“Tarih, düşmanlarımızın sözlerini değil, dostlarımızın sessizliğini yazacaktır.”
Gazeteci Hasan Cemal’in analizi şöyle;
Tarih, 15 Haziran 2017
Bugün, demokrasi tarihimizde bir dönüm noktası. Kemal Kılıçdaroğlu elinde ADALET yazan bir pankartla, tek bir sloganla sokağa çıktı, Ankara’da Güvenpark’a geldi, konuşuyor:
Bütün dünya bilsin, bir diktayla karşı karşıyayız.
Bıçak kemiğe dayandı.
Artık yeter diyoruz!
Adaletin olmadığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz.
Bu yürüyüş, adalet ve demokrasi isteyen herkes için.
Dikta istemiyoruz.
Darbeci görmek istemiyoruz.
20 Temmuz darbesini yapanları istemiyoruz.
Hapishaneleri tıka basa dolu bir ülkede barış olmaz, huzur olmaz.
Özgür bir ülkede yaşamak istiyoruz.
Bedel ödemek gerekiyorsa, o bedeli önce biz ödeyeceğiz.
Heyecanlanıyorum.
Barış ve demokrasi diyenler için, hukuk diyenler için, Saray’dan bağımsız yargı diyenler için yola çıktı Kılıçdaroğlu.
Tarih, 17 Haziran 2017
Yer, Kahramankazan
Adalet yürüyüşünün ikinci günü.
Ankara yakınlarında, Kahramankazan ilçesinin Aydınlık köyünde elimde adalet pankartı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında yürümeye başlıyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu danışmanına, “Cem Karaca’nın Dadaloğlu’sunu da çalsınlar” diyor. Hep bir ağızdan söyleniyor Dadaloğlu:
Yollar bizimdir yollar bizimdir!
Yürüyoruz!
Adalet, hukuk ve özgürlük için yürüyoruz, diktaya karşı yürüyoruz.
Bir CHP milletvekili:
Nasıl medyanın üstünde korku iklimi yaratıldıysa, şimdi de millet iradesi tutuklanıyor.
Slogan patlıyor:
Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
Kemal Kılıçdaroğlu’nun sesi yükseliyor:
Adaletten yana olan herkesi kucaklıyoruz.
Herhangi bir ayrım yapmadan kucaklıyoruz.
Adalet olmadan demokrasi olmaz.
Tarih 16 Haziran 2017. Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte “Adalet” için Ankara’dan İstanbul’a yürüyoruz
Tarih, 19 Haziran 2017
Yer, Kızılcıhamam.
Adalet yürüyüşünde dördüncü gün. Yağmur çiselemeye başlıyor.
Yürüyoruz!
En çok konuşulan konu, Tayyip Erdoğan’ın tehditleri. Tehditler yürüyüşü büyütüyor.
Erdoğan korkuyor.
Çünkü farklılıklar, farklı görüşler, yakın geçmişin tartışma ve kavgaları bir yana bırakılıyor. Bir adalet ve demokrasi şemsiyesi açılırken tek bir hedefe kilitleniyor yürüyüş:
Adalet!
Tarih, 2 Temmuz 2017
Yer, İstanbul
CHP lideri Kılıçdaroğlu bugün ADALET yürüyüşünde dedi ki:
Bizim karşımızda bir duvar var.
Biz bu duvara karşı yürüyoruz.
Duvara karşı mücadele etmezsek, bu duvarı aşamazsak bu ülkeye demokrasiyi nasıl getireceğiz?
Haklı Kılıçdaroğlu.
Bu duvar yıkılmazsa adalet hayaldir.
Demokrasi hayaldir.
Hukukun üstünlüğü hayaldir.
Özgürlük hayaldir.
Bu değerlerin yaşandığı bir toplum ve devlet düzeni, yani demokrasi hayaldir.
Türkiye’de heyula gibi bir duvar yükseliyor, herkesi mutsuz eden, hayatından bezdiren bir duvar.
Bu duvar farklı olanı eziyor, farklı düşüneni susturuyor, zindana atıyor.
Tarih, 9 Temmuz 2017
Yer, İstanbul
Kemal Kılıçdaroğlu bugün İstanbul’da, Maltepe mitingiyle ADALET yürüyüşünü noktalıyor.
Adalet, demokrasi, hukuk ve özgürlük manifestosu yayınlıyor. Barış ve demokrasi diyenlerin yüreğine umut aşılıyor. Gerçekleri yalın bir dille söylüyor:
Sokaksa sonuna kadar sokak!
Darbeyi de önleyeceğiz, adaleti de getireceğiz.
Türkiye bugün dikta altında
Yargı bugün Saray’ın emrinde.
Kılıçdaroğlu bağımsız yargı istiyor.
Özgür medya istiyor.
Birinci sınıf demokrasi için, birinci sınıf demokratik parlamenter rejim için mücadeleye devam edileceğini söylüyor.
Yargıya el konulduğu için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkileri gaspedildiği için sokağa çıkıldığını, hak, hukuk, adalet için yüründüğünü, bundan sonra da demokrasi ve özgürlük gelinceye kadar yürüneceğini belirtiyor.
Sayın Kılıçdaroğlu;
Unutmadınız değil mi?
Ne güzel günlerdi.
Bugün adalet yine Saray’ın ayaklarının altında.
Hedefte 6 milyon oyu olan HDP var, Kürtler var.
Diyarbakır’da, Mardin’de, Van’da Kürtlerin yüzde 60’ın, Yüzde 50’nin üzerindeki oyları, milletin iradesi gasp edildi.
Sessiz kalmayın bu adaletsizlik, bu vicdansızlık karşısında!
Ve yazın bir kenara:
Tarih, düşmanlarımızın sözlerini değil, dostlarımızın sessizliğini yazacaktır.
Kaynak: T24
