Rawest Araştırma, AKP içerisindeki ‘yeni parti’ arayışlarına ilişkin bölgede yaptığı araştırmanın sonuçlarını açıkladı.
Araştırmaya göre AKP ve HDP arasında 7 Haziran’dan bugüne gidip gelen ve henüz bu iki partiden birine demirlememiş olan seçmenin ilk durağının yeni kurulacak bu siyasi parti olması mümkün.
Araştırmada, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski bakanlardan Ali Babacan ve eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun girişimleri “yeni parti” olarak yel aldı ve ‘yeni parti’ girişimleri soruldu. Araştırma 20 ilde gerçekleştirildi.
ARADA KALMIŞ SEÇMENİN İLK DURAĞI YENİ PARTİ OLUR
Araştırmaya göre AKP ile HDP arasında kalmış seçmenlerin il durağı yeni parti olacak; “Katılımcılara göre, yeni bir parti kurulduğu taktirde, özellikle AKP ve HDP arasında 7 Haziran’dan bugüne gidip gelen ve henüz bu iki partiden birine demirlememiş olan seçmenin ilk durağının yeni kurulacak bu siyasi parti olması mümkün. 7 Haziran 2015’ten 24 Haziran 2018’e gelen süreçte AKP’den HDP’ye geçiş yapmış seçmenin büyük çoğunluğundan yeni partiye geçiş olması ise oldukça zor görünüyor.”
HDP’Lİ KESİMİN DAVUTOĞLU’NA ÖN YARGISI VAR
Raporda, Ahmet Davutoğlu ismine özellikle HDP’li kesimlerin ciddi bir ön yargısı bulunduğu belirtiliyor. Öyle ki çatışma ve müzakere sürecinin başbakanı olmakla hatırlanmaktan çok hendek ve çatışmalar döneminin yürütücüsü olarak anılıyor. Davutoğlu’nun en büyük avantajı ise bölgede çalışan kadro ve fikir üreten neredeyse tüm İslami grup ve cemaatlerin üzerindeki olumlu etkisi. Davutoğlu’nun bir lider olarak, hele de Erdoğan karşısında başarılı olamayacağını düşünen görüşmeciler, onun Kürtlerden de -biraz önce sayılan gerekçelerle- beklediği ilgiyi görmeyeceğini zikrediyor.
GÜL’Ü EN ÇOK ARATANLAR KÜRT İLLERİ
Raporda, Abdullah Gül isminin gündeme geldiği 24 Haziran seçimleri öncesinde Kürt illerinden aşırı bir ilgi olduğunu gözlemlendiği vurgulandı. Örneğin Google’da bu ismi en çok aratan 10 şehirden 9’unun Kürt şehirleri olduğu vurgulandı. Raporda, “Ama dikkate değer biçimde, Gül isminin; içinde, arkasında veya önünde olmayacağı bir yeni partinin/hareketin toplumun geniş nezdinde yeterli güveni oluşturamayacağı da kabul ediliyor” denildi.
BABACAN İDEAL PROFİL ÇİZİYOR
Raporda Ali Babacan’ın hem AKP hem de HDP tabanında nötr yaklaşılan bir isim olarak öne çıktığı belirtiliyor. “İki tabanın da güçlü ekonomik dönemle hatırladığı bir isim olması ve Müslüman/dindar kimliğinin merkez politikacı kimliğinin bazen gerisinde kalması Babacan’ın daha geniş kesimlerle temasını kolaylaştırıyor. 17 yılı aşkın tecrübenin vardığı yer sebebiyle ülkenin genel havası İslamiliği baskın bir siyasete kısa vadede güvenecek gibi görünmüyor. Bu sebeple Babacan, bu kesim için ideal bir profil çiziyor, tabii Gül’ün de onu destekliyor olması kaydıyla” ifadeleri kullanıldı.
ÇIKMADILAR ARTIK ÇIKMAZLAR
Raporda yeni parti kurulacağına dair inancın azaldığı belirtiliyor. Raporda bu durum, “Son 2-3 seçimdir yeni parti beklentisinin hayata geçmemiş olması bu ihtimale olan inancı da zayıflatıyor. Görüşmecilerin yarıya yakınında inancın zayıflaması hali ‘Her seferinde bu sefer çıkarlar dedik ama çıkmadılar, çıkmadıkça da ‘artık çıkmazlar’ kanaati oluşuyor’ gibi ifadelerle açıklanıyor” denildi.
AKP HER İŞİNİ KAVGA İLE HALLEDER OLDU
Yeni parti beklentisini güçlendiren faktörlerin başında geçtiğimiz yaz ABD’yle yaşanan Rahip Brunson krizi geliyor. Rapor şöyle devam ediyor; “Ekonominin Batı ile kavganın bir sonucu olduğunu düşünenlerin çoğu, özellikle Rahip Brunson olayından sonra AK Parti’nin ‘kavgasız halledebileceği işleri de kavga ile halletmeyi seçtiğini’ görüyor. Aşırı merkezileşme, bütün yetkilerin tek adamda toplanmış olması, Avrupa ile atılan köprüler ‘normal’ bir hayat sürmek isteyen kesimi ‘sürekli bir olağanüstü durum’ içinde yaşattığı için yoruyor. AKP herhalde artık böyle yönetecek algısı güçleniyor ve bu algı güçlendikçe yeni bir parti ihtimaline daha çok kulak kabartılıyor.”
