örneğin eski Mısır müftüsü Ali Cuma, ayrıntılı bir “Anti-nükleer” fetvası yayınlayarak, El Kaide’nin kitabında sunduğu ve güya İslam’a referans gösterdiği toplu katliam iznini kesin bir dille reddetti. Nükleer silahların normal silahlardan farklı olduğunu, kullanıldığında oluşturduğu etki ve verdiği zarar nedeniyle haram olduğunu söyledi.
“İSLAM SAVAŞTA BİLE CEVAZ VERMEZ”
Pakistanlı Alim Dr. Tahirul Kadri de El Kaide’nin çarpıtılmış fetvasına karşı fetva yayınlayanlardan. Kadri, İslam’ın kendisini ya da bir başka yeri patlatarak yapılan terör saldırılarını reddettiğini, masum bir sivilin öldürüldüğü her türlü saldırının terör olduğunu, barbarca araç-gereçlerle gerçekleştirilen saldırıların, kitle imha silahlarının İslam’da yerinin olmadığını net bir şekilde açıkladı. Savaş durumunda bile İslam’ın rastgele insan öldürmeye cevaz vermediğini hatırlattı.
“KİM BİR MASUMU ÖLDÜRÜRSE”
Anti-nükleer ve Anti-kitle imha silahı fetvaları yayınlayan âlimler, açıklamalarını Kur’an’dan ayetleri nazara vererek yaptı. Örneğin Ali İmran Suresi’ndeki “Sizinle savaşanlarla Allah için savaşın ama sakın sınırı aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez” ayeti… Peygamber Efendimiz’in hadislerinden de hatırlatmalar yapan âlimler, “Savaş halinde bile bir Müslüman’ın karşı karşıya gelmesine rağmen kadınları, yaşlıları, çocukları, din adamlarını” öldüremeyeceğini kesin bir dille ifade ettiler.
2003’te El Ezher Şeyhi Yusuf el Karadavi, Maide Suresini hatırlatarak “Kim haksız yere bir masumun canına kıyarsa bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Kim bir masumun canını kurtarışa o da bütün insanlığı kurtarmış gibidir” ayetinin açıklamasını yaptı ve El Kaide zihniyetini temelden reddetti. Oysa kitle imha silahları kadın, yaşlı, çocuk demeden toplu ölümlere neden oluyor.
2005’te Ürdün’ün başkenti Amman’da toplanan 170 İslam âlimi de terörizm karşıtı fetvaya imza atarak, bu tür yöntemleri kınadı.
Şİİ ÂLİMLER DE RAHATSIZ
19 Şubat 2014’te İran’ın nükleer çalışmalarının konuşulduğu İran İran Atom Enerjisi Enstitüsünde gerçekleştirilen “Nükleer Enerji Hukuku Konferansı”na bir mesaj gönderen Ayetullah Cevad Amuli, huzur ve barışa dayalı ideal bir ülke tahsis etmenin yolu öldürmek veya öldürtmek değil İslam Peygamberinin izlediği metot olan insanlar arasında adaletli bir şekilde hükmetmektir dedi. Amuli, “Kitlesel İmha Silahı İlahi Emirlere Aykırıdır” fetvası verdi.
2016 Ağustos’unda Roma’da bir araya gelen Şii alimler ve Amerikalı Katolik rahipler, ortak mücadele etme kararı aldıkları kimyasal ve kitle imha silahları, terörizm ve dini aşırılığa karşı bildiri yayınladı.
Yine 2016’da Vatikan’da bir araya gelen El Ezher Şeyhi Ahmet El Tayyib ve Papa Francis, terörizmle beraber kitlesel imha silahlarına karşı ortak mücadele kararını açıkladı.
SİYASAL İSLAMCILAR USAME BİN LADİN’DEN YANA!
İslam dünyasının çoğunluğu konuya bu kadar net tepki verirken, Türkiye’dekiler de dahil olmak üzere Müslüman ülkelerdeki siyasal İslamcıların çoğunluğu keskin bir şekilde ayrıştı. 11 Eylül saldırısını net şekilde kınayan ulemaya karşı İslamcılar, ABD’nin Müslüman ülkeleri işgal etmesini, Guantanamo’da insanlık dışı cezaevi kurmasını gerekçe göstererek “Aferin Usame bin Ladin’e, ABD’ye gününü gösterdi” sığ yaklaşımını sahiplendi.
İNTİHAR EYLEMLERİNE DE “CAİZ” DEDİLER
Benzer şekilde, siyasal İslamcıların kaynaklarından biri olan İbni Teymiye’nin intihar bombacılarına cevaz veren İslam dışı görüşünü de benimseyen bu gruplar, aslında radikal grupların terör eylemlerine İslami kılıf bulma çabası sergiliyor. Şayet bir terör örgütü kendilerini sevmediği bir gruba, ülkeye, ülke insanına sivilleriyle beraber saldırı düzenlerse, bunu desteklemekte ya da en azından sessiz kalmakta bir beis görmüyorlar.
HAYREDDİN KARAMAN: ALLAH NE VERDİYSE
Türkiye’deki siyasal İslamcı AKP, 11 Eylül saldırıları sonrası Usame bin Ladin’e açık destek verirken, günümüz şartlarında da Avrupa, ABD ya da Rusya’yı terör saldırıları, intihar bombacıları ile tehdit etmeyi sürdürüyor. Bu İbni Teymiyeyle başlayan geleneği sürdüren AKP’nin aynı zamanda hem dini hem siyasi görüşü olmuş durumda. Nitekim Erdoğan’ın baş fetvacısı Hayrettin Karaman, bugünkü gazete yazısında kitlesel imha silahlarına sahip olarak bunu kullanmaya cevaz verdi.
KARAMAN, ZEVAHİRİ’NİN YOLUNDA
Daha önce de konuyla ilgili Sorularlaislamiyet.com adlı sitede “Bir devletin, savunma amaçlı olarak, nükleer silah edinmesi caiz midir?” sorusunu cevaplayan Karaman, mezhebinin ne kadar “geniş ve El Kaide’ye ne kadar yakın” olduğunu gösterdi. Tıpkı el Kaide lideri Zevahiri gibi Enfal Suresinin 60. ayetini öne çıkaran Hayrettin Karaman, “Onlara karşı kuvvetiniz (gücünüz) ne kadar yeterse ve bağlanan (savaş için beslenen) atlardan (hazırlayın)!” emrini “Allah ne verdiyse” şeklinde yorumlayarak skandala imza attı.
İslam’ın bir masum canı kıymaya cevaz vermeyen anlayışını bir kenara bırakarak, binlerce masumun canına kıyacak kitlesel imha silahlarına kendince fetva vermiş oldu. Böylece AKP’nin kadrolu “din görevlisi” Hayrettin Karaman, iktidar için İslam’ı eğip bükmenin, Saray’ın çıkarlarına hizmet etmek için dini kullanmanın en bayağı yollarından birine daha tevessül etmiş oldu.
Aktif Haber
Hayrettin Karaman’ın “kitle imha silahı yapmalıyız” fetvası El Kaide liderine ait. Peki İslam alimleri ne diyor?
Hayrettin Karaman bugün, Türkiye’nin nükleer silah ve kitle imha silahlarına zaman kaybetmeden sahip olması gerektiği yönünde fetva verdi. Dünya üzerindeki uluslararası kurumların reddettiği gibi Müslüman âlimler de kitle imha silahlarının kullanılmasının caiz olmadığı konusunda konsensüse varmış durumda. İslam dünyasında El Kaide ve etkilediği gruplar dışında bu tür silahların kullanılmasını caiz gören kimse bulunmuyor.
EL KAİDE’NİN FETVASI
2008 yılında yayınladığı kitapta konuyu speküle eden ve taraftarlar bulmaya çalışan El Kaide terör örgütü lideri Ez-Zevahiri, kitle imha silahı veya nükleer silahların vahşice kullanılmasını “İslam’ın korunması” amacına bağlayarak bir fetva verdi. “Burada amaç yıkım değil kendimizi korumak” diyerek binlerce, on binlerce masumun ölümüne yol açan canavar silahları masum gösteren El Kaide lideri Ez- Zevahiri, bu görüşüne de İslam’ı kalkan yaptı. Bunu yaparken de Enfal Suresi 60. ayetteki “Onlara karşı kuvvetiniz (gücünüz) ne kadar yeterse ve bağlanan (savaş için beslenen) atlardan (hazırlayın)!” emrini çarpıttı.
Bu satırlar, tıpkı 11 Eylül 2006 saldırısı öncesi bu vahşetin fetvasını veren o günün El Kaide lideri Usame bin Ladin gibi Eymen Ez Zevahiri’nin de özellikle ABD’de kitle imha silahlarıyla saldırı düzenlenebileceği fetvası olarak yorumlandı.
1998 Afganistan… Usame bin Ladin (sağda) ve Eymen El Zevahiri (solda) konferans verirken…
İSLAM ÂLİMLERİ: KİTLE İMHA SİLAHLARI HARAMDIR
Terör örgütü lideri tarafından bu fetvanın yayınlanması Batı’da olduğu gibi İslam dünyasında da büyük tartışmalara yol açtı. Müslüman âlimlerin tamamına yakını böyle bir fetvanın geçerli olmadığını, bunun İslam’ın anlayışına uymadığını açıkladı.
Örneğin eski Mısır müftüsü Ali Cuma, ayrıntılı bir “Anti-nükleer” fetvası yayınlayarak, El Kaide’nin kitabında sunduğu ve güya İslam’a referans gösterdiği toplu katliam iznini kesin bir dille reddetti. Nükleer silahların normal silahlardan farklı olduğunu, kullanıldığında oluşturduğu etki ve verdiği zarar nedeniyle haram olduğunu söyledi.
“İSLAM SAVAŞTA BİLE CEVAZ VERMEZ”
Pakistanlı Alim Dr. Tahirul Kadri de El Kaide’nin çarpıtılmış fetvasına karşı fetva yayınlayanlardan. Kadri, İslam’ın kendisini ya da bir başka yeri patlatarak yapılan terör saldırılarını reddettiğini, masum bir sivilin öldürüldüğü her türlü saldırının terör olduğunu, barbarca araç-gereçlerle gerçekleştirilen saldırıların, kitle imha silahlarının İslam’da yerinin olmadığını net bir şekilde açıkladı. Savaş durumunda bile İslam’ın rastgele insan öldürmeye cevaz vermediğini hatırlattı.
“KİM BİR MASUMU ÖLDÜRÜRSE”
Anti-nükleer ve Anti-kitle imha silahı fetvaları yayınlayan âlimler, açıklamalarını Kur’an’dan ayetleri nazara vererek yaptı. Örneğin Ali İmran Suresi’ndeki “Sizinle savaşanlarla Allah için savaşın ama sakın sınırı aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez” ayeti… Peygamber Efendimiz’in hadislerinden de hatırlatmalar yapan âlimler, “Savaş halinde bile bir Müslüman’ın karşı karşıya gelmesine rağmen kadınları, yaşlıları, çocukları, din adamlarını” öldüremeyeceğini kesin bir dille ifade ettiler.
2003’te El Ezher Şeyhi Yusuf el Karadavi, Maide Suresini hatırlatarak “Kim haksız yere bir masumun canına kıyarsa bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Kim bir masumun canını kurtarışa o da bütün insanlığı kurtarmış gibidir” ayetinin açıklamasını yaptı ve El Kaide zihniyetini temelden reddetti. Oysa kitle imha silahları kadın, yaşlı, çocuk demeden toplu ölümlere neden oluyor.
2005’te Ürdün’ün başkenti Amman’da toplanan 170 İslam âlimi de terörizm karşıtı fetvaya imza atarak, bu tür yöntemleri kınadı.
Şİİ ÂLİMLER DE RAHATSIZ
19 Şubat 2014’te İran’ın nükleer çalışmalarının konuşulduğu İran İran Atom Enerjisi Enstitüsünde gerçekleştirilen “Nükleer Enerji Hukuku Konferansı”na bir mesaj gönderen Ayetullah Cevad Amuli, huzur ve barışa dayalı ideal bir ülke tahsis etmenin yolu öldürmek veya öldürtmek değil İslam Peygamberinin izlediği metot olan insanlar arasında adaletli bir şekilde hükmetmektir dedi. Amuli, “Kitlesel İmha Silahı İlahi Emirlere Aykırıdır” fetvası verdi.
2016 Ağustos’unda Roma’da bir araya gelen Şii alimler ve Amerikalı Katolik rahipler, ortak mücadele etme kararı aldıkları kimyasal ve kitle imha silahları, terörizm ve dini aşırılığa karşı bildiri yayınladı.
Yine 2016’da Vatikan’da bir araya gelen El Ezher Şeyhi Ahmet El Tayyib ve Papa Francis, terörizmle beraber kitlesel imha silahlarına karşı ortak mücadele kararını açıkladı.
SİYASAL İSLAMCILAR USAME BİN LADİN’DEN YANA!
İslam dünyasının çoğunluğu konuya bu kadar net tepki verirken, Türkiye’dekiler de dahil olmak üzere Müslüman ülkelerdeki siyasal İslamcıların çoğunluğu keskin bir şekilde ayrıştı. 11 Eylül saldırısını net şekilde kınayan ulemaya karşı İslamcılar, ABD’nin Müslüman ülkeleri işgal etmesini, Guantanamo’da insanlık dışı cezaevi kurmasını gerekçe göstererek “Aferin Usame bin Ladin’e, ABD’ye gününü gösterdi” sığ yaklaşımını sahiplendi.
İNTİHAR EYLEMLERİNE DE “CAİZ” DEDİLER
Benzer şekilde, siyasal İslamcıların kaynaklarından biri olan İbni Teymiye’nin intihar bombacılarına cevaz veren İslam dışı görüşünü de benimseyen bu gruplar, aslında radikal grupların terör eylemlerine İslami kılıf bulma çabası sergiliyor. Şayet bir terör örgütü kendilerini sevmediği bir gruba, ülkeye, ülke insanına sivilleriyle beraber saldırı düzenlerse, bunu desteklemekte ya da en azından sessiz kalmakta bir beis görmüyorlar.
HAYREDDİN KARAMAN: ALLAH NE VERDİYSE
Türkiye’deki siyasal İslamcı AKP, 11 Eylül saldırıları sonrası Usame bin Ladin’e açık destek verirken, günümüz şartlarında da Avrupa, ABD ya da Rusya’yı terör saldırıları, intihar bombacıları ile tehdit etmeyi sürdürüyor. Bu İbni Teymiyeyle başlayan geleneği sürdüren AKP’nin aynı zamanda hem dini hem siyasi görüşü olmuş durumda. Nitekim Erdoğan’ın baş fetvacısı Hayrettin Karaman, bugünkü gazete yazısında kitlesel imha silahlarına sahip olarak bunu kullanmaya cevaz verdi.
KARAMAN, ZEVAHİRİ’NİN YOLUNDA
Daha önce de konuyla ilgili Sorularlaislamiyet.com adlı sitede “Bir devletin, savunma amaçlı olarak, nükleer silah edinmesi caiz midir?” sorusunu cevaplayan Karaman, mezhebinin ne kadar “geniş ve El Kaide’ye ne kadar yakın” olduğunu gösterdi. Tıpkı el Kaide lideri Zevahiri gibi Enfal Suresinin 60. ayetini öne çıkaran Hayrettin Karaman, “Onlara karşı kuvvetiniz (gücünüz) ne kadar yeterse ve bağlanan (savaş için beslenen) atlardan (hazırlayın)!” emrini “Allah ne verdiyse” şeklinde yorumlayarak skandala imza attı.
İslam’ın bir masum canı kıymaya cevaz vermeyen anlayışını bir kenara bırakarak, binlerce masumun canına kıyacak kitlesel imha silahlarına kendince fetva vermiş oldu. Böylece AKP’nin kadrolu “din görevlisi” Hayrettin Karaman, iktidar için İslam’ı eğip bükmenin, Saray’ın çıkarlarına hizmet etmek için dini kullanmanın en bayağı yollarından birine daha tevessül etmiş oldu.
Aktif Haber