Kastamonu’nun Bozkurt ilçesini harabeye çeviren ve onlarca insanın ölümüne neden olan sel felaketinde ihmaller zinciri olduğu ortaya çıktı.
Dere yatağında yapılaşmanın devlet tarafından önerildiği, derenin ıslahı yapılırken yanlış yapıldığı ve 2014 yılında da ‘yüksek taşkın riski’ uyarısı yapıldığı öğrenildi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, sel felaketinin yaşandığı Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde günlerdir sürdürdüğü çalışmalarla iligli açıklamasında önemli bilgiler verdi. Suçun üzerinin örtüldüğünü savunan Öztunç, “Sorumluları yargı önüne çıkarmaları gerekeceğine, oluşan zararı karşılarız diyerek suçun üzerini örtüyorlar. Söz veriyoruz, bugün HES’leri, betonu savunanlar yarın kedilerini savunacaklar” çıkışında bulundu.
‘SORUMLULAR SUÇ ÖRTMEKLE MEŞGUL’
Afet koordinasyonundaki sıkıntılara değinen Ali Öztunç, “Afet yönetimi, koordinasyonu sıfır. Neden. Çünkü sorumlular, suçlarını örtmekle meşgul. Bozkurt’ta, Abana’da olan felaket, Bakanlığın taşkın modellemelerinde öngörülmüş. Buna yönelik tedbir alınmış mı ? Yok. Bu felaket, göz göre göre gelmiş. Sorumlular bundan söz edeceğine, HES’leri savunuyor” yorumunu yaptı.
#Ayancık’taki felaketin nedeni AKP’li Orman Bakanı Pakdemirli’nin tomruk deposunu vadi içerisinde yaptırmasıdır. Tomruklar yağmur ile köprülerde doğal baraj olmuş ve ardından köprülerin yıkılmasıyla sele neden olmuştur. Pakdemirli bu ülkenin gördüğü en beceriksiz Orman Bakanıdır! pic.twitter.com/KeABYl15Rk
— Ali Öztunç (@Ali_Oztunc) August 12, 2021
2014 YILINDA YÜKSEK TAŞKIN RİSKİ VAR DENİLMİŞ
Öztunç’un basınla paylaştığı Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından yapılan Batı Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planında, 2014 yılında da taşkın yaşanan Ezine çayı üzerinde incelemeler yapıldığı, çay yatağı üzerinden yapılan modellemelerde, derenin sağ sahilinin yüksek taşkın tehlike riskine maruza kaldığının uyarısı yapıldığı ortaya çıktı. Planda, 2014 yılında Ezine çayı taşması sonucunda Abana ilçesi yerleşim yerleri ve ticaret alanlarının da su altında kaldığından da söz ediliyor.
‘DERE ISLAHI DA HATALI ‘
Ali Öztunç sözlerini şöyle sürdürdü: “Planda, ilçe merkezindeki dere ıslahı sırasında sağ sahildeki kanal duvarlarının sol sahildeki duvarlardan yaklaşık 1 metre daha düşük yapıldığı, iki dere birleşiminin 150 metre mansabında her iki sahilde de dereye erişim için açıklıklar bırakıldığı, kanal duvarlarının birleştirilmediğinden söz edilerek, bu açıklardan taşan suların akarsuya dönemediği için sağ ve sol sahil yerleşimlerinde ciddi taşkın riski oluşturduğundan söz edilmiştir.”
‘DERE YATAĞINDA YAPILAŞMAYI DEVLET ÖNERMİŞ’
Bozkurt’un nüfus artışının tersine bir yapılaşmaya maruz kaldığını aktaran Öztunç, “Bozkurt’un nüfusu 2000 yılında 10.159, 2020 yılında 9620’dır. Aradaki sürede de azalış göstermiştir. Buna karşın, dönemin Çevre ve Ormancılık Bakanlığı, bölgeye ilişkin 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planda nüfusun artacağı öngörülerek yapılaşmanın artmasına yönelik öneri sunulmuştur. Sonrasında, dere yatağında 8 katlı binalara izin verilmiş. Sonuç olarak sel olmuş ama bilanço deprem bilançosu gibi. Bozkurt yok olmuş resmen. Bunun sorumluları hesap vermeliler. Vermedikleri için daha çok canımız yanıyor” dedi.
‘HES’LERİ SAVUNMAK İÇİN YALAN SÖYLÜYORLAR’
DSİ’nin HES’ler üzerine yaptığı açıklamayı yorumlayan Öztunç, “DSİ, konuyu çarpıtıyor. Kapakların açılması kapılmasından ziyade; bu yapılar yapılırken suyun yatağı değiştiriliyor. suyu tünel ya da kanal ile başka bir yere gönderiyorlar. Diğer kısımda dere yatakları kuruyor. Bu sefer, bu yataklarda, dere kurudu mantığına girilip, dolgu-doldurma işlemi yapılıyor, ev yapılıyor, yol yapılıyor. Su önünü tutan setten kurtulunca gelip buraları geri alıyor” değerlendirmesini yaptı.