Seçimlerden yenilgi ile çıkan iktidarda söylem ve icraatlarda taban tabana zıtlık baş gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kucaklaşma dönemi mesajı verirken ‘Türkiye İttifakı’nı da gündeme getirdi.
“Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde, siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyarak, 82 milyon hep birlikte Türkiye İttifakı olarak hareket etmeliyiz” diyen Erdoğan’ın sözleri sonrası gözler muhalefete çevrildi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’dan gelen “Türkiye ittifakı” çağrısına temkinli yaklaşıyor
Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan’ın aktardığına göre Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın dakikası dakikasına uymuyor. Günü gününe uymuyor. Öyle bir yapısı var” diyor.
Gazetelerin Ankara temsilcileri ile kahvaltıda buluşan CHP lideri, geçmişte uygulanan devlet geleneklerinin nasıl kaldırıldığını hatırlatırken “Erken seçim çağrısı yapıyor musunuz?” sorusuna da cevap veriyor:
“Bir erken seçim çağrısında bulunmuyorum. Öyle bir ortam olduğunu düşünmüyorum.Bizim özel bir erken seçim talebimiz söz konusu değil. Tam tersine biz belediye başkanlarımızın önümüzdeki süreç içinde vaatlerini yerine getirip sorumlu birer politikacı olduklarını kamuoyuna göstermelerinizi istiyoruz.”
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya’nın aktardığına göre ise Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “Türkiye ittifakı” çıkışına “Milli konularda ittifak yapmalıyız” sözleriyle destek veriyor.
“Her şeyin sorumlusu olan Erdoğan, ülkeyi sağlıklı yönetmesi, ekonomideki kırılmaları azaltması, kişi başına geliri yükseltmesi işsizliği azaltması, temel hedeflerinden birisidir” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bunları yapmak içinde Erdoğan ne yapacak bilmiyoruz. Hangi kararları alacak onu da bilmiyoruz. İşin özüne dönersek Erdoğan gerilimsiz bir Türkiye istiyor. Seçim öncesi de seçim sonrası da gerilimin olduğu bir Türkiye’yi asla doğru bulmadım. Kendi içinde barışık bir Türkiye, demokratik standartları yüksek bir Türkiye bizim özlem duyduğumuz Türkiyedir. Gerilimi yaratan kendisidir.. Gerilimi sonlandıracak olan da kendisidir. Tümüyle kendisine bağlıdır. Ama Erdoğan’ın dakikası dakikasına uymuyor. Günü gününe uymuyor. Öyle bir yapısı var. Dolayısıyla olaylardan çok hızlı etkileniyor ve etkilendiği olayları sağlıklı değerlendirmek, onları süzmek, oturup istişare etmek, konuşmak değil doğrudan bireysel tepki vererek gerilimin dozunu yükseltiyor. Öyle bir alışkanlığı var Erdoğan’ın.”
YSK’nin KHK’lilerin mazbatalarını iptal etmesine de tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Bu karar demokrasiye aykırıdır. Kişilerden bağımsız olarak söylüyorum. Hangi partinin üyesi olursa… Hukuk sürprizlere kapalıdır. Yasanın gereği yerine getirilir. Eğer yasada bir boşluk varsa o boşluk içtihatlarla doldurulur. Böyle bir tablo Türkiye’nin doğal kabul etmesi gereken bir tablo değildir” ifadesini kullanıyor.
Kılıçdaroğlu, sözlerine tartışma yaratacak bir öneri ile devam ediyor:
“Şunu yapabilirdi YSK; evet ben sizi aldım, başlangıçta kabul ettim ama hata yapmışım şimdi ben bu seçimi iptal ediyorum ve seçimi yenileyeceğim. Dolayısıyla KHK ile görevine son verilenlerin dışındakiler yeniden seçime girerler ve kazanırlarsa gelir yerlerine otururlar. Bu daha adaletli bir davranış olabilirdi. Ama bu da yapılamadı dolayısıyla ben bu tablonun ilerde Türkiye’yi yüksek tazminatlar ödeyecek bir sürece sokacağını düşünüyorum.”
Öte yandan seçim işbirliğinin belediye yönetimlerine yansıyacağını sanmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, dış politikada da S-400’ler konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“S-400 alınacak, pazarlıklar yapıldı. Niçin alınıyor? Türkiye’nin güvenliği için. Türkiye’nin güvenliği için eğer S-400’e gerek varsa alınacaktır. Hangi güvenliği için?.. Hangi tehlikeler için?” sorusunu yönelten CHP lideri, “Şu da yazılıp çiziliyor; S-400’leri alacağız Katar’a veya Azerbaycan’a göndereceğiz diye, bunlar da tartışılıyor. Katar’a Azerbaycan’a göndereceksek niye para veriyorsun, niye alıyorsunuz?..Dış politikada çok ciddi sorunlarımız var” görüşünü dile getiriyor.