“Suriye’nin “demokratik ve cumhuriyetçi karakterini” savunan ÖSO, şimdi Suriyeli Kürt vatandaşlarına karşı savaşır hale geldi”
Geçmişte Suriye rejimi lideri Beşar Esad’a karşı mücadele eden ÖSO şimdilerde yönünü çizmeye çalışırken, Kersten Knipp, DW’deki analizinde ÖSO’nun çöktüğünü iddia ediyor.
Analize göre, ÖSO’nun bir delegasyonu geçen ay Beyaz Saray’da temaslarda bulundu ve Trump yönetiminden, kesilen desteğin yeniden verilmesini talep etti. Bu desteğin yenilenmemesi halinde, İran’ın Suriye’de nüfuzunun artacağını belirttiler.
Benzer bir açıklama, ÖSO komutanlarından Mustafa Secari’den de geldi. Kendilerini ılımlı güç olarak tanımlayan Secari, İran’ın bir dirençle karşılaşmadan Suriye’ye nüfuz ettiğini söyledi.
Knipp, Secari’nin o açıklamasını bugünkü Afrin operasyonu üzerinden okuyor ve şu yorumu yapıyor:
“Bu açıklamanın üzerinden henüz bir hafta geçmişti ki Secari’nin aslında ne kastettiği ortaya çıktı. Tam 35 bin kişilik bir ÖSO grubu Türkiye ile birlikte Afrin’e girdi. Temmuz 2011’de Esad karşıtı seküler gruplardan oluşan ve Suriye’nin ülkenin “demokratik ve cumhuriyetçi karakterini” savunan ÖSO, Ocak 2018’de Suriyeli Kürt vatandaşlarına karşı savaşır hale geldi.”
Knipp’e göre, ÖSO yola çıktığı ilk günden bugüne dek çok sayıda dönüşüm ve değişimden geçti. Bu değişim öyle bir noktaya geldi ki, ÖSO artık ortaya çıkış nedenlerinin tam tersi bir noktada duruyor.
Almanya’daki “Tehdit Altındaki Halklar” derneğinde Ortadoğu uzmanı olarak çalışan Kamal Sido’nun ÖSO ile ilgili yorumlarına dikkat çeken Knipp, ÖSO’nun aslında İslamcı ve cihatçı gruplardan oluştuğunun görüleceği yorumuna dikkat çekiyor.
Knipp gözlemlerini şöyle sürdürüyor:
“ÖSO çatısı altında toplanan grupların büyük bir kısmının kimi ılımlı, kimiyse radikal İslamcı akımlardan oluşuyor. Diğer yandan, Bazı gruplar hala seküler değerleri savunmaya devam ediyor. Washington’daki Brooking Enstitüsü’nde Ortadoğu uzmanı olarak görev yapan Charles Lister, ÖSO çatısı altında yaklaşık 80 farklı birlik ve grubun olduğunu belirtiyor. Bu gruplar, ne ortak siyasi amaçlar güdüyor ne de askeri olarak birlikte hareket ediyor. Aslında “Özgür Suriye Ordusu” uzun zaman önce yok olmuş bir birliğe atıfta bulunuyor.
ÖSO’nun askeri çöküşünü siyasi ve ideolojik çöküş izledi. Suriye savaşında Esad karşıtı ılımlı gruplara destek veren Amerika Birleşik Devletleri, başından beri tam anlamıyla güvenemedikleri bu partner konusunda hep temkinli davrandı. Washington, ÖSO’ya verecekleri yardımların IŞİD gibi cihatçı grupların eline geçebileceği kaygısını taşıdı. Sonuç olarak hem Obama hem de sonrasında gelen Trump yönetimi ÖSO’ya destek ve silah sevkiyatı konusunda çekimser davrandı.”