Ankara-Washington hattındaki ilişkilerin ana gündem maddesi, Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı ve yaz aylarında transferi yapılması planlanan S-400 hava savunma sistemi.
Washington, Ankara’ya yönelik art arda tehdit ve uyarılarla süreçten vazgeçmesi çağrısında bulunurken, F-35 savaş uçaklarının Türkiye’ye teslimatının bloke edilmesinin ardından ABD merkezli yeni yaptırımların da sinyalleri geliyor.
ABD yönetiminin hemen her kademesinden Türkiye’ye, S-400 alması durumunda yaptırımlar geleceği çağrısında bulunulurken, son benzer açıklama ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye Büyükelçiliğine aday gösterdiği David Michael Satterfield’den geldi.
Satterfield, Türkiye’nin, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alma konusunda bir tercih yapması gerektiğini savundu ve Türkiye’nin F-35 savaş uçağı üretimindeki katılımını riske attığına ve yaptırımlarla karşılaşma ihtimaline değindi.
Satterfield, Türkiye’nin öneme haiz bir NATO üyesi olarak tercihini yapması gerektiğini kaydetti ve “Onaylanırsam, Türkiye’ye doğru stratejik kararı vermesi için baskı yapacağım” ifadelerini kullandı.
Ankara’ya yönelik keskin üslubunu sürdüren Satterfield, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alınması durumunda ABD’nin Türkiye’ye P atriot füze savunma sistemi satışı da yapmayacağını savundu.
Büyükelçi adayı Satterfield şu sözlerle eleştiri ve tehditlerini sürdürdü:
“Türkiye demokratik bir ülke ve biz bu şeffaf sürece herkes tarafından tamamen saygı gösterilmesini istiyoruz ve bu şekilde sandığa gidenlerin iradesi de tanınmış olur. Süreci yakından izleyeceğiz.”
Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre, Satterfield, ABD Dışişleri Bakanlığının en kıdemli kariyer diplomatlarından biri olarak öne çıkıyor. 1980 yılından beri özellikle Orta Doğu’da birçok farklı görevde bulunan Satterfield, 1954 yılında doğdu. Hali hazırda ABD Dışişleri Bakanlığında Yakın Doğu İlişkilerinden sorumlu müsteşar olarak görev yapan Satterfield, Türkiye, Rusya ve İran arasındaki Astana sürecine ABD’nin gözlemcisi olarak katıldı.
Satterfield, eski Başkan Barack Obama döneminde ise Sina Yarımadası’nda barışı korumakla yükümlü “Çok Uluslu Güç ve Gözlemciler”in genel direktörü olarak görev yaptı. Satterfield, yine Obama döneminde 2013-2014 yıllarında Mısır’da geçici maslahatgüzar olarak bulundu.
