Yerel seçimlerde yüksek oylarla seçilen HDP’li Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye eşbaşkanlarının görevden alınıp yerlerine “başkanvekili” adında kayyım atanmasına yönelik tepkiler devam ediyor.
Belediye eşbaşkanları hakkında yürütülen “terör” soruşturmalarının görevden almalara gerekçe olarak sunulmasına bir tepki de eski başbakan danışmanı ve Karar yazarı Akif Beki’den geldi.
Kayyım atamalarının ardından adı yeni kurulacak partilerle anılan Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’dan gelen eleştirilere tepki gösteren AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal “Partiler ve siyasiler tabii ki belirli kesimleri kazanmaya dönük pozisyonlar alabilir. Teröre destek çıkarak milletimizin gönlü kazanılmaz. Siz siz olun, PKK’nın değil, halkımızın desteğine talip olun” demişti. Ünal aynı zamanda “Seçilmiş olmak hukuku ve demokrasiyi yok etmek, terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak hakkı vermez kimseye” ifadelerini kullanmıştı.
Akif Beki de AKP’li Mahir Ünal’ın bu sözlerine tepki gösteriyor bugünkü yazısında.
Görevden alınan eşbaşkanlardan birinin savaş çığırtkanlığı yapmadığını, seçimle geldiği belediyede “otonomluk, kanun tanımazlık ve özyönetim” ilan ederek seçmen iradesine darbe vurmadığını belirten Beki, “Halkın oylarını ve belediyenin imkânlarını, terör örgütünün emrine koşan mı tespit edildi, hukuken sabit değil. Yani terör örgütüne yardım ve yataklık suçunu işlemek, demokrasiyi ve hukuku araçsallaştırmak, milli iradeyi istismar etmek, seçilme hakkını kötüye kullanmak gibi şartların oluştuğu, ispata muhtaç” diyor.
31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde sandıktan çıkanlara afaki suçlamalarla “illegal terörist” muamelesi yapıldığını ifade eden Beki, “Sandıkla gelenin sandık dışı yollarla değil sandıkla gitmesini, yani hukuku ve demokrasiyi savunmak da teröre arka çıkmak gibi sunuluyor” ifadelerini kullanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Eylül 2013’te, Adıyaman’da yaptığı “Demokraside sandık bu işin namusudur. Sandığa hazırlanırsın, sandıktan neticeyi alırsan bizde seni alkışlarız. Ama alamıyorsan başka yollara başvurarak milletin huzurunu kaçırmayın” şeklindeki konuşmasını hatırlatan Beki, bu sözlerin Mahir Ünal’ın ifadeleriyle uyumlu olmadığını belirtiyor.
Beki şöyle devam ediyor:
“‘Demokratik yollarla elde edilemeyen ne var ki dağa çıkarak elde edilsin, talebi olan gelsin düz ovada, meşru zeminde hak arasın’ görüşü, artık terör yandaşlığı, dağdakilerle dayanışma sayılıyor.
Demokrasi ve hukukun araçsallaştırılarak demokrasi ve hukuk aleyhine istismar edildiği, kötüye kullanıldığı savından daha kötü bir kullanım, daha fena bir istismar var mı peki?
Bu demagoji, demokratik muhalefeti ezmeye terörle mücadele süsü vermek olmaz mı? O da, terörle mücadelenin araçsallaştırılarak siyaseten istismarı anlamına gelmez mi?”